Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer sorumlu arıyorlarsa AK Parti'ye değil, önce kendilerine baksınlar. Zaten her şey peyder pey ortaya çıkıyor. Bu kirli tezgahın sorumlularını AK Parti'de, AK Parti iktidarında değil, gitsinler avukatlığını yaptıkları çetelerin, mafyaların, karanlık örgütlenmelerin içinde arasınlar'' dedi. Erdoğan "nerede o timsahlar" dedi.
Rixos Otel'de partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, maden kazalarının mesleğin kaderi olduğunu belirtti. Erdoğan'ın konuşması:
BU OLAYIN KADERİNDE VAR
Grizu gazı maalesef madenlerin tabi bir parçasıdır. Grizu patlamalarını yüzde yüz önlemek mümkün değildir. Dünyanın bir çok yerinde bu ne yazık ki, bu işin kaderidir. Bunu sağa sola çekmek isteyen çeşitli köşe yazarlarına da hatırlatmak istiyorum. Bu işin kaderidir diyorum.
Bunu sağa sola çekmeye de kimsenin ne fikri ne düşünce derinliği yetmez. Niye yetmez?
Senin kadere imanın yoksa ben seninle tartışacak değilim. Benim söylediğim mesele başka. Bu olayın fıtratında kaderinde bu var.
Aşiyan mezarlığında iki polisimizin başına gelen olay. Bir
tinerci tarafından başlarına gelene bakın.
Bu nedir? Bu mesleğin kaderi bu. E polisin görevi bu, orada bu görevi icra ederken başlarına bu geldi ve iki polis kardeşlerimizden bir tanesi ebediyete intikal etti.
SON 2 İŞÇİNİN CESEDİ ÇIKARILANA KADAR VEKİLLER ORADA KALACAK
Dünya bir
gelişim dönüşüm yaşıyor. Bunun sebebi taşerondur deniliyor. Orada da çalışan maden mühendisleri var. Ebediyete intikal edenler içinde mühendislerimiz de var. Son dönemlerde kömür madenlerinde, hem
üretim artmıştır hemde kazalar azalmıştır.
Bakanlarımı oraya intikal ettiler, il
bölge milletvekillerimiz orada bulundular. Bütün ilgili birimlerimiz seferber oldular. Hepsi yoğun çalışmanın içerisine girdiler. 4 gün olay yerinde yatıp kalktılar. Şu anda çalışma bakanım, enerji bakanım, il milletvekillerimiz son iki kardeşimizi de çıkarana kadar oradan ayrılmayacaklar. Çalışmaları takip edecekler.
Önceki gün de ben gittim. Yetkililerle, madencilerle,
ailelerle görüştüm. Oradaki acıyı provoke etmek isteyenlerin o kalabalığa girdiklerini gördük. Halkı galeyana getirmek isteyen bir kişinin, zonguldakla hiçbir bağlantısının olmadığını,
Ankara doğumlu, il
legal legal malum örgütlerinin mensubu olduğunu istihbarat teşkilatımız çıkardı.
Tabi bu insanlar bu toplumun kaderi. Basınımızda da bu olayın aleyhimize bir kampanyaya dönüştürülmek istendiğini görüyoruz.
ULUSAL KRİMİNAL DAİRESİ'NİN BENİM İÇİN ÇALIŞMA YAPTIĞINI HATIRLAMIYORUM
Bu ve benzeri istismar olayları yüzünden gündemde olan konu da malum konu. Dün birisi çıktı, o da kriminal incelemeler yapan kuruluşmuş. Benimle ilgili de çalışma yapmış. Ben hatırlamıyorum, bilmiyorum bile v
e devletin hiçbir resmi, bu noktada ilgisinin olmadığı bir yer.. Nereden çıktıysa çıktı ortaya. Bir açıklama yaptılar. Bu ülkenin TÜBİTAK'ı var,
Adli Tıp'ı var. Yapılması gereken bir şey varsa buralar vasıtasıyla yapılır.
Öyle meseleler, öyle özel olaylar vardır ki bunlar
siyasetin konusu aracı yapılamaz. Milletin topyekün yüreğini dağlayan meseleler, ailevi meseleler siyasetin üzerindedir.
Siyasi
tartışma ve polemiklerin çok ötesindedir. Hatta dışındadır. Terör bu milletin ortak meselesidir. Şehitlerimiz, bu milletin tamamının aziz şehitleridir.
En önemlisi de aile
özel hayat kutsaldır. Onun tanımını iyi yapmak lazım. Genel hayatı bahsetmiyorum, özel hayattan bahsediyorum.
Kişilik hakları kutsaldır. Bunlar tek tek fertlerin olduğu kadar,
Türkiye Cumhuriyeti'nin ortak kutsallarıdır.
Ak Parti bunları gözeten bir temel üzerine kurulmuş hareketin adıdır. Bizler muhafazakar demokrat bir siyasi kimliğe sahibiz. Bu ismi seçerken çok hassas dikkatle seçtik.
Aileye yönelikl
tedbir karşısında varımızı yoğumuzu ortaya koymaktan çekinmeyeceğiz. Çünkü aile bizi birbirimize bağlayan en değerli varlığımızdır. Şunu lütfen unutmayınız, eğer aile çökerse, bu milletin çimentosu da erimiş demektir. Toplumsal yapımızda çöker.
Biz sabırla metanetle bu saldırıları göğüsledik. Asla onların yaptığı yanlış yapmadık. Onların özel hayatlarını siyasetimize malzeme edilmedik. Çünkü biz günlük düşünmüyoruz. Biz bugünü geleceği hassasiyetle düşünerek yolumuza devam ediyoruz.
Biz gelecek nesillere seviyeli bir siyaset güzel bir üslup bırakmanın mücadelesini veriyoruz.
Biz sırtımızı millete dayadık. Şimdi yeni yola çıkanlar aynı argümanları kullanma gayreti içine girdiler. Fakat bu yaşanır, konuşulmaz.
Bu ülkede siyaset mühendisliğini uygulayacaksın. Milletin mühendisliğiyle siyaset yapılacağını biz gösterdik. Biz çetelerden statükolardan değil, sadece ve sadece milletten güç alınarak siyaset yapılacağını sadece biz gösterdik.
SÜKUTUMUZ İKRARDAN DEĞİL EDEBİMİZDEN
Yalanın, iftiranın çamur atmanın siyasetin dili olmaması gerektiğini savunduk. Nasıl ki siyasette başkalarının mahremiyetini istismar malzemesi yapmak çirkinse, aynı şekilde kendi mahremiyetini siyasete istismar meselesi yapmak o kadar yanlış, ondan da fazla çirkindir.
Şimdi ana muhalefet partisinde yaşanan gelişmeleri milletimiz izliyor. Biz genel başkanı bansı toplantısına kadar sükut ettik. Sükutumuz ikrardan değil, söylenenleri kabulden değil, aksine edebimizdendi.
Önce
CHP eski lideri, ardından arkadaşları, ardından da
yandaş medyaları hükümeti ve Ak Parti'yi karalamaya kalkıştılar. İthamla kalmadılar, günler boyu bu meseleyi bir mağduriyete giriştiler.
BEN SENİN MEMURUN MUYUM?
Şimdi dün kriminal açıklamasında ''Bu iş devlet eliyle yapılmamıştır'' denildi. Kendileriyle çeliştiler.
Ona mı siparişi verene mi? Özel hayatla ilgili meseleyi bizzat kendileri siyasallaştırmaya dönüştürmeye gayret ettiler. Mesele yargıya intikal ettiği için bu sürecin tamamlanmasını temenni ediyoruz.
''Başbakan bunu ortaya çıkarmalıdır'' dediler. Ben senin memurun muyum yahu? Bu işi ortaya çıkaracak yargıdır. Olay yargıya intikal etmiştir. Süreç artık yargınındır.
BUNUN SORUMLULUĞUNU ÇETELERDE ARASINLAR
Bu işte eğer bir sorumlu arıyorlarsa, önce Ak Parti'ye değil, kendilerine baksınlar. Bunun sorumluluğu gittikleri avukatlığını yaptıkları çetelerin, mafyaların, karanlık örgütlenmelerin içinde arasınlar.
Sırtlarını dayadıkları statükoda, siyaset dışı karanlık güçlerde arasınlar. Belden aşağı vurmaların, bizim kitabımızda yeri yoktur.
NEREDE O TİMSAHLAR?
Bu senaryonun yazarı olarak bizi itham edeceklerine,
istifa çığlığı atanlara dikkat etsinler.
Timsahın o gözyaşlarına dikkat etsinler. Timsahlar görüntülerde, gözyaşları görüntülerde. Şimdi nerede o timsahlar? Her şey açık ortada.
İşte şimdi yıkılanlar Ak Parti'ye çamur atacaklarına önce o 'Brütüsleri'ne baksınlar. Geri dönme çağrısını yapanlara baksınlar. Enteresan şeyler oluyor. Öyle şeyler oluyor ki bakıyorsunuz o anda o konuşmalar yapıldığı andaki sahneler, bunlar tarihe çok ilginç anlar olarak geçecek. Siyasi dürüstlüğün kitabıdır bu. Siyasette yalan
egemen olduğu sürece o siyasetçiden bir şey olmaz.
İKTİDAR OLAMAYACAKSIN Kİ...
Demokrasilerde iktidar ne kadar vazgeçilmezse, muhalefet de o kadar önemli ve vazgeçilmezdir. 7.5 yıl boyunca yol gösterici bir muhalefetin özlemi içinde olduk. Ana muhalefet partisinin 'ak'a kara, karaya ak diyen siyaseti, bize Ak Parti'ye değil, Türkiye'ye kaybettirdi. Milletin meclisine değil, statükoculara
kulak verdiler. Küçük olsun ama benim olsun diyerek Türkiye'ye sırtlarını döndüler. Bugün ana muhalefet partisinde yaşanan değişimin, seviyeli kaliteli bir siyaset doğurmasını en çok bir arzu ediyoruz.
İstiyoruz ki muhalefet Türkiye'yle, gerçekleriyle, dünyayla barışsın. Ama tespit yapıp çözüm üretmedikten sonra benim milletimi aldatamazsın.
İşsizlik bu ülkenin sorunudur. Bunu söylemene gerek yok ki, bunu cümle alem biliyor. Nasıl çözeceksin? İktidara gelince söyleyeceğiz. İktidar olamayacaksın ki.
Emeklilere zam verilmiyor. Biz geldiğimizde neydi şimdi ne? Kaç kat arttı?
Yolsuzluklar. Aynaya bakacaksın. Önce aynaya bakacaksın.
Bu ülkede yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadelenin en açık mücadelesini veren evelallah Ak Parti iktidarı olmuştur.
KRİZ TEĞET GEÇTİ
İşsizlikten konuşuyorsun. Bak söylediğimize yine geliyoruz. Dünyaya ABD'ye Rusya'ya ispanya'ya İngiltere'ye bak. Bunlar dünyanın ilk onu içinde olan ülkeler.
Onlarda işsizlik nereden nereye geldi, şimdi bi de Türkiye'ye bak. Şurada bir iki ay içerisinde yüzde 10'nun altına düşerse bunu da söylüyorum.
Ekonomi dünyadaki
kriz, teğet geçecek dediğimiz zaman bizimle dalga geçenler, şimdi o dalgada kendileri boğuluyorlar
ŞİRKET KAPATMAK DA İŞİN KADERİNDE
Efendim şu kadar şirket kapandı. Ayıp ayıp, birde açılanlara bak. Şirket kapatmakta, işin yine kaderindedir, açmakta bu işin maharetidir. Açılanı da kapananı da göreceksin. Tabiî ki başarılı olamayan kapatacaktır.
Düne kadar bu malum kadronun içinde olup, statükoyu koruyanlardan ciddi bir değişiklik beklemek nafiledir. Önemli olan koltuklarda oturanların değişmesi değil, zihniyetin değişmesidir.
1940 MODEL SİYASETİ BIRAK
1940
model siyasetten vazgeçip bugüne gelmelerini, dünyayı tanıyıp anlamalarını, temel hak ve özgürlükler konusunda, milletin temel değerleri konusunda rezervlerini kaldırmalarını umuyoruz. Çetelerin mafyaların avukatlarını bırakmalılar.
Sen ne yapacaksın onu anlat? Yapacağını, hem durumu söyle hem de yapacağını anlat.