Şu anda TBMM'de yapılmakta olan ve yapılacak olan yeni düzenlemelerle
Yargıtay ve
Danıştay'da da bazı adımları atmakta kararlıyız.
Tutukluluk süresinin dolması nedeniyle yapılan son
tahliyeler hukuk sisteminin bir kez daha sorgulanmasını gündeme getirdi. Serbest bırakılanları biz mi serbest bıraktık? Yargıtay'ın iş günü çok.
Hakim ve savcı alımları da trajikomik bahanelerle engellendi. Biz önemli bir adımı atıyoruz. Terör örgütü mensupları iş yoğunluğu gerekçesiyle serbest bırakılırken, kimi
dosyalar jet hızla karara bağlanıyor. Benimle ilgili 2002'de Diyarbakır'dan dosya 24 saatte Ankara'ya geldi. Yargıtay 24 saatte karar verdi, seçime girmemi engelledi. Özelleştirmelerin karara bağlanması yıllarca sürerken,
tam gün yasasıyla ilgili bir gün içinde
iptal kararı verilliyor.
Danıştay, dün
ALES sınavıyla ilgili biliyorsunuz bir karar aldı. ALES
Sınav Kılavuzu'nda öğrencilerin kılık kıyafetine ilişkin yasaklama, kısıtlama olmadığı için yürütmeyi durdurdu. Karar son derece keyfi bir karar. Vicdanları yaralayan, evrensel hukuk normlarını çiğneyen, yargıya güveni bir kez daha sorgulatacak nitelikte bir karar. Alınan bu karar, aynı zamanda kanunsuzdur. Yargının siyasallaşması işte budur. Yeni anayasayı sadece anayasa uzmanları hazırlamayacak, STK'lar da görüş bildirecek.
Türkiye hızlı ve istikrarlı bir şekilde büyüyor. Türkiye ekonomisi algısı 8 yıl öncesine göre köklü şekilde değişmiş durumda.
Küresel meselelerde Türkiye tezlerini ortaya çok açık koyabiliyor. 21. yüzyılın Türkiye yüzyılı olması için katkılarınızı bekliyoruz. "