Toplum üzerinde özellikle 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra oluşturulan baskı ortamı giderek ağırlaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret iddiasıyla ardı ardına davalar açılıyor. Bunların bir kısmı, hapis cezasıyla sonuçlanıyor. Söz konusu davalardan sonuncusu Çanakkale’de görüldü. Kentteki bir mitingde attıkları sloganda Erdoğan’a hareket ettikleri iddiasıyla yargılanan 1 profesör, 2 öğretmen ve 1 üniversite öğrencisine 11’er ay 20’şer gün hapis cezası verildi. Mahkeme, hapis cezasını 7 biner lira para cezasına çevirerek, hükmün açıklanmasını 5 yıl süreyle geri bıraktı.
Alınan bilgiye göre, davaya konu olay şöyle yaşandı: Eğitim-Sen tarafından Milli Eğitim Yasası’nda yapılan değişikliklere tepki göstermek amacıyla 26 Nisan 2014 tarihinde ülke genelinde eylemler düzenlendi. Çanakkale’de düzenlenen yürüyüşe ise “Hırsız Tayyip Erdoğan”, “Tayyip şaşırdı, paraları aşırdı” sloganları atıldığı iddiasıyla dava açıldı. Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç ile iki öğretmen ve bir üniversite öğrencisinin ‘devlet büyüklerine hakaret’ suçlamasıyla yargılanmasına başlandı. Çanakkale 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, geçtiğimiz çarşamba sonuçlandı. Mahkeme, yargılanan dört sanığa 11’er ay 20’şer gün hapis cezası verdi. Hapis cezası 7’şer bin TL para cezasına çevrildi ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Cezaya tepki gösteren Telat Koç, izinli mitingde demokratik tepki haklarını kullandıklarını belirterek, o sözleri hatırlamadığını ifade etti.
Böyle bir slogan atılsa bile onlarca kişinin bunu kullandığı kaydeden Koç, sadece dört kişi hakkında dava açılmasını eleştirdi. Belli kişiler hedef seçilerek toplumun susturulmaya çalışıldığını ifade ederek, “Tamamen eleştiri hakkı bu. Bizim verdiğimiz vergilerle görev yapan kişileri eleştirmek doğal haktır. Demokrasi, hukuk herkese lazım. Doğru olan şeyleri de yanlış olan şeyleri de eleştirme hakkı vardır. Eleştiriye teşekkür edilmesi gerekirken haksız ceza veriliyor.” diye konuştu.
Hukukçular da yaşananları, toplumda herkesin ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir saldırı olarak değerlendiriyor. Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi, konu hakkında geçtiğimiz günlerde açıklama yapmıştı. Demokratik bir toplumda siyasetçilere karşı eleştiri yöneltilmesini demokrasinin gereği olarak nitelendiren baro, bu eleştirinin yargı kullanılarak boğulduğu takdirde rejimin adının demokrasi olmayacağını vurgulamıştı. Zaman