"Erdoğan televizyonlara çıkıp Almanya Başbakanı Merkel’i düşman ilan edemiyor. Fethullah Gülen için söylediklerinin onda birini Merkel için söyleyemiyor." diyen Babahan yazısında, Almanya'nın elinde olan ve Erdoğan'a ait olan ses kayıtlarına vurgu yaptı. Peki hükümet neden sesini çıkaramıyor? Alman istihbaratının elinde neler var?
İşte Ergun Babahan'ın analizinin ilgili bölümü;
ALMANYA 5 YILDIR TÜRKİYE'Yİ DİNLEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ
Şimdi, Almanya’nın yıllardır Ankara’yı dinlediği ortaya çıktı. Başta, Erdoğan’ın oğluyla yaptığı konuşmalar olmak üzere, her türlü mahreminin Alman istihbaratının elinde olduğu anlaşılıyor.
ALMANLAR HER ŞEYİ BİLİYOR
Tapeler ortalığa saçılmadan önce başta Almanya Başbakanı Merkel olmak üzere, üst düzey Almanya yönetiminin Ankara’da dönen dolaplardan haberdar olduğu da ortaya çıkıyor.
Bunun yanı sıra, Türkiye’nin Suriye ve Irak politikalarındaki detaylara da Alman istihbaratının sahip olduğu belli oluyor. Ortadoğu politikaları nedeniyle, Almanya’nın Türkiye’ye Batılı bir müttefiki olarak değil de, İslam Devleti’nin destekçisi olarak değerlendirdiği netleşiyor.
ALMAN HÜKÜMETİ, ALMAN MEDYASINA BİLEREK SIZDIRDI
Almanya elindeki bilgilerin sağlamlığının da verdiği rahatlıkla, Ankara’nın dinlendiğine ilişkin haber ve örtük tepkileri ciddiye bile almadı. Aslında, Türkiye’nin dinlendiğine ilişkin haberin de Alman Hükümeti tarafından bilerek medyaya sızdırıldığını varsayabiliriz. Böylece, Ankara’ya ‘‘Ne dolaplar çevirdiğini yıllardır biliyoruz’’ mesajı verildi.
AKP iktidarı, Almanya’nın elindeki bilgilerin farkında…
Onun için Erdoğan televizyonlara çıkıp Almanya Başbakanı Merkel’i düşman ilan edemiyor. Fethullah Gülen için söylediklerinin onda birini Merkel için söyleyemiyor.
AKP’nin Almanları kızdırmaktan, rahatsız etmekten kaçınacak bir politika izlemek durumunda kalacağı net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Almanya’ya gidip düzenlediğin mitinglerde Almanlara meydan okursan olacağı budur. Adamın façasını bozarlar…
Ankara’da kendini kral görenler, uluslararası arenada bir anda pısırık kediye dönebilir. Bugün gördüğümüz tablo maalesef tam olarak da bu.