Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, '
silahların gölgesinde demokratik
açılım süreci yürütülemez' denirken kimin silah bırakmasının istendiğinin çok önemli olduğunu belirterek, ''Burada güvenlik güçlerinin
silah bırakması mı isteniyor, yoksa
terör örgütünün silah bırakması mı isteniyor?
Güvenlik gücünün silah bırakması bir defa hiçbir zaman mümkün değil'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Kanada'da düzenlenecek G-20 Zirvesine katılmak üzere İstanbul'dan Toronto'ya hareketi öncesinde
Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, Türkiye'nin de üyesi olduğu G-20'nin 26-27 Haziranda yapılacak 4. Liderler Zirvesine katılmak üzere,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan,
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek ve bazı milletvekilleriyle Toronto'ya gideceklerini söyledi.
Orada iki günlük yoğun bir programı icra edeceklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
''Mevcut gündemin dışında başta sayın Obama olmak üzere liderlerle birçok görüşmelerimiz olacak. G-20'nin ağırlıklı gündemi, dünyadaki küresel
finans krizinden bu yana yoğunlaşan
ekonomik kriz karşısında alınan tedbirler ve 3 G-20 zirvesinin değerlendirilmesinin yapılacağı gibi, önümüzdeki sürece yönelik ne gibi çalışmalar yapılıyor, ne gibi çalışmalar yapılacak, bunların değerlendirilmesi olacak. Bu süreç içerisinde malum G-20 ülkelerinin teröre yönelik de birçok yaklaşım tarzı var. G-20'nin bunların dışında kalamayacağı bundan önceki görüşmelerimizde zaten hep gündemimizde yer aldı. Bunlara yönelik de terör noktasında, terörle mücadelede dünyada önemli derecede sıkıntısı olan ülkelerden biri olarak bu konuyu da gündemimizde bulunduracağız. Gerek Afganistan'da şu anda komutayı elinde bulunduran bir güç olarak, gerekse
İran,
Irak,
Filistin,
İsrail arasındaki ilişkileri, bunun yanında ülkemizde ağırlıklı olan teröre yönelik ortak mücadelede bulunduğumuz ki Irak gündemi içerisinde üçlü mekanizma konusu, tabii ki bunları da özellike burada görüşme fırsatını bulacağız.''
Başbakan Erdoğan,
pazartesi günü Türkiye'ye döneceklerini kaydetti.
SORULAR
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı
Barack Obama ile görüşmesine ilişkin bir soru üzerine, görüşmenin içeriğiyle ilgili bir açıklamada bulunmasının doğru olmayacağını, bunun mümkün de bulunmadığını söyledi. Erdoğan, ''Bunları, dönünce neler görüştüğümüzü, açıklanması gereken ölçüde açıklarız'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bugün yaptığı toplantıya katılan bazı kişilerin, ''Silahların gölgesinde demokratik açılımdan söz edilemez'' ifadesini kullandığını anımsatan bir gazetecinin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu karşılığı verdi:
''(Silahların gölgesinde demokratik açılım süreci yürütülemez) denirken ne kastediliyor? Yani kimin silah bırakması isteniyor, burası çok önemli. Burada güvenlik güçlerinin silah bırakması mı isteniyor, yoksa
terör örgütünün silah bırakması mı isteniyor? Güvenlik gücünün silah bırakması bir defa hiçbir zaman mümkün değil. Bir defa silah güvenlik gücünün adeta demirbaşıdır. Onsuz zaten onun olması mümkün değil. Niçin vardır, bir, tüm vatandaşının, halkının can güvenliğini temin için, dışarıdan olabilecek herhangi bir saldırıya karşı güvenlik için bu onun bir demirbaşıdır.
Nedir? Bir başka konu, eğer bölücü terör örgütü silah bırakıyorsa,
operasyonel noktada ne yapacaktır, güvenlik güçlerimiz de operasyon noktasındaki sayılarını minimize edecektir. Çünkü hiçbir güvenlik gücü de durup dururken rastgele 'Ben şu operasyonu yapayım, bu operasyonu yapayım' demez. Bütün mesele huzur ortamının olmasındadır.
Huzur ortamı olduğu anda zaten güvenlik gücü de operasyonlarını minimize edecektir. Varsa bir yerde herhangi bir olay sadece o olayın üzerine gider, ama bunun dışında da herhangi bir şeyi yapmaz. Burada bütün mesele bu benim de dikkatimi çekiyor; silahların bırakılması... Kim silah bırakacak? STK'lar bunu dillendirsin öncelikle.''
Diyarbakır'daki STK'ların ''ön şartsız silah bırakma'' dediklerini, bu çağrıyı terör örgütüne yaptıklarını ifade eden Erdoğan, ''Takdir edilmesi gereken budur. Olması gereken budur. Bu yapıldığı anda zaten inanıyorum ki
bölge de ülkemiz de çok daha farklı bir huzur ortamında aydınlık geleceği yakalayacaktır'' dedi.
''AÇILIM SÜRECİNDEN HERHANGİ BİR TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR''
Demokratik açılım sürecinden herhangi bir taviz vermelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizim bu Milli Birlik ve Kardeşlik projemiz, bundan daha güzel ne olabilir? Ülkemizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini istiyoruz ve bunu da bir demokratik açılım süreci olarak devam ettirelim istiyoruz. Burada barış var, temel hak ve özgürlükler var, burada bir defa bölgesel milliyetçilik diye bir şey asla olmayacak ki bunu isteyenler var, bunu isteyenler ayrımcılığı isteyenlerdir aynı zamanda, etnik milliyetçiliği ortadan kaldırmak var, dinsel milliyetçiliği ortadan kaldırmak var, bütün bunları hedefliyoruz ve teröre karşı 72 milyon birlikte mücadele edelim istiyoruz. Öbür tarafta istiyoruz ki bu ülkede tüm etnik unsurların bir defa birbirleriyle olan ilişkileri çok daha farklı bir konuma ulaşsın, tamamen sevgi temelli, kardeşlik temelli olarak devam etsin ve bunlar arasında bir ayrımcılık asla olmasın. Aynı şekilde
inanç grupları arasında bir ayrımcılık olmasın, farklı inanç gruplarının birer zenginlik olduğunu, farklılıkların birer zenginlik olduğunu bilelim ve bunların da zaten demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde, devletin, yani bizim onlara eşit mesafede olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Bu anlayışla bu süreci devam ettirelim.''
Başbakan Erdoğan, bu arada başta işsizlik olmak üzere ekonomik sorunlar olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bununla olan mücadelemiz var ve son zamanlarda da hamd olsun burada da hedefimize doğru ilerliyoruz. Bakın artık işsizlikte de gözle görülür bir azalma var.
Avrupa ülkelerinde, dünyada artış hala devam ederken bizde de düşüş şu anda devam ediyor ve bu konuda da kararlılığımız aynen devam edecek, buradan da taviz vermemiz mümkün değil ve bu kararlılığı tüm milletimizle paylaşmak istiyoruz, tüm siyasi partilerle, tüm STK'larla paylaşmak istiyoruz ve bu konuda da özellikle her yerde söylüyorum başta medya olmak üzere bu mücadeleye
destek vermelerini özellikle istiyoruz.''