İnönü, gizli celse zabıtlarına geçen ateşli konuşmasında, “Bu harekâtı, mıntıkayı medenileştirmek için yapıyoruz. Yok etme programı uyguladık. Sel seferleriyle ciddi tedibat (yok etme) yaptık. Artık yol yapıyoruz,
karakol ve mektep yapıyoruz” diyor.
Başbakan Erdoğan'ın
Sakarya mitinginde söylediği “
Dersim'i İnönü ve
CHP bombaladı” sözlerine karşılık, CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Grup
Başkanvekili Kemal
Anadol ve
Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Başbakan'ı “tarihi saptırmakla” suçlamışlar ve
Celal Bayar'ın Dersim katliamından sorumlu olduğunu iddia etmişlerdi. Oysa
Meclis zabıtları, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'lileri yalanlıyor.
Yıllarca gizli kalan 1937 tarihli Meclis zabıtlarında, harekâtı bizzat İnönü'nün yürüttüğü ve sonlandırdığı,
TBMM'yi Tunceli'ye yapılan askerî harekâtla ilgili olarak sık sık bilgilendirdiği, bu arada tebrikleri de kabul ettiği görülüyor.
Kürsüye gelen milletvekilleri, İnönü'yü Tunceli'de elde ettiği “
zafer”den ötürü kutluyor.
Askerî harekât bittikten sonra, 1937 sonbaharında İnönü'nün izne ayrılmasıyla Celal Bayar, Başbakanlığa vekalet etmeye başlıyor.
İnönü ise bu tarihten aylar önce Başbakan sıfatıyla,
Mart sonu
Nisan başı itibariyle bölgeye ağır
bombardıman başlatıldığına ve artık sona geldiklerine dair Haziran ayında Meclis'e detay bilgiler sunuyor ve askerî harekâtla ilgili ateşli konuşmalar yapıyor.
“MINTIKAYI MEDENİLEŞTİRİYORUZ”
CHP Genel Başkanvekili ve Başbakan İsmet İnönü, 14 Haziran 1937'de TBMM Genel Kurulu'nda şu bilgileri veriyor:
“
Hükümet, Tunceli'de iki seneden beri ıslahat programı uyguluyor. Bunu şimdiye kadar orada kanuna muhalefetten kuvvet ve zevk almış olan bazı reisler iyi karşılamadılar. Islahat programına mukavemet ve muhalefet etmek istediler. Bu bizi, tarihini tam söyleyemiyorum, Mart nihayeti, Nisan bidayetlerinde hususi askerî tedbirler almayı icap ettirdi. Orada şunu düşündük: Mukavemet eden ve hükümetin ıslat programına muhalefet eden mıntıkada ne yapmalıyız? Şimdiye kadar olan Dersim tecrübeleri orada hükümetin bir emrine karşı muhalefet olunca mühim bir kuvvet toplayarak o mıntıkada ciddi tedibat (yıldırma, yok etme) yapmak ve bırakmak. Biz buna ‘sel seferleri' dedik. Memleketin bir tarafında bir hadise çıkınca onu kuvvetli bir surette ve sel halinde gelip geçmekten başka bir fayda hasıl olmayacağı kanaatinde bulunduk.”
“HAREKÂT BİTTİ, ARTIK MEKTEP VE KARAKOL YAPACAĞIZ”
İnönü konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Biz, mukavemet edenlerin mukavemetlerini bertaraf ettikten sonra kendi programlarımızın hiçbir şey olmamış gibi takip olunmasını esaslı vazifelerimizden saydık. Bugünkü vaziyet şudur: Orada Jandarma ve hükümet kuvvetleri tamamiyle teessüs etmiştir. Tunceli'de ıslahat programı olarak düşündüğümüz tedbirler fasıla görmeksizin devam etmektedir. Yol yapıyoruz. Mektep yapıyoruz. Karakol yapıyoruz.”
VAKİT