Erdoğan, orijinali ortaya çıkan '
İrticayla Mücadele
Eylem Planı' belgesi konusunda bundan sonraki sürecin yargının konusu olduğunu ifade eden,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bu lekeyi kabullenmeyeceğini vurguladı. Baş
bakan Erdoğan,
terör örgütünün
Avrupa'daki üyelerinin dönüşü sürecinin Habur'da yaşananlardan dolayı şimdilik durdurulduğunu ifade etti.
Dört bakan, milletvekilleri ve işadamlarından oluşan bir heyetle
Pakistan'a giden Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı.
Başbakan Erdoğan, aralarında PKK'lılarında bulunduğu 34 kişinin gelişi sırasında yaşananların güven bunalımı oluşturduğunu ve aynı görüntülerin İstanbul'da da tekrarlanmasının yol açacağı sonuçları göz önüne alarak sürece ara verdiklerini kaydetti. "Bir tarafı yaparken, başka bir tarafı yıkma hakkımız olamaz." diyen Erdoğan, gelişmeleri değerlendirildikten sonra Pakistan dönüşü bir karar vereceklerini söyledi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle;
'İRTİCAYLA MÜCADELE EYLEM PLANI' BELGESİ
"Biz kuvvetler ayrılığı ilkesine göre hareket ediyoruz. Bu süreç ağırlıklı olarak yargının elinde. İsmi açıklanmayan bir subayın mektubuyla ortaya çıkan son gelişmeler ilginç. İmzanın ıslak olduğu ve
Adli Tıp raporuna göre elin ürünü olduğu kanaatine varılıyor. Bundan sonraki süreç, savcı ile mahkemenin arasındaki iş. Biz bu tür olayların sonuna kadar takipçisi olacağız.
Türkiye Cumhuriyeti'ni bu tür olaylarla mahkûm etmemek gerekir. Kurumların da lekelenmesine izin vermemeliyiz. Yürütme olarak bize düşen bir görev olursa gereğini yaparız. Kaldı ki Türk Silahlı Kuvvetleri de böyle bir lekeyi kabullenmez."
PKK'LILARIN DÖNÜŞÜNDE YAŞANANLAR
"Malum son gelişmeler, 34 kişinin gelişi sırasında yaşananlar, karşılamalar… Kendileriyle koordinatör bakanımın görüşmesine rağmen gerçekleşmiş olması, güven bunalımı doğurdu. Beni ziyarete geldiklerinde Ahmet Bey (Türk) ve arkadaşlarına özellikle söyledim: Bu projeyi devlet projesi olarak görüyoruz. Muhatabı millettir. İl
legal örgüt veya kişilerle müzakere etmemiz söz konusu olamaz. Legal örgüt ve kişilerle görüşürüz."
"BİR TARAFI YAPARKEN DİĞER TARAFI YIKAMAYIZ"
"Son 34 kişinin gelmesi Milli Birlik Projesi'nin, demokratik açılımın önemli bir adımıdır. Israrla kendilerine söylememize rağmen maalesef arzu edilmeyen durumlar ortaya çıktı. Bu karşılama, usul, Diyarbakır'daki süreç bundan sonra daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. Bir tarafı yaparken diğer tarafı yıkma hakkımız yoktur.
AVRUPA'DAN DÖNÜŞE MOLA
"Eve dönüşler için dağ,
Mahmur ve Avrupa diye 3 zemin düşünüyoruz. Avrupa için hazırlıklarımızı yaparken, ilk gelişte arzu edilmeyen görüntüler, burada bir ara vermemizi gerektirdi. İstişareler neticesinde tekrar çalışalım, süreci öyle devam ettirelim. Arkadaşlar dün ve bugün çalıştı, ben dönene kadar devam edecek. Sonra belirlenen esaslar çerçevesinde sürdüreceğiz.
Zaten kendiliğinden geliyorlar, yaka paça getirmiyoruz. 'Gelmesinler' dememiz onlara yönelik değil. Sürecin Türkiye genelinde meydana getireceği hava, yapılan karşılamalar Güneydoğu'daki gibi devam ederse, İstanbul'da meydana getireceği sonuçları düşünmek durumundayız. İktidar olarak bunu düşünmek bizim sorumluluğumuz.
Avrupa grubu ertelendi, 28'indeki gelişler ertelendi, öyle bir grup kabul etmiyoruz."
"VERİLEN GÖRÜNTÜLER BASİTE İNDİRGENEMEZ"
"Güneydoğu'da yaşananlar basit derseniz ben de ona şaşarım. Gelen 34 kişi sembol olarak
giyim kuşamla ortaya bir fark koyuyor, basite indirgememek lazım. Ülke genelinde halkımızı yaralıyor. Malum parti siyasi
rant devşirmeye kalkarsa buna da 'eyvallah' diyemeyiz. Hiçbir
iktidarın cesaret edemediği adımlar atıyoruz. Bırak
savcılık ifadelerini alsın güven içinde evlerine dönsünler.
ŞEHİT AİLELERİNİN TEPKİSİ
"Süreçten rahatsızlığını ifade eden
şehit aileleri olduğu gibi, bugün görüştüğüm ve 'Kurtarın bizi bunlardan' diyen aileler de var. Spekülasyon da provokatörler de çok. Bizim hedefimiz, bölücü
terör örgütü ile milletimizin arasına
duvar örmek ve
Kürt kökenli vatandaşlarımızın istismarını önlemek. Kürt kökenli vatandaşımın benden farkı yok. Parlamento'ya giriyor,
cumhurbaşkanı, başbakan adayı oluyor. Önü açık, daha ne olsun? (CİHAN)