Başbakan Recep 
Tayyip Erdoğan, 
CHP lideri 
Kemal Kılıçdaroğlu'nu 
İsrail'in avukatlığını yapmakla suçladı.
	Merinos 
Atatürk Kongre ve 
Kültür Merkezi?nde toplu açılış ve 
TOKİ konutlarının anahtar teslim törenine katılmak üzere helikopterle 
Bursa'ya gelen Başbakan Erdoğan'ı, 
Afet Koordinasyon Merkezi'nde, devlet bakanları 
Selma Aliye Kavaf, 
Faruk Çelik, 
Sanayi ve 
Ticaret Bakanı Nihat 
Ergün, Bursa Valisi 
Şahabettin Harput ve Büyükşehir Belediye Başkanı 
Recep Altepe ile diğer ilgililer karşıladı. Kızı 
Sümeyye Erdoğan ile 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı 
Taner Yıldız'ın da eşlik ettiği Başbakan Erdoğan, buradan Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ne geçti.
	Ellerinde Türk bayrakları 
AK Parti flamalarıyla on binlerce vatandaş tarafından karşılanan Erdoğan, konuşmasında ağırlıklı olarak İsrail'in 
yardım gemisine düzenlediği saldırının ardından yaşanan gelişmeleri anlattı. İsrail'in 
Gazze'ye yardım götüren gemiye düzenlediği saldırıyı insanlık dışı bir davranış olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, 
Orta Doğu'da barış ve huzurun sağlanması için mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi.
	Kanlı saldırının ardından Konya'dan İsrail hükümetine 3 dilde seslendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Ben önceki gün Konya'dan İsrail'e seslendim. İsrail hükümetine Tevrat'taki 10 emrin altıncısını hatırlattım. "Öldürmeyeceksin" dedim. Çok ilginçtir ben 
Tel Aviv'e seslendim, cevabı ne yazık ki Keşan'dan geldi. Hale bak. Birileri çıkmış Tel Aviv adına 
cevap veriyor. Tel Aviv'in avukatlığını yapıyor. Bana Tevrat'taki başka emirleri hatırlatıyor. Biz, hamd olsun tahsilimiz gereği Tevrat'ı da okuduk, İncil'i de okuduk, Kur'an'ı defalarca okuduk. Zahmet olmazsa o kitapları, o emirleri sen oku sen. Sadece 
okuma yetmez ve yaşa yaşa. Çünkü asıl olan şudur, yapmadıklarınızı ne için söylüyorsunuz. Onlar yapmadıklarını söylüyorlar. Okuduklarını da beraberinde olduklarına da anlatsın. Tarihleri çalmayla, çırpmayla, yalanla dolanla dolu olanlar şimdi kalkmış Tel Aviv üzerinden bize laf yetiştiriyorlar. Desteksiz atmayla bir şey elde edilse burada Erzurumlu kardeşlerim var, iyi bilirler Erzurumlu Teyo Pehlivan cihan padişahı olur."
	
	
"KUDÜS YANARSA ORTADOĞU YANAR"
	Başkenti 
Kudüs olan 
Filistin devletinin bir an evvel kurulmasını isteyen Erdoğan, "Kudüs yanarsa Orta Doğu yanar, Kudüs yanarsa dünya yanar. Çünkü küresel bir çağdayız. Dünyanın bir ucundaki karar, öteki ucunu etkiliyor. İşte onun için Kudüs ağlarsa 
İstanbul ağlar, Gazze üzülürse İstanbul üzülür." diye konuştu.
	Medeniyetler İttifakı'nın eş başkanı olduğunu hatırlatan Başbakan, 
Türkiye'nin 
Birleşmiş Milletler 
Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Nasıl ki Saraybosna'nın sevinci Bursa'nın sevinciyse, Orta Doğu'nun meselesi de Gazze'nin, Kudüs'ün meselesidir. Dünya artık bu gerçeği görmeli. Dünya artık İsrail'in hukuk tanımaz tavrını görmelidir. Gazze'de ablukanın sona ermesini istiyoruz. İsrail-Filistin barış görüşmelerinin yeniden başlamasını istiyoruz. Biz Orta Doğu'ya huzur gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Yeter ki siz yanımızda olun." şeklinde konuştu. Erdoğan, diklenmeden dik duracaklarını, barış çağrılarını da daha güçlü bir şekilde haykırmaya devam edeceklerini dile getirdi. 
	Filistin sorununun Türkiye için bir tarihi 
dava olduğuna vurgu yapan Başbakan, "Adaletsizliğe, hukuksuzluğa, zulme, korsanlığa, devlet terörüne kulaklarımızı tıkasak, Sultan Muratların, Sultan Beyazıtların hatırası çiğnenmez mi?" diye sordu. Bazı "monşerlerin" "Burası bizim için bir milli dava değildir" sözlerine atıfta bulunan Erdoğan, şöyle konuştu: "Burası bizim için bir tarihi davadır. Burada bizim tarihten gelen sorumluluğumuz var. Kudüs Müslümanların, Hıristiyanların, Musevilerin merkezidir. Orada bu din mensuplarının hepsinin hakkı var."
	
"BİR SANDIK DOMATES BİLE İSRAİL'İN İZNİNE BAĞLI"
	Türkiye'nin İsrail hükümetinin zorbalığına, korsanlığına, hukuk tanımazlığına karşı sesini yükselttiğini belirten Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: "Hem içeriden hem dışarıdan 'Türkiye batıdan uzaklaşıyor' diye yaygara koparıyorlar. Bunlar demokrasiden, 
insan haklarından, temel hak ve özgürlüklerden, uluslararası hukuktan dahi bihaberler. Biz zulme, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, korsanlığa, devlet terörüne 
itiraz ediyoruz. Biz bir şehrin, Gazze'nin içindeki tüm insanları açık hava hapishanesinde yaşatanlara itiraz ediyoruz. 
Hani insan hakları? Hiçbir yerden dünyaya çıkışları yok. Bir 
sandık domates bile İsrail'in iznine tabi. Nerede insanlık, nerede dünya devletleri? Biz buna itiraz ediyoruz. O kapıların açılmasını istiyoruz. Şu anda 
Mısır, öyle zannediyorum ki kapıları artık daimi olarak açtı. Biz bu onurlu çıkışlarla, inanıyorum ki insanlığın özgürlüğüne, barışına katkıda bulunuyoruz. Biz uluslararası sularda yardım konvoyuna saldırıp, vahşice adam öldüren, korsanca gemi kaçıranlara itiraz ediyoruz. Biz Orta Doğu'yu ateşe atan, Orta Doğu'yu bir 
yangın yerine çevirmeye çalışan zihniyete itiraz ediyoruz."
        BM 
Güvenlik Konseyi'den çıkan 
kınama kararının bir adım olduğunu ifade eden Başbakan, ?BM, girişimlerimiz neticesinde 3 veya 5 kişilik bir 
araştırma komisyonu kuruyor. BM Güvenlik Konseyi'nden çıkan bu kınama bildirisiyle birlikte bu araştırma komisyonunun yapacağı çalışmalar bizim için çok çok önemlidir. Temenni ediyoruz ki buradan bir netice alalım." ifadesini kullandı.
	
"MONŞER DİPLOMASİSİ SONA ERDİ"
	Türkiye'nin salon diplomasisini bırakıp, onurlu dış 
politika dönemine geçtiğini savunan Başbakan Erdoğan, hükümetin 
dış politikasını eleştirenlerin art niyetli olduğunu öne sürdü. 
	Monşerler diplomasinin sona erdiğini aktaran Erdoğan, "Bizim bu yaptıklarımız için bu nasıl diplomasi diyorlar. Zaten sizin o diplomasiniz ülkemi bu hale soktu. Daha önce de söyledim, biz monşerler diplomasisini bir yere koyduk. O diploması artık tarihe kavuştu. Şahsiyetli, onurlu dış politika dönemini başlattık. Bunlar salon diplomasisinden başka bir şey yapmadılar. Maalesef 
masa diplomasisiyle Türkiye'yi bu hale getirdiler. Kim ki, Türkiye'nin dış politikasında 
eksen kayması var diyorsa, art niyetlidir." şeklinde konuştu.
(CİHAN)
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
	Başbakan Erdoğan'ın Tevrat'ın 6. emri olan 'Öldürmeyeceksin'i iyi bildiğini söyleyen 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ancak 8. emirde yer alan 'çalmayacaksın' ve 9. emirde yer alan 'yalan söylemeyeceksin' yer alıyor Sayın Başbakan. Ve bizim kutsal kitabımız söylüyor, 'Kul hakkı yemeyeceksin' diyor. Recep Bey 
kul hakkı yemeyeceksin." demişti.