İŞTE COŞKULU MİTİNGDEN KARELER
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, "Belediyecilik bizim işimiz, uzmanlık alanımız.
İzmir'de değişim şart diyorum. İlklerin şehri İzmir'e, ilklerin partisi
AK Parti yakışır diyorum. İstiyoruz ki İzmir bir
marka şehir olsun ve dünyanın herhangi bir yerinde sadece İzmir demek yeterli olsun. Biz çocuklarımıza şu andaki İzmir'i bırakmayalım. Bizim için İzmir'de farklı bir vizyon var. Bizim İzmir için ufkumuz var." dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin İzmir
Gündoğdu Meydanı'nda düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan, konuşmasında İzmir'in '
arsenikli su' sorununa değindi.
Erdoğan, bazı kesimlerin "
yandaş medyayla birlikte"
Ankara'ya
iftira attığını; ''Ankara arsenikli su içiyor dediler; çünkü İzmir'i kurtarmaları gerekiyordu. Yeni
gündem belirlemeye gittiler. Ankara'nın suyu
temiz çıktı ama İzmir'inki maalesef berbat. Bunlar
belgelerle ortada.
Sağlık Bakanlığının belgeleri ortada. Ona da farklı yaklaşmaya başladılar. '
Sağlık Bakanlığı olaya taraflı yaklaşıyor' dediler. Ama altından kalkamadılar. Çünkü
İl Özel İdaresi Hıffızsıhha'ya
tescil etti. Her zaman
CHP demek
susuzluk demektir. CHP demek kuraklık demektir. Kronik hale gelen sorunlar demektir. İzmir'i su sıkıntısından inşallah yine biz kurtaracağız. Toprakları su sıkıntısından biz kurtaracağız.'' diye konuştu.
BİZİM İZMİR İÇİN UFKUMUZ VAR
Erdoğan, belediyecilikle ilgili çalışmalarını da anlatarak, "Belediyecilik bizim işimiz, uzmanlık alanımız. İzmir'de değişim şart diyorum. İlklerin şehri İzmir'e, ilklerin partisi AK Parti yakışır diyorum. İstiyoruz ki İzmir bir marka şehir olsun ve dünyanın herhangi bir yerinde sadece İzmir demek yeterli olsun. Biz çocuklarımıza şu andaki İzmir'i bırakmayalım. Bizim için İzmir'de farklı bir vizyon var. Bizim İzmir için ufkumuz var. Bizim İzmir için hazırlanmış mega projelerimiz var. Biz projelerle konuşuyoruz, planlarımızla, gelecek tasavvurumuzla konuşuyoruz.
Türkiye'ye yaptıklarımızı, şehirlerimize yaptıklarımız anlatıyor. Yapacaklarımızla konuşuyoruz. İzmir artık zaman kaybedemez. İzmir'in zaman kaybına tahammülü yok.'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İzmir'de bir
takım dedikodular çıktığını; AK Parti'nin kazanması halinde belediye şirketlerinde çalışan bütün personelin çıkarılacağının iddia edildiğini vurgulayarak, ''Ayıptır, ayıp! Biz bugüne kadar hiçbir yerde personelimizin affedersiniz ekmeğiyle oynamadık, oynamayız. Yeter ki
hizmet versin; ama iş yerine gelmeden para alanları biliriz biz. İş yerine uğramadan bankamatikten para çekenleri biliriz biz. Kusura bakmasınlar tüyü bitmemiş yetimin haklarını da onlara yedirtmeyiz. Olay budur. CHP'li belediyelerde bunları çok gördük. Başbakanlıkta bunları gördük. Tebliğ yaptık, gelirsin kardeşim çalışır maaşını alırsın. Çalışmazsan buyur kapı, olay bu.'' diye konuştu.
İzmir'in ilçelerini tek tek sayan Erdoğan, Ege'nin incisi İzmir'i selamlıyorum diyerek sözlerine başladı.
Kurtuluş savaşında İzmir'in önemine değinen Erdoğan, İzmir'in tarihi ilklerine vurgu yaptı. Başbakan'ın konuşması sık sık 'Davos'un Fatihi
Recep Tayyip Erdoğan' sloganlarıyla kesildi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN BAŞLIKLAR
- Kendi partilerinde saltanat sürdürdükleri yetmezmiş gibi şehirlerimizi de payitaht olarak görüyorlar. Ama Sivas'tan öte gidemiyorlar. Söyledik, söyledik en sonunda
Baykal Mardin'e gitti. Seviniyoruz, istiyoruz ki Hakkari'ye, Van'a uzansın. Sadece Ankara, İzmir,
İstanbul, böyle olmaz. 81 vilayetin hepsine gideceksin.
- Demokraside
demir perdeler, bloklar,
kaleler olmaz. Bunlar Antalya'yı da, İstanbul'u da, Ankara'yı da kale olarak gördü. Bu şehirler AK Parti dediğinde kalelerimiz düştü dediler. Vah vah vah, ne kaleymiş. Bu kalenin gerçek sahibi millet.
- Bu monşer eskileri inanın bana randevu alamazdı. Şimdi Türkiye ayağa kalkıyor. Fark bu. Bunlar oturup da konuşamazlardı. Artık bunları aştık. Türkiye'nin itibarını arttırdık. Arttırmaya devam ediyoruz.
- İzmirli kardeşlerime sesleniyorum, başını iki elinin arasına alsın ve düşünsün, Bu CHP ne diyor 'biz Atatürkçüyüz' diyor. Çok partili hayatta tek başına
iktidar olamadı, 50'den bu yana bir kez benim milletim bu partiye tek başına iktidar vermedi. Bazı
koalisyon iktidarlarına girdi. Sorun bunlara bu koalisyonlarda geldiğinizde ne yaptınız diye sorun. Alacağınız
cevap hiç birşey...
- CHP'nin olduğu yerde kıtlık vardır. Ben lafla konuşmuyorum. Bak burada pasaporta vize kaşesi vurur gibi kaşeler vuruluyordu. Buradan CHP'yi tutan kardeşlerime sesleniyorum. Ben size belge ile konuşuyorum kırmızı
dosya ile değil. Kırtasiyecide kırmızı dosya çok ne olacak al çık meydana, içinde ne var sen ona bak. Bu CHP'nin geçmişi bu.
- Bir de Sayın Baykal'ın dönemine bakalım.
Enerji Bakanlığı yaptı. O zaman akar
yakıt istasyonlarından benim İzmirli çiftçim traktörüne benzin alabiliyor muydu? Arabasına yakıt alabiliyor muydu? Karaborsa her şey. Sayın Baykal sen neyi konuşuyorsun biz seni iyi tanırız. Bu çileleri çektik biz sizinle. Şimdi çıkıyor bol bol haraket ediyor. Bak ben
hakaretle konuşmuyorum. Benim edebim buna müsade etmez. Hakaret senin, saygı benim olsun. Aramızda bu fark var.
- Sayın Baykal sen AK Parti'nin ne kadar oy alacağını ne yapacaksın? Sen önce senin partin ne kadar oy alacak sen onu söyle. Bir partinin görevi partisini birinci parti yapmak değil mi? Bak ben söylüyorum. Sayın Baykal, CHP birinci olamazsa sen bırakacak mısın? Sayın Bahçeli sen olamazsan bırakacak mısın? Bırakın da hiç olmazsa tabanınız da millet de sizden kurtulsun. Koltuk bırakıyor ama bunlar koltuğu bırakmıyor.
- Benim milletim hizmete mi oy verecek ideolojiye mi? İdeolojiye oy verecekse güle güle oy versin saygı duyarız ama bu halka hizmetle tanıştırmıyor. Bu arsenikli suyu içmeyi bitirmez, bu halkın ayağını çöpten kurtarmaz. Ben İstanbul'a başkan olduğumda çöp dağları vardı. İstanbul'da
maske dağıtılıyordu. Havası yaşanamaz haldeydi. Susuzluk vardı. Ben Istıranca'dan su getirdim. DSİ değil ben getirdim. Benim İzmirli kardeşimi arsenikli suyla mı yaşatacaksın? Benim milletime
zehir mi içireceksin? İzmirli arsenikli suya mı oy verecek? Şimdi hizmette sıra İzmir'de... Bunu Taha kardeşimle başaracağız.
- İzmir artık kaybedemez. Şimdi bir iftira ortaya atıyorlar. İzmir'i kazanırlarsa gelip bütün çalışanlara kapıyı gösterecekmişiz. Biz hiç bir zaman çalışanımızın ekmeğiyle oynamayız. Biz çalışanlarımızı korumayı biliriz. Ama işe gitmeden bankamatikten paraları alanları çok gördük. Kusura bakmasınlar tüyü bitmemiş yetimin hakkını da yedirmeyiz.