Erdoğan, partisince
Adıyaman Emniyet Meydanı'nda düzenlenen
referandum mitinginde yaptığı konuşmada, MHP'nin Meclise girdiğinde
CHP'nin kuyruğuna takıldığını ve böyle gittiğinini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Şimdi görüyoruz ki roller değişti. Görüyoruz ki artık CHP, MHP'nin kuyruğuna takılmış gidiyor. Önceki gün CHP'nin Genel Başkanı Malatya'da konuştu. Buradan oraya gidiyorum. Hakaret ediyor, çirkin benzetmelerde bulunuyor, sövüyor. MHP ile aynı dili, aynı üslubu, aynı çirkin
hakaretleri, aynı yıkıcı kavram ve kelimeleri kullanıyor. Biz
AK Parti olarak kurulduğumuz günden itibaren
siyasete seviye kazandırmanın, siyasetin üslubunu temizlemenin, siyaseti bir
hizmet aracına dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz, ama maalesef bu beyefendiler siyasetin seviyesini, üslubunu aşağılara çekmek için ellerinden geleni yapıyor. Taşıma su ile değirmen işte bu kadar
döner.
Medyanın üfürmesi ile şişen yelken açık denizde
alabora olup gider. Yandaş medyanın gazına gelenler havaya karışıp giderler. Yani manşetle gelenler manşetle giderler. Kendi arkadaşlarına, kendi dostlarına, kendi liderlerine
ihanet edenler başka ihanetlerin
mağduru olurlar.
İşte görüyorsunuz, ayakları dolanmaya başladı. Ağızlarından çıkanı saatler geçmeden düzeltiyorlar. Kendi söylediklerini daha yatsı olmadan yalanlıyorlar. Normal zamanda içlerinden geleni söylüyorlar, ama azarı işitip anında çark ediyorlar. Ben Adıyaman'dan muhalefet partilerine, tasavvuf diliyle 'edep ya hu' diyorum. Kendilerinden edep etmiyorlarsa, kendilerine oy vermiş o nezih insanlardan edep etmiyorlarsa bile çocuklardan,
gençlerden edep etmelerini kendilerine
tavsiye ediyorum. İşte AK Parti ile diğerlerinin farkı budur.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, CHP'nin ''
Başörtüsü sorununu çözeceğini'' açıkladığını ifade ederek, ''Dürüst ol be, doğru ol be. Doğru ol dürüst ol. Parlamentoda genç kızlarımızın üniversitelere başörtülü olarak gitmelerine, eğitim özgürlüğünü sağlamalarına yönelik 411 oy çıktığı zaman onu
Anayasa Mahkemesine kim götürdü?'' dedi.
Erdoğan, partisince Adıyaman Emniyet Meydanı'nda düzenlenen referandum mitinginde yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin itibarını büyüttüklerini belirterek Gazze'de, Filistin'de, Kudüs'te Türkiye'nin olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, dünyada
gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir Türkiye'nin olduğuna işaret ederek mazlumların, mağdurların, hakkın ve hukukun savunucusu bir Türkiye'nin olduğunu kaydetti.
Göreve geldiklerinde
Merkez Bankasının kasasında 26,5 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, bu rakamı 75 milyar dolara yükselttiklerini ifade ederek, ''Çıkmış bunlar konuşuyor. Kasaya bak kasaya, ödenen borçlara bak'' diye konuştu.
Erdoğan, göreve geldiklerinde borç oranının milli gelire oranını yüzde 74 olduğunu, ''100 liranın 74 lirası borçtu, şimdi bunu 45'e düşürdük. Nasıl oluyor bu? Yolsuzlukların olduğu bir
iktidar bunu yapabilir mi? Kazanan bir iktidar, dürüst bir iktidar bunu yapar ve ben iddia ile söylüyorum'' diye konuştu.
Meydandaki vatandaşların 'Kıskananlar çatlasın' şeklinde tempo tutmaları üzerine Erdoğan, ''Çatlamasın, onlar da '
evet' desin'' karşılığını verdi.
İhracatı 32 milyar dolardan 2009 yılı itibarıyla krize rağmen 102 milyar dolara yükselttiklerini vurgulayan Erdoğan, ''İşte bizim farkımız bu. Biz üretiyoruz, iş üretiyoruz iş, onlar ise laf üretiyor laf. Şimdi ne diyoruz, hazır mıyız Adıyaman? Sevdamız millet, kararımız...'' şeklinde devam etti. Alandakilerin 'Evet' sözleri üzerine Erdoğan, ''Hamdolsun bu iş bitti. Bingöl'de de bitti, Elazığ'da da bitti, Adıyaman'da da bitti. Evet, evet evet...'' dedi.
''YASAKÇI ZİHNİYET...''
Demokrasinin kalkınmanın temel şartı olduğuna işaret eden Başbakan, ''Özgürlük, ilerlemenin temel şartıdır. Hukuk,
ekonomik büyümenin temel şartıdır. Eğer
demokrasi gelişmiyorsa o
ülke kalkınmaz. Eğer
özgürlükler artmıyorsa o ülke ilerlemez. Eğer hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku
egemense o ülkenin ekmeği çoğalmaz. O ülke büyümez. On yıllar boyunca bu ülkeden demokrasiyi esirgediler. Yasaklara mahkum ettiler ve on yıllarca bu ülkeye özgürlüğü, temel hakları çok gördüler. İşte bu
yasakçı zihniyet demokrasiye yaptığı müdahalelerle bu ülkeyi her on yılda bir geriye götürdü'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi çıkmış CHP diyor ki 'Biz başörtüsü sorununu çözeriz'. Dürüst ol be, doğru ol be. Doğru ol, dürüst ol. Parlamentoda, genç kızlarımızın üniversitelere başörtülü olarak gitmelerine, eğitim özgürlüğünü sağlamalarına yönelik 411 oy çıktığı zaman onu Anayasa Mahkemesine kim götürdü? Onun altında senin imzan vardı, arkadaşlarının da imzası vardı. Dürüst, dürüst olacaksın. Dürüst siyaset yapacaksın. Doğru hareket edeceksin. İnsanı üzen bu. Şimdi 'Acaba iktidar olmak için ne yapalım?' Her türlü doğru olmayan sözü söyleyebilir, onlara göre böyle. Onlar siyaseti yıllarca böyle yaptılar. İki anahtar gösterdiler, hanginiz aldınız iki anahtarı? 'Apartman dairesi' dediler, hanginiz iki
apartman aldınız? Yaptıkları hep bu. Şimdi ne diyor 'Bütün
yoksul vatandaşlara asgari
ücret vereceğim' diyor. Ya doğru ol. Doğru ol be, yalan söyleme. Doğru ol, doğru. Dürüst ol.''
''MEDYA PATRONLARINI, GENEL YAYIN YÖNETMENLERİNİ UYARIYORUM''
Medyaya da seslendiğini belirten Erdoğan, ''Niye? Çünkü onlar da dürüst davranmıyor tabii bir kısım medya. Ben buradaki arkadaşlarımı tenzih ederim. Patronlarını, genel yayın yönetmenlerini uyarıyorum. Niçin bunları yazmıyorsunuz? 411 parlamentodan çıktığı zaman bunu Anayasa Mahkemesine kim götürdü? CHP götürdü. Niçin şimdi bunlar söylenirken kalkıp da bunu söylemiyorsun?'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Benim halkım bunu yutmaz, yutmayacak. İnşallah Adıyaman özgürlüklere, demokrasiye gerçek manada 'evet' diyerek bu zihniyeti, bu hayırcı zihniyeti dışlayacak. Bunları iteleyecek, öteleyecek. 'Niye siz dürüst değilsiniz?' diyecek. Bunlar milli iradeye müdahale ettiler. Ülkenin itibarını zedelediler, vesayeti hakim kıldılar. Ülkenin demokrasisini gerilettiler. Yasakları dayattılar. Emeğimizi, ekmeğimizi gerilettiler. İşte şimdi biz buna 'dur' diyoruz. İşte artık şimdi biz 'Yeter, söz de karar da milletindir' diyoruz. 12
Eylül'ün dayattığı antidemokratik anayasada en kapsamlı, köklü ve en demokratik değişikliği yapıyoruz. Türkiye'nin önünü açıyoruz. Türkiye'yi zincirlerinden, prangalarından kurtarıyoruz. Bu bir AK Parti projesi değil. Biz bugüne kadar ürettiğimiz hiçbir eseri, Türkiye'ye kazandırdıklarımızı partizanlık anlayışı ile yapmadık.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, referandumda CHP, MHP ve BDP ile ''Onlara habire gaz veren medyanın'' ve ''Koltuk sevdasına düşmüş, milleti çoktan unutmuş bir kısım bürokratlarla seçkinlerin'', ''hayır'' dediğini belirterek, ''Bitmedi çeteler ve
mafya bu değişikliğe 'hayır' diyor. Benim milletime 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adamlar' diyenler bu değişime 'hayır' diyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisince Adıyaman Emniyet Meydanı'nda düzenlenen referandum mitinginde yaptığı konuşmada, 73 milyon vatandaşı kategorilere, kamplara ayırmadıklarını söyledi.
Etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmadıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Her şey Türkiye için dedik. Her şey milletimiz için dedik. Onun için ne dedik? Tek millet, tek vatan, tek
bayrak, tek devlet dedik ve bu yola böyle yürüdük. 780 bin kilometre karenin hiçbir karışını diğerinden ayrı gayrı görmedik. İşte onun için diyorum ki MHP'li de olsa CHP'li de olsa BDP'li de olsa, bir başka partinin üyesi, mensubu ve başkanı da olsa her bir kardeşimin, vatandaşımın bu anayasa değişikliğine sahip çıkmasını özellikle rica ediyorum. Bu değişiklik hepimizi ilgilendiriyor. Bu değişiklik hepimizin geleceğini ilgilendiriyor, çocuklarımızı ilgilendiriyor, soframızdaki ekmeği ilgilendiriyor. Bu değişiklik topyekun Türkiye'yi, Türkiye'nin itibarını demokrasisini ilgilendiriyor.''
''ÜLKE HAYRINA HİÇBİR KONUDA BİR ARAYA GELEMEYENLER...''
Erdoğan'ın ''Onun için diyoruz ki sevdamız millet, oyumuz...'' sözleri üzerine vatandaşlar, ''evet'' karşılığını verdiler.
''Ülke hayrına hiçbir konuda bir araya gelemeyenlerin'' bugünlerde ''hayır'' oyunda bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''
Allah aşkına şu tabloya, şu fotoğrafa bakar mısınız? Kim 'hayır' diyor? CHP, MHP ve BDP 'hayır' diyor. Onlara habire gaz veren medya 'hayır' diyor.
YARSAV 'hayır' diyor. Koltuk sevdasına düşmüş, milleti çoktan unutmuş bir kısım bürokratlar, seçkinler 'hayır' diyor. Bitmedi çeteler bu değişikliğe 'hayır' diyor, mafya bu değişikliğe 'hayır' diyor. Statükocular, vesayetçi anlayışlar bu değişikliğe 'hayır' diyor. Benim milletime 'bidon kafalı' diyenler, bu değişime 'hayır' diyor. Benim milletime 'göbeğini kaşıyan adamlar' diyenler bu değişime 'hayır' diyor.
Milletin
yaşam tarzını, tercihini aşağılayanlar, 'hayır' diyor.
Peki kim 'evet' diyor? Demokrasi isteyenler 'evet' diyor.
Özgürlüklerin, hakların genişlemesini, geliştirilmesini isteyenler 'evet' diyor. Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini, gelişmiş bir ülke, daha demokratik, özgür, adil olmasını arzulayanlar 'evet' diyor.''
''BİR TARAFTA HAYIRCILAR VAR. BİR TARAFTA DA MİLLET VAR''
''Millet iradesinin artık Türkiye'ye egemen olmasını isteyenler ne diyor? Statükodan, vesayetten yılan benim aziz milletim ne diyor?'' diye soran Başbakan Erdoğan, vatandaşlardan ''Evet'' yanıtı alması üzerine şunları kaydetti:
''İşte şimdi bir tarafta hayırcılar var. Bir tarafta da millet var, millet. Bir tarafta
darbe anayasası var, bir tarafta da milletin anayasası var. Milletin anayasasına 'evet' darbe anayasasına 'hayır.' Onun için MHP'ye, CHP'ye, BDP'ye oy vermiş kardeşlerimden, diğer partilere oy vermiş kardeşlerimden koca bir 'evet' bekliyorum.
TBMM'de oy kabinine gidip, 'hayır' oyu bile kullanamadılar. Çünkü milletvekillerine güvenmediler. Kendi arkadaşlarına güvenmediler, arkadaşlarını
kabine göndermediler. Mecliste 'hayır' diyemeyenler şimdi çıkmış, millete 'hayır' deyin diyor. Bu ne anlayıştır? Mecliste gruplarını oylamalardan kaçıranlar, şimdi aynı korkuyla milleti de oy sandığından kaçırmaya çalışıyorlar. Millet bu ilkesizliğe
prim vermez. Millet bu tutarsızlığı eminim ki
12 Eylül 2010'da affetmez. 30 yıldır 12 Eylül edebiyatı yapıyorlar. 12 Eylül'den nasıl mağdur olduklarını anlatıyorlar. Buyrun, gelin 12 Eylül ile hesaplaşalım diyoruz, yanaşmıyor, yanaşamıyorlar. 28 yıldır 12 Eylül ürünü anayasadan şikayet ediyorlar,
rapor hazırlıyorlar,
kitapçık basıyorlar. 'Hadi gelin değiştirelim' diyoruz. Yanından bile geçmiyorlar, geçemiyorlar. Sebep ne? Sebep çok basit. 'Bunu Meclise AK Parti getiriyor' diye çekiniyorlar. 'AK Parti başarmasın, millet kaybederse kaybetsin' diyorlar. Ben de buradan Adıyaman'dan sesleniyorum. Adıyaman kazansın, ülke kazansın, millet kazansın, Türkiye kazansın. Biz kaybetmeye razıyız.
Millet iradesini her alanda hakim kılmak için vesayeti ortadan kaldırmak için 'evet' diyeceğinizi biliyorum. Çetelerle mafyayla, kirli örgütlenmelerle mücadelemizi sürdürmek için sizlerden gür bir 'evet'...''
Mitinge üzerinde ''evet'' yazılı şapkalarla gelen partililer ve vatandaşlar, flamalarla Türk bayrakları taşıdı. Alana, ''Recep Tayyip Erdoğan Geliyor, Adıyaman Evet'' diyor yazılı pankartlar asıldı.
Türkçe ve
Kürtçe şarkıların çalındığı miting alanında sıcaktan etkilenenlere
sağlık ekipleri müdahale etti.