Erdoğan, İTO'nun kuruluşunun 125'inci yıl dönümü dolayısıyla Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, seçimin, normal demokratik bir takvim olduğunu, o gün gelince millet iradesinin tecelli edeceğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi başardıklarını belirterek, ''Enflasyonu yüzde 9'lardan yüzde 6-4'ler seviyesine indirmek çok daha zordur. El ele vererek bunu da başarırız'' dedi. Başbakan Erdoğan, bu süreci sürekli olarak gölgelemek, yaralamak ve zedelemek isteyenlerin bulunduğunu dile getirerek, seçim sürecine göre bir ekonomi politikası uygulamayacaklarını kaydetti. Erdoğan, ''Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Ekonomik program neyse onu yapacağız. Mali disiplin neyi gerektiriyorsa onu uygulamaya devam edeceğiz. Aksi takdirde bunun bedelini ülke öder. Herkes şunu bilsin ki Türkiye artık o eski anormal şartların Türkiye'si değil. Normal istikrar ve güven içinde gelişmesine, büyümesine devam eden bir ülke'' diye konuştu. Bu konuda herkese büyük sorumluluklar düştüğüne inandığını ifade eden Erdoğan, hedeflerin tutturulmasında ticaret ve iş çevrelerinin özel ihtimamını beklediklerini kaydetti. Erdoğan, 4 yıllık süre içerisinde ticaret erbabının başarılı bir sınav verdiğini, bunun hedeflerin tutturulmasında kendilerine yardımcı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: ''Hepimiz biliyoruz ki enflasyonu yüzde 30'lardan yüzde 9'lara indirmek kolay bir iş değil. Yüzde 9'lardan yüzde 6-4'ler seviyesine indirmek çok daha zordur. El ele vererek bunu da başarırız. Başarmak hepimizin ortak gayretiyle olur. Özellikle tüccarımızın enflasyonsuz ortamda iş yapma kabiliyetini geliştirmesi kaçınılmaz olmuştur. Artık hepimiz kendimizi düşük enflasyona göre hazırlamamız gerekiyor. Gerek enflasyonun düşük seviyelerde kalması, gerekse tüccarımızın mağdur olmaması için bu şart. Sizlerin bu ortama hızlı bir şekilde uyum sağlayacağınıza inanıyorum.'' -KAYIT DIŞI UYARISI- Başbakan Erdoğan, üzerinde durmak istediği bir diğer konunun da kayıt dışılık olduğunu belirterek, bu konuda iş dünyasına büyük görevler düştüğünü söyledi. Kayıt dışılığı dışlamış olanlara haksızlık yapamayacaklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kayıt dışı çalışanları biliyorsanız bunu bize ihbar etmenizi, 'arkadaşlığa ters düşer' anlayışıyla düşünmeyin. Bunu ihbar etmenin vatani görev olduğunu bilmeniz gerek. Bir hak mücadelesi olduğunu bilmeniz gerek. Şu anda Türkiye eğer güçlü olacaksa bu kayıt dışılığı hep birlikte aşarak güçlü olacağız. Birilerinin petrolü var, ama bizim vergiden başka kaynağımız yok. Biz de bununla gelişeceğiz. İstanbul esnafının kayıt dışılık konusunda göstereceği hassasiyet dalga dalga tüm Anadolu'ya yayılacak ve sorunun çözümünü de beraberinde getirecektir.'' Başbakan Erdoğan, vergide oranların daha aşağıya çekilmesi için kaynakların da daha iyi olması gerektiğini belirterek, ancak aşağı indirdikçe bazı şeylerin değişmediğini kaydetti. Erdoğan, kendilerinin üzerlerine düşeni kademe kademe yerine getirmeye çalıştıklarını, vergi oranlarında yeri ve zamanı geldiğinde indirimler yaptıklarını ifade etti. Vergi sisteminde de köklü değişiklikler gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, bundan sonra yeni taleplere ve ihtiyaçlara göre gerekenleri yapmaktan geri durmayacaklarını söyledi. -REEL SEKTÖRÜN FİNANSMANI- Reel sektörün finanse edilmesi konusunda Türkiye'de daha önce hiç tecrübe edilmeyen bir dönemin yaşandığını belirten Erdoğan, bankaların 2002'de kullandırdığı toplam kredi miktarının 32.2 milyar YTL'den 2006 yılı sonunda 170.6 milyar YTL'ye çıktığını bildirdi. Erdoğan, 2002'de 21.2 milyar YTL olan ticari kredilerin 2006'da 91.4 YTL'ye yükseldiğini vurgulayarak, 4 katın üzerinde bir artışın söz konusu olduğuna işaret etti. Halk Bankası'nın esnafa verdiği kredinin 2002'de 154 milyon YTL iken, 2006'da 2 milyar 122 milyon YTL'ye çıktığını dile getiren Erdoğan, ''Nereden nereye? Bu alandaki çabalarımızı sürdüreceğiz. Esnafımızın, tüccarımızın, sanayicimizin, ihracatçımızın önünü açmaya devam edeceğiz. Sizler de bize destek verdikçe inanıyorum ki bugün var olan sorunları bir bir çözeceğiz. Türkiye'nin, İstanbul'un ticaret hayatını bugünkünden çok daha iyi seviyelere birlikte çıkaracağız'' diye konuştu. -TÜRKİYE'NİN AB SÜRECİ- Konuşmasında, Türkiye'nin AB sürecine de değinen Erdoğan, şunları söyledi: ''Kopenhag Siyasi Kriterleriyle ilgili AB eğer önümüzü tıkarsa, adını Ankara Siyasi Kriterleri koyar ve adımımızı buna göre atarız. Eğer Maastrich Kriterlerinde önümüzü tıkayacak olursa, bu ekonomik bir olaydır, adını İstanbul Ekonomik Kriterleri koyar, yolumuza öyle devam ederiz. Kurumsallaşmamızı buna göre yaparız. Yetişmiş beynimiz var, bir sıkıntımız yok. 2 bini aşkın insanımız bu süreçte konu üzerinde çalıştı. Yüz bini aşkın sayfa bu konularda bilgi birikimine sahip olduk. Bizim bir sıkıntımız yok. Gereğini yaparız. Biz artık Avrupa'yı gayet iyi tanıyoruz, kurumlarını gayet iyi tanıyoruz. Bundan sonra onlar bizi takip edecekler. Bizi başarılı bulduklarını söyleyenler hala önümüzü tıkıyorlarsa bu siyasidir, başka bir nedenle değildir. Bunu da biliyoruz, görüyoruz. Bunu Kıbrıs'ta görüyoruz. En ufak bir adımda hemen, 'Efendim Kıbrıs'ı çözün sonra gelin'... Bu dürüstlük değildir, biz dürüstlük istiyoruz. O başka bir olay, bu başka bir olay. 35 faslın içerisinde bakıyorsun, alakası olmayan konuları bizim önümüze getiriyorlar. Önce çözülmesi gerekenleri getirin, çözelim. Kıbrıs'la ilgili konular ayrı konu. Samimi olun, dürüst olun. Bu dünyayı hep beraber paylaşmaya mecburuz. Dünyanın gelişmiş ülkelerinden bir çoğu, '21. asır dünyada paylaşım asrıdır' diyorlar. Ama maalesef buna uymuyorlar. Sadece güçlerin hegemonyasını devam ettirmenin gayreti içindeler.'' Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından İTO Başkanı Murat Yalçıntaş tarafından Oda'nın 125. yılı anısına plaket verildi.