Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
İran'ın nükleer programıyla ilgili yapılan
anlaşma sürecine uluslararası camianın sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Böyle bir süreçten hep birlikte kazançlı çıkmış olacağız. Çünkü artık dünya bu tür özellikle
soğuk savaş mantığından, anlayışından çok yoruldu, çok bıktı. Artık bunlardan kurtulmamız lazım." dedi.
Başbakan Erdoğan,
Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkan Yardımcısı
Kgalema Motlanthe ile birlikte
basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, basın toplantısında, İran'ın nükleer programıyla ilgili soruyu cevapladı. Erdoğan, İran'ın nükleer programıyla ilgili aldıkları mesafenin diplomasi ve diyaloğun bir zaferi olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, sabırlı bir süreç içerisinde bir çok görüşmeler olduğunu belirterek, Atom
Enerji Kurumu eski Başkanı El Baradey'in, görev süresinin bitmesine bir hafta süre varken, bu takasın
Türkiye'de yapılabileceği yönünde açıklaması olduğunu hatırlattı.
Bu teklifin, daha sonra ABD tarafından da desteklendiğini anlatan Erdoğan, o dönemde İran'ın, değişimin birinci etabının kendilerinde olmasını, daha sonra Türkiye'de devam etmesi yönünde yaklaşım gösterdiğini kaydetti. Erdoğan, yapılan çalışmalar sonrasında
Brezilya'nın da devreye girmesiyle birlikte süreci birlikte yürüttüklerini belirtti.
Erdoğan, ABD Başkanı Obama'nın,
Nükleer Enerji Zirvesi'ndeki görüşmesinden sonra bir mektubunun geldiğine işaret ederek, bu
mektup çerçevesinde kendileriyle görüşmeleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu mektup çerçevesinde, kendileriyle görüşmelerimizi geliştirdik ve bu gelişmeler neticesinde de bildiğiniz gibi bin 200 kilo düşük düzeyli
uranyumu Türkiye'ye teslimi etmeyi bir ay içinde kabul etti. Fakat, 17 Mayıs'tan bir hafta içinde de, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na mektubu yazmayı da İran taahhüt etti. Ve bu mektup, dün bildiğiniz gibi Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na Türkiye ve Brezilya büyükelçilerinin şahitliğiyle, nezaretiyle teslim edildi.''
Erdoğan, sürecin başladığına işaret ederek, 1 ay içinde bu bin 200 kilo düşük düzeyli uranyumun Türkiye'ye teslim edileceğini söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"'Ama bu arada 1 yıl içerisinde de
Viyana Gurubu diye ifade edilen ABD,
Rusya,
Fransa ve Uluslararası
Atom Enerjisi Kurumu, bu 120 kiloyu peyderpey bize teslim edecekler, biz de bunu İran'a teslim edeceğiz ve ondan sonra da 120 kiloyu İran'a teslim ettikten sonra bin 200 kiloyu Viyana Grubu'na teslim edeceğiz."
İran'ın üretime devam ettiğinin ileri sürüldüğünü kaydeden Erdoğan, nükleer
silah değil de barışçı amaç ile
nükleer enerji için eğer bir
ülke düşük düzeyde uranyum üretiyorsa, bunun onun hakkı olduğunu, üretebileceğine işaret etti. Burada mani bir şey olmadığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, şu anda İran'ın yaptığının da bu olduğunu, ve bunun da yine aynı şekilde o bildirgede yerini aldığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Orada o da var. Şimdi biz Türkiye olarak, şu anda
Rusya Federasyonu ile hükümetlerarası bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşma ile Türkiye'de yarın, diyelim ki 6 sene, 7 sene sonra (
nükleer santral) kurmuş olacağız. Biz de bu tür bir düşük düzeyli uranyumu üretebilme şansına sahibiz, sahip olma hakkımız var ama barışcıl amaçlı olarak. Olayın bütünü budur.
Ve Sayın Obama ile 1 saat 15 dakika bir görüşme yaptık. bunları karşılıklı olarak konuştuk ve yapılanın bir defa taktir edildiğini kendilerinden bizzat dinledim, gördüm. Fakat bunu yine aynı şekilde sürece takip etme noktasında mutabakatımız oldu. Aynı şekilde Sayın Putin ile yaptığımız görüşme. Diğer 11 kadar ülke ile
telefon görüşmesi yaptım, 26 ülkeye mektup yazdım. Dün Sayın
Sarkozy ile görüşmem oldu. Aynı şekilde Ortadoğu'da Sayın Mübarek, Sayın
Kral Abdullah bin Abdulaziz, onlarla görüşmelerim oldu ve bu görüşmeler devam etti, devam ediyor.
Temenni ediyorum ki uluslararası camianın bu işe sahip çıkması, bölgemizdeki barışı, huzuru olumsuz yönde etkilemeyecektir. Ve böyle bir süreçten hep birlikte kazançlı çıkmış olacağız. Çünkü artık dünya bu tür özellikle soğuk savaş mantığından, anlayışından çok yoruldu, çok bıktı. Artık bunlardan kurtulmamız lazım. Kaldı ki Medeniyetler İttifakının eş başkanlığını yapan bir ülkeye düşen de budur, BM
Güvenlik Konseyi'nin içinde yer alan bir ülkeye düşen budur.''
(CİHAN)