Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında CHP'nin yeni anayasa taleplerine cevap verdi. ''Önce kendi tüzüklerini değiştirsinler'' diyen Erdoğan, kendilerinin zaten Anayasa değişikliğinden yana tutumlarının ortada olduğunu, ancak ana muhalefetin bu konuda samimi davranmadığını söyledi. Erdoğan, muhalefet partilerinin 2011 seçimleri öncesinde anayasa değişikliğinin yapılması yönündeki taleplerini "ilginç gelişme" olarak değerlendirdi. Erdoğan, yasama yılının ilk AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, muhalefetin anayasa değişikliği sürecinde "değişikliğin seçim sonrasına bırakılmasını istediğini ve milletvekillerini oy kabinine bile sokmadığını" hatırlattı. Aynı muhalefet partilerinin şimdi anayasa değişikliğinin seçim öncesinde yapılmasını istemesini "ilginç gelişme" olarak niteleyen Erdoğan, Anayasa değişikliğinin bir haftada yapılacağının söylendiğini, daha sonra buna zam yapılarak sürenin bir aya çıkarıldığını kaydetti. Erdoğan, CHP'nin anayasa değişikliği konusunda girişim yapması durumunda kendilerinin buna 335 milletvekili ile destek vereceğini de açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun meydanlarda "başörtüsü, başörtüsü" diye dolaştığını ifade eden Erdoğan, başörtüsü konusunun üç maddelik bir konu olduğunu belirtti. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'ndan hemen görevlendirmesini yapmasını, talimatını vermesini, diğer muhalefet partilerinin bir araya gelmesini istedi. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da çalışmaya katılmasıyla milyonların sorunu olan başörtüsü sorununun ortadan kaldırılabileceğini kaydetti. Bu konuda istismara gerek olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Pakistan'dan İran'dan örnekler vermeye gerek yok. Tasarımcılara falan girmeye gerek. Bırakın nasıl istiyorlarsa öyle giyinsin. Başörtüsü takmayana sen niye streç pantolan giyiyorsun veya şalvar tipi pantolon giyiyor musunuz' diyor musunuz veya niye askılı türü giyiyorsunuz diyor musunuz? Nasıl giyiniyorsa öyle giyinsin. Asıl demokrasi bu. Özgürlükler bu. Bunu yapalım. Ama bakın şu anda bu konuda bile kendi içlerinde birbirlerine girdiler. Veremezler karar. Bütün bunların hepsi istismar ifadeleri. Bakın biz hep söyledik. 'Eğer dürüst davranıyorsanız, siz lokomotif olun, biz vagon olalım. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, bizim derdimiz üzümü yemek. Milyonların sorununu gelin çözelim. Senin sayın ortada, 101-102. Bizde 335 kişi ile sizin peşinize takılalım. Yeter ki şu işi çözelim. Ona da kılıf uydurmayın. Bu işi halledelim. 12 Eylül'de 'bugünden tezi yok' dedik. Ondan önce bunu söyledik. 13 Eylül'de müracaatınızı yapın, adımı atalım. Şu ana kadar Meclis Başkanlığımıza bir müracaat var mı? Yok. Hepsi blöftü. Bu blöfü biz yutmayız, bu blöfü millet yutmaz. Bunu bir defa bilmeniz gerekir.