Erdoğan, partisinin
Kocaeli'de düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada,
mübarek ramazan ayının tüm millete, tüm
İslam dünyasına, insanlığa barış, huzur ve kardeşlik getirmesini temenni etti.
Bir başka programı nedeniyle Kocaeli mitingine biraz gecikmeyle geldiğini ifade eden Erdoğan, ''Sizin bu sıcaklığınız, biliyorum gönüllerinizden geliyor. Gönüllerinizin bu sıcaklığı zaten bu ülkenin birliğinin, beraberliğinin, dirliğinin temelini oluşturuyor ve ben bu vesileyle sizlere bir kez daha şükranlarımı arz ediyorum'' diye konuştu.
''17 Ağustos'da Kocaelimizde tekrar bir acıyı yaşadık. 1999'un 17 Ağustosu... O zaman
Ankara sizin sesinizi duymadı. Sizin feryadınızı, sizin çığlığınızı duymadı ama
Diyarbakır duydu,
Hakkari duydu,
Erzurum duydu,
Elazığ duydu,
İstanbul duydu,
Bingöl duydu. Acaba Ankara niye duymadı'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''İşte bu anlamlıydı. Tüm
Türkiye varını yoğunu ortaya koydu. Tüm Türkiye o gün kenetlendi, birlik oldu, buraya
yardıma koştu. Gelemeyenler
elbise gönderdi,
battaniye gönderdi, ekmek gönderdi.
Hayır dualarını gönderdiler. İşte biz böyle bir milletiz. Bizim sevincimiz bir, hüznümüz bir, türkülerimiz bir, ağıtlarımız bir. Dün yanı başımızdaki depreme dahi müdahil olmayan, müdahale edemeyen bir Türkiye vardı, bugün artık dünyaya elini uzatan bir Türkiye var. Dün Ankara'dan başını çıkaramayan, Kocaeli'nin, Yalova'nın, Düzce'nin, Bolu'nun, İstanbul'un yolunu bulamayan bir Türkiye vardı, bugün Şili'ye, Haiti'ye, Pakistan'a kadar ulaşan bir Türkiye var. Haiti'de deprem oldu, hükümetimiz, Kızılayımız orada. Aynı şekilde Şili'de afet oldu, hükümetimiz, Kızılayımız orada. Pakistan'da deprem oldu, hükümetimiz, Kızılayımız orada. Şimdi sel afeti var, yine oradayız, orada olmaya devam edeceğiz. Neden? Çünkü bizim medeniyetimizde, bizim genlerimizde bu var. Paylaşım, yardımlaşma,
dayanışma var. Zira biz, yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz. İlk andan itibaren Kızılayımız ve ilgili kurumlarımız harekete geçti, şu anda Pakistanlı kardeşlerimizin yanındalar.''
Dün bir yardım
kampanyası başlattıklarını hatırlatan
Başbakan Erdoğan,
Diyanet İşleri Başkanlığının bu hafta sonu itibarıyla bu kampanyayı daha da yoğunlaştıracağını söyledi.
Aynı şekilde çalışmaları yoğunlaştırdıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''İstiyoruz ki, millet olarak daha büyük dayanışma ortaya koyalım. Yüz binlerce evsiz insanın yardımına koşalım. İnanıyorum ki, ramazanın merhamet ikliminde gerçekleşen bu kampanya başarılı olacak. Daha fazla çocuğun, daha fazla evsizin, daha fazla kimsesizin yardımına koşmuş olacağız. Buradan bir kez daha bütün vatandaşlarıma, bütün kardeşlerime şu çağrıyı yapıyorum; gelin sizler de az çok demeden bu kampanyaya katılın, merhamet elinizi afetzedelere uzatın.''
''BUGÜN TAKİP EDİLEN BİR TÜRKİYE VAR''
''Dün kendi sorunlarını çözemeyen, kendi sorunlarına çözüm üretemeyen, kendi afetlerine müdahale edemeyen bir Türkiye vardı. Bugün dünyanın dört bir yanındaki sorunlara el atan, afetlere yardım ulaştıran bir Türkiye var'' diyen Erdoğan, dün kendi sınırları içinde, kendi şehirlerinde tarihi eserlerine, ata yadigarlarına sahip çıkamayan bir Türkiye olduğunu, bugün ise Moğolistan'dan
Bosna Hersek'e, Sudan'dan Üsküp'e, Kosova'dan Filistin'e kadar mirasına sahip çıkan bir Türkiye bulunduğunu söyledi.
Dün
gündemi belirlenen bir Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, bugün ise dünyada gündem belirleyen bir Türkiye'nin bulunduğunu vurguladı.
Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''Dün bölgesinde gelişmeleri sadece takip etmekle yetinen bir Türkiye vardı, bugün takip edilen bir Türkiye var. Dün dünya ekonomisinde 26. sırada olan bir Türkiye vardı, bugün 17. sırada olan bir Türkiye var. Dün IMF'nin kapısında
kredi için el ovuşturan bir Türkiye vardı. Kim vardı iktidarda? MHP, DSP,
ANAP. 30 milyar dolar IMF'den borç aldılar ve bize 23.5 milyar dolar borçla bıraktılar. Ödedik, ödedik, ödedik, şu anda 6.7 milyar dolar borca düşürdük. Nereden nereye milli bankamız
Merkez Bankamızın kasasında MHP'den, DSP'den, ANAP'tan devraldığımızda 26.5 milyar dolar vardı, aynı kasada şimdi 75 milyar dolar var.
Dün MHP, DSP, ANAP döneminde neydi biliyor musunuz
milli gelir oranı? 100 liranın 74 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 45 lirası borç. Nereden nereye. 100 liraya
faiz ne ödüyordu biliyor musunuz? 63 lira faiz ödüyordu. Şimdi 7 lira, 8 lira ödüyoruz. Buraya geldik. Nereden nereye. Kimin cebinden çıkıyordu bu faiz? Benim Ahmetimin, Mehmetimin, Ayşemin, Fatmamın cebinden çıkıyordu.
Enflasyon neydi? Yüzde 30. Şimdi 7.6. Bak nereye geldik. Bu cebimizdeki parayı ne yapıyordu? Eritiyordu. Alım gücünü azaltıyordu. Şimdi elhamdülillah güçlendiriyor. Nereden nereye. Ama bunlar ne yapıyordu? MHP'si, DSP'si, ANAP'ı,
akşam yatıyor, sabah kalkıyor, birin yanına bir tane sıfır koyuyor. Bir sıfır, bir sıfır, bir sıfır.''
Eskiden milyonere zengin dendiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
''Biz bunların iktidarında tuvalete gidişin bedelini gördük. Tuvaletin fiyatı ne olmuştu? Bir milyon. Hale bak, bir milyona tuvalete gidiyorduk. Eskiden biz bir liraya gidiyorduk. Nasıl oldu da bir liradan bir milyona çıktı. Hala bununla övünüyorlar. Sizin millete bakacak yüzünüz var mı? Bol bol karşılıksız para bastılar. Karşılıksız para basmanın adı nedir ekonomide biliyor musunuz? Modern
hırsızlık. Bunlar bu hırsızlığı yaptılar. Niye? Cebimdeki parayı güya büyüttüler ama alım gücü olmayan parayı.
Kağıt, kağıt... Böyle aldattılar. Şimdi ise düşünün, o zaman 1 milyon, 2 milyon
maaş alan, şimdi iki lira alıyor ama o iki lira ondan çok daha kıymetli. Neden? Enflasyon eridi, faiz iyice düştü. Bunu anlatmıyorlar milletimize, başka şeyler anlatıyorlar. Ben size diyorum ki, mutfağı en iyi siz bilirsiniz. 7.5 yıl önce beyinin aldığı maaşla kaç yumurta alıyordun, ne kadar süt,
peynir, pirinç, ekmek alıyordun? Buradan hesabını yap. Bugün daha iyi olduğunu göreceksin. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Çünkü ben hesabımı bunun üzerinden yapıyorum.''