Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Bize diyorlar ki 'Siz 12
Eylül'de ne gördünüz, ne yaşadınız?' Bunu bize söyleyenler önce aynaya baksınlar. Biz
12 Eylül'ün öncesinin acılarını da yaşadık, biz 12 Eylül zulmünü de yaşadık, biz 12 Eylül sonrasının baskılarını da bütün ruhumuzda, bedenimizde hissettik'' dedi.
Yalova Marina'da toplu açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, devlet-millet kaynaşmasını tesis ettiklerini belirterek, buyurgan, hükümran bir devlet yapısını ellerinin tersiyle ittiklerini vurguladı.
Milletle bütünleşen, milletle kucaklaşan, millete
hizmetkarlık yapan bir devlet anlayışını
ülkeye kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir ülkede
demokrasi yoksa, demokrasi eksikse, demokrasi
modern standartlarda değilse o ülkede yatırım olmaz,
üretim olmaz, istihdam olmaz. Bunu biz çok uzun yıllarca yaşadık. Bir ülkede hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku hakimse orada yoksulun derdine çare bulunmaz, fakir-fukaranın sorunu çözülmez, yetim-öksüzün feryadı duyulmaz. On yıllar boyunca hukuk sistemindeki sorunlar nedeniyle biz bunu iliklerimize kadar yaşadık. Bir ülkede söz milletin değilse, karar milletin değilse,
siyaset vesayet altındaysa, çeteler siyasete yön veriyorsa o ülke büyümez, kalkınmaz, ilerlemez.
Biz ülke olarak ne yazık ki bunu da yaşadık. Çetelerin provokasyonlarında nice gençlerimizi yitirdik. Askeri darbelerde nice delikanlılarımız dar ağacında sallandırıldı, asıldı. Siyasete yapılan müdahalelerle
Türkiye her 10 yılda bir geriye gitti, tüm kazanımlarını heba etti. Şimdi bize diyorlar ki 'Siz 12 Eylül'de ne gördünüz, ne yaşadınız? Bunu bize söyleyenler önce aynaya baksınlar. Biz 12 Eylül'ün öncesinin acılarını da yaşadık, biz 12 Eylül zulmünü de yaşadık, biz 12 Eylül sonrasının baskılarını da bütün ruhumuzda, bedenimizde hissettik. Bizi sadece 12 Eylül vurmadı. 27 Mayıs'ı da biz yaşadık, 28 Şubat'ı da biz yaşadık, 27 Nisan'ı da biz yaşadık. Bunlarda da biz
hedef olduk.''
27 Mayıs'a çanak tutanların kendilerinin neler yaşadığını anlayamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''28 Şubat'a alkış tutanlar bizim neler yaşadığımızı anlayamazlar, 27 Nisan'da dut yemiş bülbüle dönenler bizim neler yaşadığımız bilmezler. Ama bizim bir farkımız var. Biz onların 12 Eylül'den sonra yaptıkları gibi mağduriyet edebiyatına sığınmadık. Darbeleri kendimiz için, şahsi çıkarlarımız için ranta çevirmedik, darbelerden nemalanmadık. Biz bütün darbelere karşı nasıl onurlu, nasıl dik bir duruş sergilediysek, bugün de yeniden müdahaleler yaşanmaması için dik ve onurlu bir duruş sergiliyoruz.
''GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEYENLER AYDINLIK BİR GELECEK İNŞA EDEMEZLER''
Bizi samimiyet testine tabi tutanlara ben Yalova'dan sesleniyorum. Madem 12 Eylül'ün acısını yaşadığınızı, bedelini ödediğinizi söylüyorsunuz, neden 12 Eylül öncesi meydanları kan gölüne çeviren çetelerle, mafyayla, hukuk dışı örgütlenmelerle, onların benzerleriyle, onların uzantılarıyla mücadeleyi bugün desteklemiyorsunuz? Neden o çetelerin avukatlığını yapıyorsunuz? İşte 12 Eylül 2010 iki seçenek önümüze koyuyor. Ya darbecilerin anayasasından yana olacağız, ya milletten yana olacağız. Onun için diyoruz ki, sevdamız millet, kararımız
evet. Bizim derdimiz bu. Bugün tek tek ortaya çıkan o kirli senaryoların üzerine neden bizim kadar gitmiyorsunuz? Hadi bu kirli senaryoların üzerine gitmiyorsunuz, hadi bu cesareti gösteremiyorsunuz, neden yargıya bu konuda yardımcı olmuyorsunuz?
12 Eylül'de acı çekmiş bir insan, bedel
ödemiş,
fatura ödemiş, o acıyı yüreğinde hisseden bir insan kalkar da
Danıştay saldırganlarının yargılandığı davada avukatların bölümüne oturur mu? 12 Eylül'den gerçekten rahatsız olanlar kalkıp da Ergenekon'a avukatlık yapar mı? Madem 12 Eylül'ün acısını yaşadınız neden bugün 12 Eylül ile hesaplaşmıyorsunuz? Niçin
askeri vesayet yerine milli iradenin üstünlüğüne vurgu yapmıyorsunuz? Niçin her sıkıştığınızda askere davetiye çıkaran yorumlar yapıyorsunuz? Madem 12 Eylül'de bedeller ödediniz, neden bugün yeniden 12 Eylül'lerin yaşanmaması için
Anayasa değişikliğine 'Evet' demiyorsunuz? Çünkü siz rantını yersiniz, rantını yediniz. Siz istismar edersiniz, siz edebiyatını yaparsınız, ama biz samimi bir şekilde mücadele ediyor, acılarla yüzleşiyor, tekrar bu acıların yaşanmaması için samimi bir irade ortaya koyuyoruz. Geçmişle yüzleşmeyenler aydınlık bir gelecek inşa edemezler.''
AÇILIŞLAR
10 milyon dolarlık bedelle tamamlanan Yalova'daki yat limanının 243'ü denizde, 97'si karada olmak üzere 340 yat kapasitesine sahip olduğunu belirten Erdoğan, ''2003 yılından itibaren arka arkaya yatırımlarını gerçekleştirdiğimiz ve hizmete aldığımız yat limanlarıyla bugün artık Türkiye bu sektörde dikkatleri üzerinde toplayan bir konuma yükseldi. Şu anda yat kapasitemiz Türkiye genelinde 15 bine ulaşmış durumda. İnşaatı bitenler hizmete alındığında, ihalesi devam edenler tamamlandığında kapasite 25 bin adede ulaşacak'' diye konuştu.
Türkiye'nin şu anda yat turizminden 3,5 milyar dolar gelir elde ettiğini belirten Erdoğan, bunu
2023 yılında 10 milyar dolara çıkarılacağını söyledi.
Erdoğan, ''Bu muhteşem eserin bir kez daha hayırlı olmasını, Koç Ailesi ile SETUR'un böyle bir yatırımı gerçekleştirmedeki katkısından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum.
Ulaştırma Bakanıma ve özellikle ekibime özellikle teşekkür ediyorum'' dedi.
Atılacak adımların çok çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Yalova
terminal binasını 2008 yılında yenilemeye aldık. 13 milyon liralık bir yatırım gerçekleştirdik. Terminal binamız 2000 metrekaresi kapalı olmak üzere 2500 metrekareden oluşuyor. Yolcular için her türlü imkan sağlıyor. Yalova'ya çok çok yakışan bir eseri tamamladık ve bugün hizmete alıyoruz'' diye konuştu.
Açılışı yapılacak bir diğer eserin ise Kızalay'ın
bölge deposu olduğunu söyleyen Erdoğan,
Kızılay'ın sadece
yurt içindeki hizmetleriyle değil, yurt dışındaki hizmetleriyle de her zaman gururumuz olduğunu ifade etti.
Erdoğan, bugün hizmete açılacak Kızılay bölge deposunun 240 bin Türk Lirası harcamayla her an hizmete hazır bir depo olduğunu belirtti.
Açılışı yapılacak diğer bir eserin Çınarcık
Hükümet Konağı olduğunu ifade eden Erdoğan, Altınova Müftlük Binası'nın da hizmete açılacağını belirtti.
KÖYDES kapsamında 2005 yılından beri yaklaşık 19 milyon
Türk Lirası harcandığını anlatan Erdoğan, Yalova dahilinde yolu ve suyu olmayan köyün kalmadığını bildirdi.
Yalova'da yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, yatırımlarla Yalova'nın
Marmara Bölgesi'ndeki en dikkat çeken illerden biri haline geldiğini söyledi.
Öğleden sonra Aksa'nın Karbon Elyaf Üretim Tesisi'nin açılışının da yapılacağını belirten Erdoğan, bu yatırım ile Türkiye'nin karbon elyaf yatırımında dünyanın 9 ülkesinden biri haline geldiğini söyledi.
20. yüzyılın demirçelik yüzyılı olduğunu, ancak 21. yüzyılın karbon elyaf yüz yılı olacağını ifade eden Erdoğan,
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün halatlarının karbon elyaf halat olduğunu belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin bu alana Yalova'dan dev adımlarla giriş yaptığını belirtti.
''Bu iş aşk işidir, sevda işidir, bu iş yürek işidir yürek'' diyen Erdoğan, millete hizmet için yüreğin ortaya konulmaması halinde milletle bütünleşilemeyeceğini, aynı frekansın tutturulamayacağını ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin anayasa değişikliği
referandumu konusundaki tavırlarını eleştirerek, ''Vicdanınız sızlamıyor mu? Bu anayasa değişikliğine 'hayır' demekle kendinizle, vicdanınızla çelişmiyor musunuz?'' dedi.
Erdoğan, Yalova Marina'daki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, parti kapatmayı zorlaştırmak, sivillerin askeri mahkemede yargılanmasına son vermek, YAŞ kararlarını yargıya açmak, Meclis'in iradesi üzerindeki vesayeti kaldırıp daha ileri demokrasiye ulaşmak istediklerinde karşı çıkılıp ''hayır'' denildiğini ifade etti.
Hangi hayırlı adımı atsalar soluğun Anayasa Mahkemesinde alındığını ve milli iradenin mahkemelik yapıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Peki kim demokrasiyi, hukuku savunuyor, kim bunların gelişmesine engel oluyor. Aziz milletimiz bunu çok iyi görüyor, çok iyi anlıyor. Bunların mantığı çok ama çok basit. Bunlar şunu söylüyor, 'Bu hükümet kazanmasın Türkiye kaybederse kaybetsin, bu hükümet başarılı olmasın, Türkiye büyümezse büyümesin, bu hükümet eser üretmesin Türkiye'ye ne olursa olsun'. Bugün anayasa değişikliğine karşı çıkmalarının tek ve yegane nedeni de işte bu. Fakat onlar ne kadar üzülürse üzülsün, onların üzülmesi için biz Türkiye'yi büyütmeye devam ediyoruz. Milletimizi de sevindirmeye devam edeceğiz.
Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin yararına olacağını bal gibi biliyorlar, biliyorlar ama kendilerine bile
itiraf etmekten kaçınıyorlar, kulislerde söylüyorlar. Haklısınız ama ne yapalım diyorlar. Anayasa değişikliğinin Türkiye'yi şaha kaldıracağını, ekonomiyi, demokrasiyi,
özgürlükleri uluslararası standartlara kavuşturacağını bal gibi biliyorlar, biliyorlar ama itiraf etmekten kaçınıyorlar.''
Muhalefetin, TBMM'de kendi arkadaşlarını sandığa gitmekten alıkoyduğunu ifade eden Erdoğan, bunun, arkadaşları sandığa gittiğinde vicdanları ile yüzleşip ''evet'' diyeceklerini bilmelerinden kaynaklandığını söyledi.
Bazılarının vatandaşın sandığa gitmesini engellemeye çalıştığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
''Neden? Çünkü korkuyorlar. Çünkü vatandaşın sandığa gittiğinde gür bir sesle 'evet' diyeceğini biliyorlar. Ana muhalefet partisi kendisi genel kurula girip 'hayır' diyemediği konuda, milletin sandığa gidip 'hayır' demesini istiyor. Nasıl iş bu? Bırak, iradesini gitsin, işte oy kulübesinde kullansın. İstemediler, göndermediler. 'Gitmeyeceksiniz' dediler. Gitsin 'hayır' desin işte. O gün hayır demesini milletvekillerinden istemedi, şimdi aslına, millete diyor ki git 'hayır' de. Bu ne büyük, ne yaman çelişki. Siz kendi yapamadığınız şeyi milleten hangi yüzle isteyeceksiniz? Bu ne samimiyetsizliktir?
Muhalefetin konuştuğu her yerde, yaptıkları her açıklamada neden ''hayır'' denilmesini anlatırken aslında neden ''evet'' denilmesi gerektiğini anlattıklarını belirten Erdoğan, ''Geldiler burada, Yalova'da 27 Mayıs'ın astığı Başbakan'ı, 12 Eylül'ün astığı gençleri Yalovalı kardeşlerime anlattılar. 'Vicdanınız sızlamıyor mu?' dediler. Kime, Yalovalı kardeşlerime. Evet biz de aynı şeyi söylüyoruz: Vicdanınız sızlamıyor mu? Bu anayasa değişikliğine 'hayır' demekle kendinizle, vicdanınızla çelişmiyor musunuz? Ama benim aziz milletim feraset sahibidir, dirayet sahibidir. 81 vilayetteki tüm vatandaşlarım, Yalovalı kardeşlerim çok engin basiret sahibidir. Önceki seçimlerde kim hangi partiye oy vermiş olursa olsun, gelecek seçimlerde kim hangi partiye oy verecek olursa olsun, kim hangi partiye gönül vermiş olursa olsun bu
halk oylamasında partileri değil, kendi geleceğinizi oylayacaksınız. Bu halk oylamasında kendinizin, çocuklarınızın, gençlerinizin istikbalini onaylayacaksınız.
Bu halk oylamasında hükümetin icraatlarına, muhalefetin performansına değil, kadınların haklarına, memurların, işçilerin demokratik haklarına, çocukların, özürlülerin, şehit yakınlarının, gazilerin haklarına oy vereceksiniz. Fişlemenin son bulmasına 'evet' diyeceksiniz. Üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne, 12 Eylül'le yüzleşmeye, yeni 12 Eylül'lerin yaşanmamasına,
Avrupa standartlarında, modern dünyanın standartlarında bir özgürlüğe, demokrasiye, istikrara, hukuka 'evet' diyeceksiniz. Büyük Türkiye'ye, kalkınmış, ilerlemiş, zenginleşmiş bir Türkiye'nin önünün açılmasına 'evet' diyeceksiniz. Ben 12 Eylül'de Yalova'dan koskoca bir 'evet' bekliyorum. Her partiden, yaştan, kesimden Yalovalı kardeşimin gür bir sesle 'evet' demesini bekliyorum.''
Yalova'nın, 2007 referandumunda yüzde 63,3 ''evet'' oyu verdiğini anımsatan Erdoğan, bu sefer çok daha büyük, gür, yüksek bir ''evet''i Yalova'da görmek istediklerini söyledi. Erdoğan, ''Daha fazla yatırıma, daha büyük bir Yalova'ya, turizmi daha canlanmış, altyapısı daha gelişmiş Yalova'ya evet'' dedi.
''GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUM''
Başbakan Erdoğan, son 7,5 yılda Yalova'yı her alanda geliştirmek için, çehresini değiştirmek için önemli yatırımlar yaptıklarını söyledi.
Yalova'ya kimsenin kazandıramadığı üniversiteyi kazandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şimdi bu üniversiteyi geliştirdiklerini ifade etti.
Yalova'da 354 derslik tamamladıklarını, tüm okullara 3 bin 163 bilgisayar gönderdiklerini,
bilişim teknolojisi sınıflarını güçlendirdiklerini, 288
yatak kapasiteli yurdu hizmete açtıklarını anlatan Erdoğan, 2010 yatırım programında 500 yatak kapasiteli yurt yapımı bulunduğunu belirtti.
Erdoğan, hükümetleri döneminde Yalova'da sağlıkta 35 milyar liralık harcama yapıldığını, toplu konut projeleri gerçekleştirdiklerini,
Cumhuriyet tarihinde 24 kilometre bölünmüş yol varken 7,5 yılda 25 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını, tarımda destekleri artırdıklarını, bu hizmetlerin devam edeceğini bildirdi.
Yalova için üretmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, Yalova'yı Marmara Bölgesi'nin turizm, ticaret, sanayi ve termal turizmde önemli bir merkez haline getirmeye devam edeceklerini kaydetti.
Erdoğan, ''İnşallah 12 Eylül 2010'' diye başlayan cümlesinin ''evet'' sesleriyle kesilmesi üzerine, ''Fakat bu evetler burada kalmayacak değil mi?
Dalga dalga Yalova'nın her köşesine yayılacak, dağılacak. Ben gece gündüz çalışacağım, çalışıyorum. Sizden de gece gündüz çalışmanızı istiyorum'' diye konuştu.
Referandum kampanyasına yarın Bingöl'den başlayacağını anımsatan Erdoğan, 36 ili dolaşacağını, 81 ili arkadaşlarıyla gezeceklerini söyledi. Erdoğan, ''Hep beraber bu ülkenin özgürlük mücadelesi için, yasaklarla mücadelesi için, yoksullukla mücadelesi için, önündeki tüm engellerin ortadan kalkması için, yolsuzlukla mücadelede daha güçlü imkanlara sahip olabilmemiz için, hep birlikte inşallah Türkiye'nin yarınlarına 'evet' diyeceğiz. Sevdamız millet, kararımız evet'' dedi.
''BU HAYIRCILARDAN ÜLKEYE HAYIR GELMEZ''
Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmanın ardından
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım,
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay, Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ve
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Koç ile kurdele keserek tesislerin ortak açılışını yaptı.
Başbakan'ın açılışını yaptığı tesisler arasında Yalova Yat Limanı, İDO terminal binası, Kızılay bölge deposu, Çınarcık Hükümet Konağı ve Altınova
müftülük binası bulunuyor.
Öte yandan, Başbakan Erdoğan, İDO terminal binasının açılışını, sinevizyonda canlı bağlantı ile
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'a bağlanarak yaptı. Erdoğan, ''İDO'nun buraya düzenlediği seferlere zamanında tepki gösterilmişti. '
Hayır' diyenler, her şeye karşı çıktılar. Bunlar 1. ve 2.
boğaz köprülerine de karşı çıktılar. Bu hayırcılardan ülkeye hayır gelmez'' dedi.