Aydın Doğan'a 1 hafta süre veren
Başbakan Erdoğan, "Saldırganlığınız altında ne var? Bunu açıklayın. Açıklamazsanız ben açıklayacağım. 1 hafta süre. Açıkladın açıkladın, yoksa ben açıklayacağım." dedi. Erdoğan,
Hilton Oteli ile ilgili gerçekleri de açıkladı.
Partisinin
Bayrampaşa İlçe Teşkilatı Olağan Kongresi'ne katılan Başbakan Erdoğan, burada bir konuşma yaptı. Erdoğan, AK Parti'nin kurulduğu ilk günkü heyecanını, samimiyeti, kararlılığı bugün de yaşattığını belirterek, "Gittiğimiz her yerde bu heyecanı, bu azmi, bu sevdayı görüyor
ülkem adına mutluluk duyuyorum" dedi.
Partililere seslenen Erdoğan, "Gözünüzü gönlünüzü ihtiyaç sahiplerine karşı sürekli açık tutun. Milletimize karşı borcumuzu ona hakkıyla
hizmet ederek ödeyebiliriz. Bizim felsemizde millete efendilik yoktur millete hizmet etmek vardır. Biz bu milletin hizmetkarıyız, efendisi değiliz. Bu yolda devam edeceğiz. Başkaları siyasi
rekabet veya siyasi çatışma düşüncesinde olabilir. Bizim tek derdimiz var. İnsana hizmet etmek milletimize hizmet etmek." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
Ermenistan ziyaretine tepki gösteren muhalefet partilerine
cevap veren Başbakan Erdoğan, "Biz herşeyin masada çözüleceğine inanıyoruz. Gitmemek
Türkiyeye yakışmaz. Bu zihniyetlere ülke teslim edilemez. Bunlar problem çözemez problem üretir. Farkımız bu. Bizler sorun çöze çöze geldik buralara. Bundan sonra aynen devam edeceğiz. Bugün ne ana muhalefetin böyle bir derdi var ne yavru muhaletefetin böyle bir derdi var." dedi.
Erdoğan, dün
Güngören ilçe başkanlığı kongresinde yaptığı konuşmanın devamını getirdi. Erdoğan, "Sayın Doğan çok rahatsız oldu. Yazılı bir cevap vermiş. Tabi yazılı açıklamanın cevapsız kalması mümkün değil. Bu hamur daha çok su kaldırır. Sayın Doğan yazılı açıklamada anı kurtarmaya gayret etti. Şimdi ben dünkü açıklamayı biraz açmam gerekecek. Öyle gözüküyor." şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan bu konuyla ilgili şunları söyledi: "Aydın Doğan'ın Genel Yayın Yönetmeni ve kendisi bir cevap verme yarışına girmişler. Genel Yayın Yönetmeni 'İnsani duyguları sömürenleri yazmayalım mı?' diyor. Yazma diyen mi var? Yaz da doğruları yaz. Yalan ve
iftira yazma. Daha düne kadar Baykal'la paslaşma halinde toplanan
yardım paralarının Başbakan Erdoğan'a elden verildiğini gösteren makbuz diyordun. Peki ne oldu belgeye kayıp mı oldu? Bir gecede değişti mi? Nerede o tutanaklar? Ben ispatlayınca yarım
ağız 'Başbakan değil başbakanlığa' verildiğini söylüyorlar. Bu ikisi aynı şey mi? Baştan doğrusunu yazsaydınız ya. Beni konuşturduktan sonra mı öğrendiniz de böyle yazıyorsunuz? Sayın Aydın Doğan dün hala iddia sahibi ben değilim sanıklardan biri toplanan paraların Başbakan'a verilmek üzere birisi tarafından alındığını söylüyor. 'Benim medyam sadece
mahkeme safahatı hakkında bilgi veriyor' diyor. Soruyorum hukukta yataklık etme diye bir durum var. Sayın Doğan böyle bir iftiraya yataklık ettiğini farkında mısın? Bunu bileceksin soracaksın. Sen bir numaralı medya grubusun ya. Sor bakalım. Başbakanlığın basın müşaviri var. Oradan teyit etsene. Niye teyit etmiyorsun?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına iftira atmanın ne denli çirkin olduğun aklından geçirmiyor musun? Eski komünistelerin yaptığı gibi iftira at tutmasa da izi kalır mantığı ile mi hareket ediyorsunuz?"
"ÇEVRECİ DOĞAN SEVSİNLER SENİ"
"Yalan yazmaya insanları asılsız iftaralarla karalamaya hakkınız yok" diyen Başbakan Erdoğan, bunun
basın özgürlüğü ile alakası olmadığını dile getirdi. Erdoğan, "Ben NTV'nın yalancısıyım, bana değil ona sorun' diyor. Baykal'a sorunca da 'Ben Aydın Doğan'ın
gazetelerinin yalancısıyım' diyor. Böyle şey olur mu?
Hani var ya şıracının şahidi bozacı.
Oyun mu oynuyoruz ya? Böyle tezgah olur mu?
Tayyip Erdoğan hiçbir zaman yanlışın, yanlış yapanın yanında olmamıştır olmayacaktır. Yanlış yapan cezasını çekecektir. Suçluyla masumu birbirinden ayırt edileceği gazete sayfaları değil mahkeme salonlarıdır. Siz ne hakimsiniz ne de savcı. Kimin suçlu kimin masum olduğuna hangi iddiananın doğru hangi iddiaanın yanlış olduğuna siz mi karar vereceksiniz? Adalet tecelli edecek sizin telaşınız ne?Bu saldırganlığınız altında ne var? Siz asıl onu söyleyin. Bunun altında muhakkak bir şey var. Bunu ben biliyordum da siz açıklayın. 1 hafta süre. Önümüzdeki hafta sonu yine İstanbul'da kongrelere katılacağım. O zamana kadar açıkladın açıkladın, açıklamadın ben açıklayacağım. Onu da açıklayacağım. Çünkü nedenini biliyorum. RTÜK'ten hangi işiniz var? Bir menafaat davanz mı var? Bunu açıkla. Birkaç gün daha görülmekte olan davanın sonucunu görmek için niye bekleyemiyorsunuz? CNNTurk'ün karasal yayın hakkı ile ilgisi var mı açıkla. Gerçekleri açıklayacaksınız. Açıklamazsınız ben açıklarım."
Başbakan Erdoğan Aydın Doğan'ın Hilton Oteli ile ilgili kendisine yaptığı talebi de açıkladı. Erdoğan şunları söyledi: "Sayın Doğan Hilton'un önünde devasa yeşil alanın benden İBB Başkanıma bu noktada talimat vermek suretiyle
rezidans yapmak üzere ricada bulundu. Dedimki 'Mümkün değil. Olmaz.' Ve benden sonra İBB Başkanıma gitti, görüşme yaptı. Herhalde bir yemek yediler. Yanlarında bir üçüncü şahıs vardı.O da Şişli Belediye Başkanı. Sayın Aydın Doğan bu söylediklerim herhalde yalan değil. Ben gerçekleri söylüyorum. Kovaladığın iş hakkın değil. Hakkın olmayan bir şey. Gazetelerin çevreci çevreci dolaşıyorlar. Ben de diyorum ki 'Çevreci Doğan sevsinler seni' Hilton'un önündeki devasa yeşil alanın rezidans yapmak üzere, Şişli Belediyesi'nden işini halletmişti ama İBB'den işin halledemedi. Bunu açıklamamazı gerekiyor. Hilton olayı o kadar basit değil. 'Ben boşuna mı o kadar parayı verdim' dedi. Aynen bana kullandığı ifade. Bunlar köşeyi böyle döndü. vurgunları böyle vurdular. Bizden bunu temin edemediği için böyle davranıyorlar. Sıkıntı buradan geliyor. Önce köşeye sıkıştıracaklar. Gazetelerin taktiği budur. Heryerde bunu yapıyorlar. Yaptıkları bu." CİHAN
İLGİLİ HABERLER: ERDOĞAN, DOĞAN GRUBU'NA ATEŞ PÜSKÜRDÜ! - İZLE
AYDIN DOĞAN'DAN BAŞBAKAN'A CEVAP