Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Filistin'de yeni yapılmış bir
seçimin hemen arkasından bir seçim karanının alınmasını ''demokratik sürece ilişkin olumsuz bir yaklaşım'' olarak değerlendirirken, ''Eğer demokrasiye inanıyorsak, sandıktan çıkan neticeye saygılı olmak zorundayız. Ama maalesef Filistin'deki seçimlerin başından itibaren bu saygı Filistin'e gösterilmemiştir. Bu en önemli yanlıştır'' dedi.
New York'taki temaslarının ilk gününde BM binasında
basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan,
İspanya ile
Türkiye'nin birlikte eşbaşkanlığını yaptığı Medeniyetler İttifakı Projesi'nin BM çatısı altında düzenlenecek etkinliklerine katılmak üzere ABD'ye geldiğini belirtti.
Batı ile
İslam Dünyası arasındaki kutuplaşmanın gittikçe daha görünür hale geldiğine dikkati çeken Erdoğan, Medeniyetler İttifakı girişimini bu kutuplaşmaya yol açan önyargıları ortadan kaldırmak için başlattıklarını belirtti. Erdoğan, ''Hedefimiz karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü gerçekleştirmek, Farklı toplulukları bir araya getirmektir'' dedi.
13 Kasım'da İstanbul'da düzenlenen Medeniyetler İttifakı Zirvesinde, Yüksek Düzeyli Kurulun hazırladığı raporun BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a sunulduğunu hatırlatan Erdoğan, bundan sonra yapılması gerekenin, rapordaki önerilerin hayata geçirilmesi olduğunu ifade etti.
Türkiye olarak, Medeniyetler İttifakı girişiminin hedefe ulaşması için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını bildiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Buraya Konya'dan geldim. Orada Şeb-i Aruz, yani Vuslat Gecesi törenlerine katıldım. 733. Vuslat yıl dönümünde
Allah ve insan dostu
Mevlana'yı, Amerika'daki adıyla Rumi'yi andık.
UNESCO,
doğumunun 800. yılı münasebetiyle 2007'yi Mevlana Yılı ilan etmiştir. Bu sayede, din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanları kucaklayan Mevlana'nın sesi, İslam'ın sevgi ve hoşgörüsünün sesi daha geniş kitlelere ulaşacaktır. İnanıyorum ki bu, Medeniyetler İttifakı çabalarına da güç verecektir. Bunun küresel
refah ve mutluluk anlayışına çok faydalı katkısı olacaktır.''
-ORTA DOĞU'DAKİ GELİŞMELER-
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Başbakan Erdoğan,
Orta Doğu'daki son gelişmelerle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
''Şu andaki mevcut durum çok olumlu değil.
İran ziyaretim oldu.
Suriye ziyaretim oldu.
Lübnan ile sürekli irtibat halindeyiz. Aynı şekilde
İsrail ve Filistin ile görüşmelerimiz oluyor. Son alarak da
İngiltere Başbakanı Sayın Blair Orta Doğu'ya geç
erken uğradı. Birlikte Orta Doğu değerlendirmesi yaptık.
Elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Şu anda acil olan durum, Filistin'in kendi içindeki sıkıntısıdır. Bunu gidermek için de bazı adımlar atılması gerekiyor. Bu ziyaretimizde de şüphesiz bu konuları görüşeceğiz.''
-FİLİSTİN-
Başbakan Erdoğan, ''Filistin Devlet Başkanı
Abbas'ın erken seçim kararı ile ilgili olarak siz ne düşünüyorsunuz?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''Öncelikle samimi, açık olarak konuşmak istiyorum. Filistin'de seçim henüz yeni yapıldı. Yeni yapılmış bir seçimin hemen arkasından böyle bir seçim karanının alınması bana göre demokratik sürece ilişkin olumsuz bir yaklaşımdır.
Burada Sayın Abbas ve Sayın
Haniye süreci olumlu istikamete getirebilecek adımları atmaya başlamışlardı. Ama son anda bu atılan adım isabetli olmamıştır diye düşünüyorum.
Temenni ederdim ki Filistin'e olumlu bakanlar, olumlu yaklaşanlar veya yaklaşmak isteyenler,
ekonomik ambargo uygulamak suretiyle veyahutta ekonomik açıdan Filistin'i sıkıştırmak suretiyle orada sandığın neticesini görmemezlikten gelmemelidir. Eğer demokrasiye inanıyorsak, sandıktan çıkan neticeye saygılı olmak zorundayız. Ama maalesef Filistin'deki seçimlerin başından itibaren bu saygı Filistin'e gösterilmemiştir. Bu en önemli yanlıştır.
Bu süreçte Filistin halkının iradesine aslında saygı duyulmamıştır. Filistin halkının iradesine saygı duyulmadıkça bundan sonraki süreç çok daha farklı olacaktır diye düşünülüyorsa Bence bunda da aldanıyorlar.''
-LÜBNAN-
Başbakan Erdoğan, İran ve Suriye'yi ziyaretinde Lübnan konusunu da görüştüklerini belirterek şunları söyledi:
''Lübnan'daki gelişmelerde biz Türkiye olarak
Hizbullah'ın hükümetten çekilmesini tasvip etmediğimizi, doğru bulmadığımızı her iki tarafa da söyledik.
Kendilerinin de bu sürece
destek olmalarının gereğini ifade ettik. Özellikle Suriye'de de bu konuyla ilgili olarak Sayın Beşar
Esad ile uzun uzun görüşmelerimiz oldu.
Olay, şu andaki parlamentoda anayasal değişikliklerin olabilmesi için üçte iki oy çokluğun olması gerekiyor. Bu oy çokluğunu şu anda elinde bulunduran Sinyora'ya da bunu Hizbullah tamamıyla vermek istemiyor. Aksi taktirde Hizbullah'ın Sinyora ile hiçbir sıkıntısının olmadığını söylediler.
Hizbullah'ın kendi yanlarına özellikle Hristiyanları temsilen de kabinede 1 kişinin alınması konusu var. Tabii şu anda bu konuda mutabakat sağlanamadı. 20 artı 9 artı 1 şeklindeki bir yapılanma bu işin çözümü olarak sunuluyor. Eğer bu başarılabilirse süreç zannediyorum başarıyla sonuçlanır. Buna yönelik olarak da Türkiye olarak biz bir güven tesis etmiş bulunmaktayız. Çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Öyle zannediyorum ki Kurban Bayramında da bir Lübnan ziyaretim olacak. Hem Lübnan'ı hem de UNIFIL'deki askerlerimizi orada ziyaret etmeyi düşünüyorum. Sayın Sinyora ile de orada bu konuyu görüşeceğiz.''
Başbakan Erdoğan, basın toplantısının ardından çıkışta Yunanlı bir gazetecinin ''Yunanistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirecek misiniz?'' sorusuna, ''Ben iki kere resmi ziyaret yaptım. Ama şu anda Kostas bana resmi ziyaretini yapamadı. Ailece dostum, görüşüyoruz. Ama şimdi baharda bekliyorum kendisini. Benim
Genelkurmay Başkanım oradaydı'' yanıtını verdi.