Bu çerçevede
Hakkari-
Şırnak hattında boşluk bırakılmayacağını belirten
Atalay, "
Kandil onların öyle rahat faaliyet gösterdiği yer olmayacak. Zaten
Kuzey Irak'ın içinde de adamlarımız var. Kandil ve
Erbil çevresinde kontroller artacak. Erbil'e giriş çıkışlarda ve hem de Kandil'e doğru denetim daha da artırılabilir. Birlikte denetleyecek bir mekanizma kuralım dedik.
Barzani, 'olur' dedi. Bunun üzerinde çalışılıyor." dedi.
Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalay, önümüzdeki dönem uygulamaya konulacak
terörle mücadele stratejisine ilişkin önemli ipuçları verdi. Atalay, nihai çözüm dosyalarının hazır olduğunu ifade ederken, tam saha pres yapacaklarını kaydetti. "Tekrar 90'lı yıllara mı dönülüyor." endişesini ise yersiz buldu. "Asla her şey bitti, öl, öldür noktasında değiliz.
Güvenlik, diğer tedbirlerin uygulanması için. Nihayetinde güvenlik, çözüme gitmek için gerekli." tespitini yaptı. Meselenin diğer boyutlarını unutmadıklarını kaydeden Atalay, ancak terör saldırılarının yaşandığı sırada demokratik açılımların devreye girmesinin beklenemeyeceğini vurguladı. Atalay, "Nihai çözüm aşamasındayız. Dosyamızı hazırladık. Bazen çözümler, bütün kozlar oynandıktan sonra gelir. O entegre çalışmanın içindeyiz. Topyekün bu işi göğüsleme aşamasındayız. Entegre projeleri basınla ve muhalefet partileriyle de paylaşacağız. Ama vatandaşlarımıza da polisimize, askerimize böyle kolay
eylem yapılamayacağını,
bomba atılamayacağını göstermemiz lazım." diye konuştu.
Terörle mücadelenin diplomasi boyutunun önemine dikkat çeken
Başbakan Yardımcısı, diplomaside yeniden atağa geçeceklerini aktardı.
Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçeride ise kamu diplomasisi boyutu var. Bu dönem, bu konunun başarıyla sonuçlanmasını istiyoruz. Uluslararası tecrübeler de gösteriyor ki, kısa sürede olmuyor. Bu dönemde mesafe alınması gerekir. AK Parti'nin üçüncü döneminde bu işte mesafe alınmazsa, çözümsüzlük konusunda umutlar azalır. Ona imkan vermemek lazım. Demokratik açılımla operasyonlar paralel yürür. Ama ortada terör ve
ölüm olayları olunca biraz durgunluğa uğrar. Ayrıca toplumun bu konudaki toleransı eskiye göre arttı. İnsanlarımız bunlar çözülsün diyor. Biz bu sorunun içinde boğulacak
ülke değiliz.
Türkiye büyük bir ülke. Bir medeniyetin temsilcisiyiz. Türkiye bu soruna biraz emperyal bakmalı. Geleceğe göre bakmalıyız. Öl, öldürle kimse büyümüyor. Bu sorunun çözümüne de bu perspektiften bakmalıyız."
Başbakan Yardımcısı, istihbarat paylaşımı konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. Asayiş
bölge komutanlarının Kara Kuvvetleri'nden olması, kırsalda
terörle mücadeleyi yürüten birimlerin ise Jandarma'ya bağlı olmasından kaynaklanan bir hantallık yaşandığına dikkat çeken Atalay, MİT, Jandarma ve
Polis arasındaki koordinasyonun ise başarılı bir şekilde yürüdüğünü anlattı. Atalay, "Dış istihbarat MİT'in işi. İç istihbarat ise Emniyet, Jandarma'nın işi. MİT o konuda görevlendirmeler yapıyor.
İstihbarat akışı çok iyi. İstihbarat paylaşımı çok iyi yürüyor. İstihbarat birimleri arasındaki koordinasyon iyi. İstihbarat birimleri her ay koordinasyon toplantısı yapıyor." dedi.
PKK ile
İsrail arasındaki ilişkilerin hatırlatılması üzerine "Lieberman'ın sözleri, bilinç altındakileri ortaya koymaları ya da uygulamadakilerin itirafıdır." diyen Atalay, PJAK'a yönelik operasyonlar yapan İran'ın PKK ile mücadelede askeri
işbirliği önerdiğini kaydetti. Atalay, bu konuda şu bilgileri verdi: "PKK ile mücadele konusunda İran'la aramızda sorun yok. Onlar işbirliği öneriyorlar. Askeri anlamda işbirliği istiyorlar. Ama biz İran'la askeri işbirliğine girmedik. İstihbarat işbirliği yaptık. Son olayda da istihbarat örgütlerinin İran'la görüşmeleri oldu."