Parkta,
sokak aralarında,
apartman bodrumlarında başlayan dans meraklarının onları birinciliğe götüreceğini kendileri bile tahmin etmiyordu.
Özgüven kazanmak için girdikleri '
Yetenek Sizsiniz' yarışmasında
Türkiye'nin en yeteneklileri seçilen ikili, "Bunlar geçici şeyler, bir ay sonra kimse bizi hatırlamayacak." diyor.
Yarışma hayatınızda neleri değiştirdi?
Bilal Avcı: Aslında değişen bir şey yok, sadece çekimlere gidip geldik. Tek değişen şey daha çok tanınıyor olmamız.
Uğur Karameşe: Süreç önce çok tatlıydı ama sonra 'bitse de kurtulsak' diye baktık. Çok yorucuydu. Bütün günümüz çalışarak geçiyordu. Bir buçuk-ikide çağırıyorlardı bizi. Gece ikiye kadar sürüyordu. Bazen en sıkıcı
dersin bile daha eğlenceli olduğunu düşündüm ve okulu çok özlediğimi fark ettim. Ama Acun ağabeyin ekibi çok cana yakın ve çok samimiydi.
Sıkıntılı süreç size birincilik getirdi. Peki, elenseniz ne olurdu?
Bilal: Biraz üzülürdük tabii ama bir şey olmazdı herhalde. Çok şey kazandık sonuçta. Eskiden Başakşehir'de Sular Vadisi'nde dans ederdik, ama kimsenin karşısına çıkamazdık. Özgüvenimiz yoktu. Şimdi öyle değil.
Uğur: Dans ederken hiçbir şey düşünmemeyi öğrendik. Seyirciyi görmüyorsunuz zaten. Sahnede tamamen kendinizi müziğe kaptırıyorsunuz. O yüzden çok rahat dans ettik.
Ödülü hak ettiğinizi düşünüyor musunuz?
Bilal: Diğer birçok yarışmacının performansı iki-üç yıllık deneyimlerine dayanıyordu. Biz
final koreografisini bir haftada hazırladık,
yarı final dansını da iki haftada hazırlamıştık. Bu açıdan ödülü hak ettiğimizi düşünüyoruz. Bir de daha bir yıllık dansçıyız.
Yarışmada favoriniz var mıydı?
Bilal: Hakan ağabey (Hakan Akdoğan) ve Kaan Baybağ çok iyiydi. Karizma Show ve Kaya Adamlar da.
Uğur: Hepsi çok yetenekliydi. Finale Hakan ağabeyle kalacağımızı düşünüyorduk, ama öyle olmadı.
Kaç SMS yollandığını biliyor musunuz?
Uğur: Milyonlarca SMS gelmiş, sayısını bilmiyoruz. Acun abinin ekibi
dünya rekoru kırdığımızı söylüyor.
Yarışma serüveni nasıl başladı?
Bilal: Aslında biz, aramızda geçen bir olaydan dolayı hiç konuşmuyorduk. Bir ay sonra bir kafede karşılaşınca barıştık. Uğur bana dans ettiğinden bahsedince ona bir figür gösterdim. O da hemen yapabildi. Beraber birkaç defa dans ettikten sonra ona püf noktalarını gösterdim. Baktık, güzel bir ikili oluyoruz. Yarışmaya katılma fikri aklımıza geldi. Özgüven kazanmak istiyorduk çünkü. İnternetten son günde başvurduk. İlk çağırdıklarında görüşme
sandık, meğer elemeymiş. Hiç
hazırlık yapmamıştık giderken.
Uğur: Hazırlıksız olunca bir dahaki elemelere gelelim dedik. Sonra çağırmadılar bizi. En sonunda gidelim şansımızı deneyelim diye düşündük.
Bilal: Çünkü ben üç gün sonra Belçika'ya gidecektim. İkinci gidişimizde elemeleri geçtik, İzmir'e çağrıldık. Oradan da üç
evet aldık. İki gün sonra ailem Belçika'ya taşındı.
Sen de Belçika'ya gidince ayrılacaksınız o zaman...
Bilal: Henüz karar vermedim ama inşallah dönmeyi düşünüyorum. Bir dahaki eğitim döneminde okula ve dershaneye yazılacağım. Elimden geleni yaparım ama derslerim iyi değil. Üniversiteyi kazanamasam da özel üniversiteye giderek eğitimime devam ederim.
Lise bitse gerisi kolay da liseyi bitiremiyorum.
Ah şu lise bir bitse!
Şansına da dört yıl oldu liseler.
Bilal: Nee! (Gülüşmeler)
Okulu aksattınız mı bu süreçte?
Uğur: Okula gidemediğim günler oldu ama derslerimi aksatmadım. O yüzden ailemiz hep
destek oldu. Her zaman "Ders çalış." diyen babam, "Dans çalış." diyordu.
Bilal: Ben büyük ihtimalle sınıfta kaldım, çünkü Belçika'ya taşındığımız için eğitimim aksadı. Yarışma da aynı döneme denk gelince kötü oldu.
10 yaşına kadar Belçika'daymışsın ama Türkçen çok iyi?
Bilal: Gerçekten mi! Beni gaza getirmeyin. (gülüşmeler) Aslında hiç konuşamıyordum. 'Ben gelmek var, ben gitmek var.' Bir de 'Adım Bilal.' Bütün bildiğim bu cümlelerden ibaretti.
Dansa devam edecek misiniz peki?
Uğur: Önce eğitimimiz ama dansı da hiç bırakmayız.
Hayatımız farklı bir noktaya
kayar diye disko
teklifini kabul etmedik
Bilal, dans ederken mimiklerini çok iyi kullanıyorsun. Özel bir eğitim aldın mı?
Bilal: Yok ya,
doğal halim benim onlar.
Uğur: Bilal mimiklerini iyi kullandığı için onu öne aldık zaten.
Bu yönde teklif gelirse değerlendirir misin peki?
Bilal:
Reklam teklifleri Acun Medya'ya sürekli geliyormuş.
Diskoya falan çağırıyorlar ama biz şimdi bir anlık para kazanma hevesiyle gidip bozulmaktan korkuyoruz. Eğitimimiz aksar. Mesela Belçika'dan bir teklif aldım. 12 dakika dans etmem için günlük 6 bin 700
Euro teklif ettiler, 14 bin TL yani. Sırf cebimde para olsun diye gidersem hayatımız farklı bir noktaya kayar, bunun farkındayım. Şunu da biliyoruz ki bunlar geçici şeyler. Bir ay sonra kimse bizi hatırlamayacak. Zaten bu yarışmaya sadece özgüven kazanmak için girdik, amacımıza da ulaştık.
Uğur, sana da geliyordur teklif?
Uğur: Zaten ayrı istemiyorlar, Türkiye'deki teklifler ikimiz için geliyor. Benim Belçika'ya gitme ihtimalim olmadığı için bunu Bilal'e söylemişler. Disko tekliflerini kabul etmeyiz kesinlikle. Sonuçta kazandığımız para
helal mi
haram mı olacak belli değil.
Peki, final koreografisi size mi aitti? İlk elemelerde sergilediğiniz performansla ilgili çeşitli söylentiler çıkmıştı.
Uğur: Yarı final ve final koreografisi tamamen bize ait. Esinlendiğimiz bir şey yok. İlk elemelerde esinlendiğimiz noktalar vardı.
Finalde mezdekeyle dans ettiniz, kimin fikriydi?
Uğur: Mezdekeyi espri olsun diye koyduk. Bilal'in fikriydi. İlginç şeyler gelir onun aklına. Müzikleri, koreografiyi ortak ayarlıyoruz. Önce
müzikleri dinliyor, sevdiğimiz yerleri alıyoruz. Hangi müziğe hangi hareketi uyarladıysak sonra hepsini birleştiriyoruz. Mesela final dansımızın sonundaki müzik yoktu. Cumartesi akşamı bir anda aklımıza geldi. Yoksa küt diye bitiyordu.
Bilal: Bayağı düşündük ya! Dans konusunda ben Uğur'suz bir hiçim, Uğur bensiz bir hiç. Kesinlikle övünmek için söylemiyorum, ben freestyle dans ediyorum. Uğur freestyle'a yeni başladığı için genellikle hareketler benden çıkıyor. Ama püf noktaları da ondan çıkıyor. Mesela altı saniyelik boş bir yer kalıyor ben oraya bir şey bulamıyorum ama Uğur orada öyle bir şey çıkarıyor ki millet orada kopuyor.
Yaptığınız hareketlerin anlamları var mı?
Bilal: Aslında hepsi komediye dayalı.
Uğur: Yarı final dansını Sevgililer Günü'ne özel yapmıştık. Dans arasında
küçük kalp işaretleri yaptık, sonra da finali kalp işareti ile bitirdik.
Neden break dans ya da rap değil de popping?
Uğur: Zaten bütün gençler o dansları yapıyor. Popping vücuda ani sarrsıntılar vererek yapıldığı için göze daha hoş geliyor.
Bilal: Çok bilinen bir dans değil zaten. Bildiğim kadarıyla bu dansı çiftli yapan dünyada sekiz kişi var.
Kazandığınız para ödülüyle ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Bilal: Ödülü altı ay içinde alacağız. Ben hak ettiğim kadarıyla en fazla kendime bir cep telefonu alırım, bir de bilgisayar. Kalanını babama veririm.
Uğur: Aynı fikirdeyim. Daha 17 yaşındayız ne yapabiliriz ki? Araba mı alacağız? Ama millet
araba alırız, ev alırız, yazın Antalya'ya gideriz zannediyor. O havayla bu para bir ayda biter elinde hiçbir şey kalmaz.
Kolyeleriniz özel galiba?
Uğur: Yarışmadan sonra stüdyodaki seyircilerden 300-400 lira karşılığında almak isteyenler oldu, ama vermem. (Gülüşmeler)
ZAMAN-ESRA KESKİN - ASLIHAN KÖŞŞEKOĞLU