En yakınındaki kişi Özal'ı anlattı

Emekli Büyükelçi ve bir zamanlar Turgut Özal ile çalışmış değerli bürokrat Gündüz Aktan Özal Belgeseli için konuştu.

En yakınındaki kişi Özal'ı anlattı

Özal’ın meşverete ve insanları ikna ederek yürümeye ne kadar özen göstermesi açısından aşağıdaki hatıra önemlidir. Gündüz Aktan: “Bir örnek vereyim: Üç dışişleri mensubu ve Özal birlikteyiz. Bu her zaman mümkün olan bir şey değildir. Bir pazar günü. Klasik bir şikâyetimiz var ve düzeltemiyoruz. İki yıldır aynı şikâyet var. Türkiye’deki Azınlık okullarında Müslümanlık öğretiliyor. Bunlar ayağa kalkmış durumda. Avrupa konseyi ayağa kalkmış durumda. Bunlara Hıristiyan niye İslam’ı öğretiyorsunuz diyorlar. Rahmetli Özal, veriyor talimatı Milli Eğitim Bakanına. Bakan müsteşara, müsteşar aşağıya gidiyor. Tamam, yaptık efendim diyor, üç ay sonra bir daha patlıyor. Efendim bunu lütfen halledin, on paralık bir iş rezil oluyoruz diyoruz, biz. Allah Allah dedi Özal. Açtı müsteşara telefonu. Kim bu işle meşgul dedi. Genel müdür dediler. Bulun bana genel müdürü dedi. Konuştular. Anlıyor ki ondan da çıkmıyor bu. Genel müdür yardımcısına çıktı, neyse bir daire başkanı buldu, Bir Pazar günü karşıda bir daire başkanı, burada bir başbakan. Ben yukardan bu kadar talimat veriyorum, kim bu Hıristiyan çocuklarına Müslümanlık öğretiyor dedi. Kim bu dedi, karşıdaki ‘Ben’ dedi. Niye yapıyorsun kardeşim bunu dedi. Bir daire başkanına niye yapıyorsun diyor, o anlatıyor. Tüylerimiz diken diken oldu. Bir daire başkanı başbakana -doğrusu budur- diye anlatıyor. Takdir etmek lazım. Bir yandan da başbakana meydan okuyor. Ya kardeşim bizim dinde böyle bir şey yoktur, bunu sen nasıl yaparsın Hıristiyanlara. Osmanlı bunu mu yaptı diyor, o karşıdan savunuyor. 20 dakika sürdü böyle. Biz başladık söylenmeye, atın bunu yerine başkasını getirin, sinirimiz bozuldu, söyleniyoruz. Derken birden bire döndü dedi ki, sen bana bak dedi kaç kişiyi Müslüman yapacaksın böyle bu yolla dedi. Adam hakikaten Müslüman yapmak istiyor. 2 bin kişi falan dedi. Bak senin onları Müslüman yaptığını varsayalım dedi. Kaç Türk var Almanya’da dedi; 2 buçuk milyon. Kaç çocuğu var bunların: 700 bin. Almanların senin yüzünden bizim çocukları Hıristiyan yapsalar bunun vebalini taşıyacak mısın dedi. Karşıdan ses yok, hiçbir şey gelmiyor. Anladın değil mi evladım dedi. Sen bunu değiştir bunu dedi. Efendim niye atmadınız. Dedim. Yani evladım bak atarım yerine bir başkası gelir dedi. Biz tabi hala gerilim içindeyiz. Belki de en fazla gerilimi içinde olan benim çünkü şeylere tahammül edemem. Efendim niye atmadınız dedim. Ben şimdi bunu atarım dedi yerine yenisi bir başkası gelir aynısını yapar dedi. Tesadüfen gelmedi ki bu adam orayı besbelli ki inanan bir grup bunların hepsi. Bunu doğru bir iş gibi yapıyorlar dedi. Doğru olduğuna inanan bir insanı ararsanız o da başka bir dava. Ama şimdi bitti. Biz inanamıyoruz ama hakikaten bitti dedi. Orada neyi gösteriyor. Bugüne kadar ben böyle bir şey görmedim. Bir başbakan bakanını değil müsteşarını değil, genel müdürünü değil, genel müdür yardımcısını değil bir daire başkanını ikna etmek suretiyle bir sorunu halletti. Bence meşveretin bunun ötesinde bir örneği olacağını zannetmiyorum."
<< Önceki Haber En yakınındaki kişi Özal'ı anlattı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER