Adana Numune Hastanesi'nde
tedavi gören
Bozkurt, Şanlıurfa'da çiftçilik yaptığını, olay günü iki yeğeni ve bir yakın köylüsüyle Erzin'deki kaplıcalara gittiklerini anlattı. Erzin'de 4 gün kaldıktan sonra dönüş için ayrıldıkları sırada yolda polisin kendilerine durdurduğunu söyleyen Mehmet Bozkurt, "
Polis bizi durdurduktan sonra
şüpheli diye
emniyete götürdü. Benim kullandığım aracı bir
polis memuru aldı ve bizi emniyete götürdü. Yolda polis memuru ters yöne girdi. Bize kimse ateş açmadı.
Emniyet Müdürlüğü'ne gittiğimizde iki
sivil kıyafetli kişi bize ateş açtı. Ben yaralandım. Aracımıza saldırdılar. 5-6 kişi ancak vardı. Bu kişiler vatandaş mı, polis mi,
jandarma mı bilmiyorum. Ondan sonra olanları hatırlamıyorum." dedi.
Bozkurt, kendisinin 63 ZN 134 plakalı
Renault Broadway
araç içinde vurulduğunun açıklandığını, bunun doğru olmadığını söyledi. Kendisiyle alakalı yazılan 'dur ihtarına uymadığı için vuruldu' yönündeki bilgilerin gerçek dışı olduğunu vurgulayan Mehmet Bozkurt, "Polis bize 'dur' dediğinde hemen durduk. Kendileri bizi emniyete götürdü. Emniyetin içerisinde bize ateş açıldı. Ardından günlerdir Adana
hastanesinde tedavi altındayım." diye konuştu.
Kürt olduğunu açıklayan Bozkurt,"Bizim elimiz polisimize kalkmaz. Terörist olmamız mümkün değil. Bu bayrağın altında mutluyuz." ifadesini kullandı.
Mehmet Bozkurt, olay anını şöyle anlattı: "Arabayı ben kullanıyordum.
Mermi sesi duydum. Arabadaki arkadaşlarım 'dur' dedi, durmadım. Mermi sıkılan yerden 300-400 metre uzaklıkta polis aracını görünce durduk. Arabada 4 kişiydik. Kaplıcalara gitmiştik. 4 gündür oradaydık. Panikledik, ne olduğunun farkında değildik. Polis bizi aldıktan sonra ben 'Suçumuz nedir ağabey? diye sordum. 'Suçunuz polis vurmak' dediler. 'Ağabey, biz polis vurmadık' dedim. 'Yok siz vurmuşsunuz' dediler. Polis bizi aldıktan sonra emniyete götürdü. Ters yönde giden polisti. Emniyet bahçesinin ortasında 2 sivil kişi bize ateş açtı. Polis de olabilir, vatandaş da olabilir. Tartışma olmadı. Terörist diye gösterip vurdular bizi." şeklinde konuştu.
Hastane'de kardeşinin yanına gelen Ahmet Bozkurt ise "Aynı
bayrak altında yaşıyoruz. Polis benim kardeşimdir. Ben de askerliğimi yaptım. Herkes yaptı. Polisle askerle alakamız yok. Kardeşimi bu halde buldum. Kimin yaptığını bilmiyorum. Bu bayrağın altında yaşıyorsak, hakkımız var. Kim yaptıysa bulunsun. Polis araştırıyor. Ölen 4 polisin ve yaralanan kardeşimin suçluları bulunsun." dedi.
Diğer taraftan yaralı Mehmet Bozkurt'un hastane giriş kaydında 'kimsesiz' yazıyor. 26 Temmuz 2010 tarihinde saat 23:13'te hastaneye girişi yapılan Bozkurt'un silahla yaralanma sonucu iki testisinin alındığı ve ağır bağırsak zedelenmesi nedeniyle hayati tehlikesinin sürdüğü belirtildi.
Vücuduna hepsi belden aşağı olmak üzere toplam 8 kurşun isabet eden Bozkurt, 20 gün daha hastanede kalacak.