Eminağoğlu şunları söylemişti, "Krizin çözümündeki formül,
Adalet Bakanı ve
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı'nın elindedir.
Ceza Muhakemeleri Yasası'nın 309 ve 310'uncu maddelerinde, Bakan ile Başsavcıya yüklenen görevler var. Onlar görevlerini yaparsa sorun hukuken çözülecektir. Bu yolun kullanılmaması anılan organların hukuku gözetmedikleri anlamına gelir. Bulundukları nokta yönünden hukuk ekseninde bir duruş sergilemedikleri anlamı çıkar"
Kanun yararına bozma
Eminağaoğlu'nun işaret ettiği CMK'nın bu maddeleri "Kanun yararına bozma" başlığını taşıyor. Maddede şöyle deniliyor:
‘"
Hakim veya
mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen
Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün
Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtay'ın ilgili ceza dairesine verir. Ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü
kanun yararına bozar. Bu
yetki, resen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından da kullanılabilir.
Ancak Eminağaoğlu'nun ortaya koyduğu bu formüle
cevap gecikmedi...
Adalet Bakanlığı üst düzey bürokratları,
tutuklu milletvekillerinin
tahliye edilmeleri için kanun yararına bozma talebinde bulunulup bulunulmayacağına ilişkin soruyu yanıtladı.
Adalet Bakanlığı, milletvekili seçilen
Ergenekon ve KCK sanıklarının tahliye edilmeleri için Yargıtay'a “kanun yararına bozma” talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını bildirdi.
Bakanlık, tutuklamalarla ilgili kanun yararına bozma talebinde bulunulması mevzuat gereği mümkün olmadığını açıkladı.
Adalet Bakanlığı üst düzey bürokratları, Star'ın tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmeleri için kanun yararına bozma talebinde bulunulup bulunulmayacağına ilişkin sorusunu yanıtladı.
Bakanlık, “
Tutukluluk konusunda yazılı emir yoluna başvurulamaz. Yazılı emir, hüküm verildikten sonra olağanüstü kanun yolları yok ise yapılan bir işlem. Telafiye yönelik bir işlem. Dolayısıyla daha hüküm yok, bunun diğer aşamaları olan Yargıtay aşaması yok” dedi.
Konuyla ilgili şu değerlendirme yapıldı: “Bugünkü mevzuat açısından yapılacak bir şey yok. Ancak yasal ve anayasal değişikliklere ihtiyaç var. Belli bir kişiye yönelik bir değişiklik yapılamayacağından, olası bir düzenlemenin hüküm almamış teröristleri de etkileyeceği kesin. Bizim somut olaylarla ilgili bir çalışmamız yok.
Milletvekili tutuklanamaz deniliyorsa bu konuda anayasanın 14.maddesinin değiştirilmesi gerekiyor.”