Yargıçlar ve
Savcılar Birliği Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu, ''Savcılar,
sıkıyönetim savcıları gibi değil
Cumhuriyet savcıları gibi hareket etmeli, aksi durumun mevcut düzende
polis devleti uygulamalarını öne çıkaracağı bilinmelidir'' dedi.
Eminağaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, ''yargı organlarının, temel hak ve özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve hukuk düzeninin
Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi'' olduğunu belirtti. Son dönemde yargı organlarını ilgilendiren süreçlerde ''
insan hakları ihlallerinin, olağanüstü dönemlerdeki boyutlara ulaştığını, hatta geçtiğini'' iddia eden Eminağaoğlu, şunları kaydetti: ''Bu durumun en önemli nedeni, '
yargıç güvencesinin' günümüzde ortadan kaldırılmış olmasıdır. Yargıç güvencesinin sadece
Anayasa ve yasalarla değil, uygulamadaki iş ve işlemlerle de etkin olarak geçerliliği sağlanmalı, bu kuralın her düzlemde ve her koşulda varlığı gözetilmelidir.
Önce
İstanbul'da başlayan sonra Diyarbakır'da devam eden ve 'kamuoyunda tepki yaratmamak için dayanılan gerekçelerden hareketle' giderek kurallaşma tehlikesi beliren uygulamalarla, tek bir ilden ülkenin her yeri, tek merkezden hükümete karşı güvencesiz polislerin çalışmaları temelinde soruşturulur olmuş, savcılıklar
yetki alanlarının dışında işlemler yapmaya, hatta savcılar kendi yetki alanları dışındaki yerlere giderek ifadeler bile almaya başlamışlardır. Böyle uygulamalar, ancak 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın 13/son maddesi uyarınca sıkıyönetim dönemlerinde görülebilir ki ülkemizde sıkıyönetimlerde bile bu gibi uygulamalara
tanık olunmamıştır. Savcılar, sıkıyönetim savcıları gibi değil Cumhuriyet savcıları gibi hareket etmeli, aksi durumun mevcut düzende polis devleti uygulamalarını öne çıkaracağı bilinmelidir.''
Eminağaoğlu, Türkiye Cumhuriyetinde soruşturulamayacak kişi ya da olay olmadığını, olamayacağını ifade ederek, her işlemin tabi olduğu hukuk kuralları bulunduğunu ve tüm işlemlerin hukuk kuralları gözetilerek yürütülmesi gerektiğini bildirdi. Hukuk devletinin, ''tüm işlemlerini temel hak ve özgürlükleri gözeterek yapan, hukuku
adaletin aracı olarak gören, temel hak ve özgürlükleri görmezden gelmeyen, temel hak ve özgürlükleri korumayı amaç edinen'' devlet olduğunu belirten Eminağaoğlu, ''Saygının esas olduğu yargı süreçlerinde de bu kurallara istisna tanınmaz, tanınamaz. Tüm kişi, kurum veya kuruluşların da hukuk devletinde bu durumu gözetmemesi düşünülemez'' görüşünü ifade etti. AA
BU NE PERHİZ...
Bilindiği gibi gizli belgeleri ifşa eden
YARSAV Başkanı
Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun,
Ergenekon soruşturması için İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'na
baskı yaptığı ortaya çıkmıştı. Eminağaoğlu'nun, Adalet Bakanlığı'nın uyarısına rağmen bir kısmını basına açıkladığı gizli soruşturma evrakının bazı bölümleri Cumhuriyet gazetesinde ayrıntıları ile yayınlandı. Habere göre Eminağaoğlu, Ergenekon'un 7 Ocak'ta yapılan operasyonuyla ilgili, 10 Ocak'ta gece yarısı A.A.'yı arayarak, gözaltına alınan şüphelilerin durumunu sormuş. Eminağaoğlu, bununla yetinmeyerek Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı'yı arayıp, '
saat kaçta olursa olsun şüphelilerin durumu hakkında bilgi verilmesini' istemiş. 29
Ekim 2008'de ise gazetecilerle, savcı
Zekeriya Öz'ün terfisini konuşmuş. Eminağaoğlu'nun girişimleri TCK'nın 288. maddesindeki 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs'ten 3 yıl
hapis cezası öngörüyor.