Emekli Yarbay
Tevfik Diker de Başbuğ'a bu açıklaması ile ilgili bir dizi soru yöneltti. Diker, "Belgeleri yüce yargıyla paylaştınız mı, paylaşmadıysanız devam eden davaların yanlış yönlenmesine sebep olmuyor musunuz?" diye sordu.
Emekli asker ve siyasetçi Diker,
Genelkurmay Başkanı
Org.neral Başbuğ'un, her hafta bir kere Başkomutan ve Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile ayda bir MGK üyeleriyle, yılda da en az iki defa olağan toplantılarda YAŞ üyeleriyle yüz yüze görüşme imkanına sahip olduğunu hatırlattı. Bir olağanüstü durum söz konusu olduğunda da yetkililer birbirleriyle telefonla dahil her an görüşebildiğine göre Başbuğ'un 'Elimizde
belge bilgi var, sabrımız taşarsa açıklayacağız.' Demesinin inandırıcı olamayacağını ileri sürdü.
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un yaptığı bu açıklamanın ister istemez beraberinde birçok soruyu gündeme taşıdığına dikkat çeken Diker sorularını şöyle sürdürdü: "Belgeleri yüce yargıyla paylaştınız mı, paylaşmadıysanız devam eden davaların yanlış yönlenmesine sebep olmuyor musunuz? Eksik bilgi ve belgelerden dolayı verilecek yanlış kararların vebali kime ait olacak? Belgeler zamanında kamuoyuyla paylaşılmadığı için kamuoyunun yanlış bilgi sahibi olmasının ülkeye vereceği zararları kim ve nasıl önleyecek? Belgeleri Başkomutan ve Başbakan dahil MGK, YAŞ üyeleriyle paylaştınız da o makamlar gereğini mi yapmadı? Belgeleri bugüne kadar neden açıklamadınız? Belgeleri TSK' da zatı alinizden başka kimler bilmektedir? Sabrınızın taşma ve belgeleri açıklama sınırı nedir? Belgelerin açıklanmaması halinde TSK'nın zarar görmesi söz konusu olmaz mı? Açıklamadığınız belgeler arasında, bazı siyasilere ait ses bantları var mı?"
(CİHAN)