Kıyat,
Taraf Gazetesi’nin haberi ile kamuoyunun gündemine oturan "AKP ve Gülen'i bitirme planı"
belgesine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Kıyat’ın açıklamalarının satır başları:
“E-muhtıra hataydı, Büyükanıt istifa etmeliydi…”
“Bir Genel
kurmay Başkanı
Türkiye ile ilgili endişelerini kamuoyu önünde ve muhtıra şeklinde hükümete sunmaz. Bir
Genelkurmay başkanı bu endişelerini haftalık ikili görüşmelerinde, Milli
Güvenlik Kurulu’nda dile getirir. Bu endişeleri dile getirmek görevidir, kanıtlarını sunmak onun görevidir. Peki bir
Genelkurmay Başkanı bunu bilmez mi? Bilir. Buna rağmen genelkurmay başkanı bu muhtırayı niye vermiştir. Benim baş
komutanım seçilecek kişi
cumhurbaşkanıdır. Dolayısı ile ben baş komutanım ile ilgili fikir beyan edebilirim. Türkçesi de ben sayın
Abdullah Gül’ü başkomutan olarak başımda görmek istemiyorum demiştir. Ama kısa bir süre sonra da televizyon ekranlarında ağızlarını kapatıp gayet birbirleriyle samimi şekilde espiriler yapabilen gülebilen bir hale gelmiştir. İşte askeri erozyona uğratan budur. O muhtıra verilmemeliydi. Verildikten sonra geri püskürtüldüyse ve muhatabınız parti yüzde 47 oy alıp istemediğiniz Cumhurbaşkanı da başkomutanınız olduysa orada yapılacak şey silahlı kuvvetleri erozyona uğratmamak için istifa müessesesini çalıştırmaktır.”
“Silahlı Kuvvetlerde darbe konuşulmaz dersem inanmayın…”
Ben size dersem ki silahlı kuvvetlerde hiç darbe konuşulmaz buna inanmayın. Ama darbe konuşulmaz derken kastım şu. Darbe yapalım diye konuşulmaz. Nasıl bugün kahvelerde,
içki masalarında ne olacak bu memleketin hali diye konuşuluyorsa öyle konuşulur. Bazı komutanlarımız der ki, halkımız bizi çok sessiz buluyor. Halımız bizden artık bir şey bekliyor. Biz şu sırada da bu kadar müdahil olmazsak sonra Türkiye hiç
ümit edilmeyecek yerlere gidebilir. Öbürkü de derki hayır canım burada korkulacak bir şey yok.
“Bu kadar salak insanların darbe yapması mümkün değil”
Darbeden korkanları şu şekilde rahatlatayım. Eğer hakikaten bu doküman gerçekse, ve darbe yapmayı düşünen bir grup varsa ve bu kurmay albayın imzasıyla bu dokümanı hazırlayıp
Ergenekon davasında gözaltında olan birine ulaştırdıysa
siviller çok rahat olsunlar bu kadar salak insanların darbe yapmaları mümkün değildir. Darbe çok kötü bir şeydir ama zeki insanın, cesur insanın yapabileceği bir şeydir. O bakımdan çok rahat olsunlar eğer bu doğru bir dokümansa. Beni bağışlasın
arkadaşlarım eğer böyle bir şeyi hazırladılarsa ne yapayım böyle nitelendiriyorum. Ama darbe yapmayı düşünenlerin de salak olması beni son derece mutlu ediyor.
Andıç nasıl hazırlanır?
Üç alternatiften bahsediliyordu. Birincisi ortadan kalktı. Sayın Genelkurmay Başkanı sorunun kendisine sorulması bile bir hakarettir dediyse demek ki silsile-i meratip ile bir emir yok.
Diyelim ki bir Genelkurmay planı hazırlanacak. Genelkurmay planı için önce yukarıdan bir direktif verilir. Bu konuda bir plan hazırla diye. Der ki şu konuda bir çalışma yap, bir plan hazırla. Bu talimat verilebilir. Bu talimatı bir Kurmay
Albay kaleme alabilir. Yani yazar bu Kurmay Albay bunu. Ama bu kurmay albay bunu yazdıktan sonra, harekat başkanlığındaymış galiba bu arkadaş, harekat başkanlığındaki daire başkanlarından birinin emrindedir bu arkadaş. Bu daire başkanın onayına gider. Daire başkanı bu evrakı diğer harekat başkanlığının daire başkanlarıyla koordine eder. Onlar da katıldıkları yerler vardır. Katılmadıkları yerler vardır, paraf ederler. Bu paraf edilmiş doküman, harekat başkanı
korgenerale çıkar.
Harekat başkanı korgeneral aynen kabul edebilir, iade edip bazı yerlerini düzelttirebilir. Ama ikinci başkana çıkmadan önce diğer J başkanları ile koordine eder. İkinci başkan onaylıyorsa bu Genelkurmay Başkanı’na arz olunur. Genelkurmay Başkanı imzayı basar. Bu Genelkurmay’ın planı olur.
Belge doğruysa bile TSK darbeyi önlemiştir
Bir albay herhangi bir direktif almadan kendi başına böyle bir şey yazdıysa, ciddi bir durumdur, ama korkulacak bir durum değildir. Yani darbe olacak açısından korkulacak bir durum değildir. Ama silahlı kuvvetlerin içinde çok az da olsa hala kendi başlarına bir şey yapabileceklerini düşünenlerin var olmuş olması ciddi bir durumdur. Onun için zaten derhal
soruşturma emri verilmiştir. Askeri
savcılık harekete geçirilmiştir.
Ama bakın bu girişimleri yapanlar, ben gene doğruysa diyorum, çünkü dava daha sonuçlanmadı. Dava sonuçlandığı zaman diyebileceğiz hakikaten bunlar buna teşebbüs etmiş mi etmemiş mi? Doğruysa bunlar kuvvet komutanı, bunlar dört yıldızlı
generaller, dört yıldızlı amiraller. Bence bir de madalyonun öbür yüzüne bakıp, silahlı kuvvetlerin bunu nasıl halledip onların dört yıldızını rağmen bunu yaptırmamasının da taktirini silahlı kuvvetlere sunmak lazım. Bir de madalyonun bu yüzünü görmek lazım.
20 yıl önce olsaydı plan kuvvadan fiile geçerdi
Belki bir 20 sene önce olsaydı geçerdi. Bu olay kuvvadan fiile geçerdi. Bu da Türk silahlı kuvvetleri için hakikaten bir gelişimdir, artı tarafa yazılacak bir puandır. Böyle bir belgenin varlığından şikayetçi olanların acele etmeye hakkı yoktur. Belge çıktı, ortaya bir belge çıktı. Ve bendeki, bir Kurmay Albay imzasıyla. Şimdi bir Kurmay Albay imzasıyla, bir Genel kurmay planı olmaz bir kere.
Bunu çok açık bir şekilde söyleyeyim, biraz sonra bir plan varsa nasıl hazırlanacağını da aydınlatmak açısından söylerim. İkincisi; Sivil Kanat bilmeyebilir. Yani bir Albayın imzasıyla genel kurmayda bir plan hazırlanmayacağını bilir. Ama sadece bir tek albayın imzasıyla yazılmış bir belgede, hemen bunu hükümete, partilerine karşı. Silahlı kuvvetlerin kurumsal olarak bir darbe hazırlı içinde olduğu izlenimini edinmek, üstelik bu izlenimi anında topluma yansıtarak ülkeyi germek doğru bir hareket tarzı değildir. Hükümetin görevi; güvenlikten sorumlu oluşu, bu güvenlikten sorumlu olurken kullanmış olduğu kuvvet, bu kuvvet’in görevi her an silahlı kuvvetleri bu tip olaylara karşı hazır tutmaktır. Görevi budur. Bu amaçla
bütçe ister, bu amaçla eğitim yapar, bu amaçla silahlanır.
Siviller askere selam durmasa Türkiye daha güzel olacak
Yani devamlı bir korku havası olmuştur. Acaba birisi de, örneğin Sn. Kenan
Evren’e; 1978 yılında ben
Kahramanmaraş’a müdahaleye hazır değilim, buna gücüm yok dendiği zaman
emekli etseydi. Değil mi efendim, hükümetin elinde değil mi bu ? sen Genel Kurmay Başkanısın, yasalarla görevin Türkiye’ ye tehditi her türlü önlemek değil mi ? ben bunu önleyemiyorum dediği zaman emekli etseydi, Türkiye’de çok fazla şey değişirdi. Çok kısa bir anektodunu söyleyeyim; bir gün bir salona girdim, özel bir arkadaşımın evlilik yıldönümü. Konuşuluyor mikrofonda,
Kuzey Deniz Saha Komutanıyım. “dikkat, komutan geldi” diye bağırdı, mikrofondaki şahıs. O da arkadaşım.
Ve selam verdi, komutan gelince hemen bizim burayı terk etmemiz lazım mikrofonu dedi. Ben de mikrofona eğildim. Herkes sivil, bir tek ben askerim. Siz siviller, her komutan gelişinde böyle selam verip gitmeseniz, bu Türkiye çok daha güzel olacak haberiniz olsun dedim herkesin içinde.
BUGÜN
taraf_komplo