Kararda,
mahkemelerin ve
Danıştay’ın daha önce verdiği kararlara atıf yapılarak, yürütmenin mahkeme kararlarını "gecikmeksizin" uygulamak zorunda olduğuna işaret edildi.
Danıştay,
Türkiye’nin elektrik tüketiminin yüzde 30’unu karşılayan
Adapazarı,
Ankara,
İzmir ve
İskenderun doğalgaz çevrim santrallarının
üretiminin durdurulması yönünde önemli bir karar aldı. Danıştay’ın bu kararı, Türkiye’de yeniden elektrik
kesintisine gidilmesi ihtimalini arttırdı.
Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı (KİGEM) "
Enerji üretimi, satışı devlete ait imtiyazdır. Bu imtiyaz sözleşmesine dayalı yapılmalı" gerekçesi Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile yapılan Adapazarı, İzmir
Aliağa, Ankara ve İskenderun çevrim santrallarında üretimin durdurulması amacıyla
dava açtı. Mahkemeler bu yönde karar verince konu Danıştay’a taşındı ve Danıştay da mahkemelerin kararlarını onayladı.
PRENSİP KARARI:
Mahkemeler ve Danıştay KİGEM’in gerekçelerine dayalı karar verince hükümet, önceki hükümetler döneminde de başvurulan bir yöntemi yürürlüğe koydu. Türkiye
Elektrik Üretim
Anonim Şirketi’nden gelen B.15.2.TEİ.0.11.00.01/işl 1-04 sayılı, 28 Temmuz 2005 günlü, "Bu santrallar durursa
elektrik kesintisi zorunlu hale gelir.
Turizm ve sanayi bundan olumsuz etkilenir" yazısı üzerine, ’
Bakanlar Kurulu Prensip Kararı’ alınarak santralların devrede kalmasını sağladı.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA:
Ancak, KİGEM, Bakanlar Kurulu Prensip Kararı’nın iptalini, yürütmeyi durdurma talebi ile birlikte Danıştay’a götürdü. Danıştay 13’üncü Dairesi de konuyla ilgili kararını 30
Mayıs 2005 günü, oybirliği ile verdi. Danıştay’ın bu son kararı önceki gün, 27 Haziran’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na ulaştı.
HUKUK DEVLETİ:
Kararda, mahkemelerin ve Danıştay’ın daha önce verdiği kararlara atıf yapılarak, yürütmenin mahkeme kararlarını "gecikmeksizin" uygulamak zorunda olduğuna işaret edildi. "Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu" da anımsatılan kararda, yürütmenin bu kararları yerine getirmemesi halinde, kararı verenlerle ilgili sorumluluğun ortaya çıkacağına işaret edildi.
6 SAAT KESİNTİ
Hükümet, Danıştay’ın Aliağa Santralı ile ilgili bu kararını en geç bir ay içinde uygulamaya koymak zorunda. Bununla birlikte, KİGEM’in diğer üç santralla ilgili başvurusunun bulunması ve Danıştay’ın bu santrallarla ilgili olarak da aynı vereceğine kesin gözüyle bakılması nedeniyle, Türkiye’nin önünde ciddi bir enerji sorunu bulunduğu belirtildi. Söz konusu dört santralda 48 milyar kwh enerji üretildiğine dikkat çeken uzmanlar, bunun Türkiye’nin 138 milyar kwh’lik elektrik tüketiminin yüzde 30’u anlamına geldiğini; bu büyüklükteki bir açığı kısa sürede kapmanın ise olanaksız olduğunu kaydettiler. Uzmanlar, "Bu nedenle en az 6 saatlik elektrik kesintisi gündemde" dediler. TEAŞ’in 27 Temmuz 2005 günlü yazısına atıf yapan aynı uzmanlar, "TEAŞ, bu santrallar olmazsa kesinti zorunlu" dediğini anımsatarak, hükümetin çok acil önlem alması gerektiğini söylediler.
Yüce Divan’ı bile etkileyebilir
ÖTE yandan Danıştay’ın bu kararı ve elektrik kesintisi olasılığı Yüce Divan’da görülmekte olan Enerji ve Tabii Kaynaklar esik Bakanları
Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan’ın davaları üzerinde de etki etmesi bekleniyor. Çünkü, bu iki
bakan, Türkiye’nin enerji ihtiyacı olmadığı halde bu santrallara doğal gaz getiren Mavi Akım’a onay vererek, görevi kötü kullanmakla da suçlanıyorlar. Her iki eski bakanı bu gerekçe ile Yüce Divan’a sevk eden AKP Hükümeti’nin Danıştay kararı sonrası ortaya koyacağı gerekçe ve alacağı kararların iki eski bakan tarafından yüce Divan’da gün deme getirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Danıştay’a by-pass yasası
DANIŞTAY’IN, doğalgazla çalışan ve Türkiye’nin elektrik tüketiminin yüzde 30’unu karşılayan doğalgaz çevrim santrallerinin üretimini durdurulması yönünde karar vermesi Enerji Bakanlığı’nı hareket geçirdi. Geçtiğimiz hafta
bakanlık müsteşarı aracığıyla
TBMM Sanayi Komisyonu üyeleri aracığıyla Danıştay kararını by-pass nitelği taşıyan bir yasa teklifi verdirtti. Komisyonun bugünkü toplantısında ele alınacak teklife göre, santrallerin hukuksal yapısı "özel hukuk niteliği" olarak tanımlanıyor; sözleşmelerin imtiyaz sözleşmesi olmadığı belirtiliyor ve geçmişte yapılmış anlaşmalar aynı hüküm ve şartlar altında yenilenmesi öngörülüyor.
HÜRRİYET