ABD Hindistan Cumhurbaşkanı Pranab Mukherjee,  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesini yakından takip ediyor. Küresel dengeler içinde hızla bir dünya devi olma yönünde ilerlediği belirtilen Hindistan'dan, 15 yıl sonra devlet başkanı düzeyinde Türkiye'ye yapılan bu ziyaret önemli. Milliyet'in haberine göre ziyaretin kodları ise Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin değerlendirmeleri ile ABD'nin Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nün raporunda gizli. Bu değerlendirmelere göre; önümüzdeki 10-20 yıl içinde önemli bir küresel güç haline gelmesi düşünülen Hindistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler, küresel ölçekte dünyadaki güç dengelerinin batıdan başka coğrafyalara kayması anlamını taşıyor.

Cumhurbaşkanlığı'ndan, Hindistan Cumhurbaşkanı'nın ziyaretiyle ilgili yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"Hindistan Cumhurbaşkanı, Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine icabetle, 5-7 Ekim 2013 tarihlerinde ülkemize resmi bir ziyarette bulunacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 7-12 Şubat 2010 tarihleri arasında Hindistan'a yaptıkları ziyareti iade maksadıyla ülkemize gelecek olan konuk Cumhurbaşkanı, temas ve incelemelerine 5 Ekim Cumartesi İstanbul’dan başlayacak ve kendisine İstanbul Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanı verilecektir. 7 Ekim günü Ankara’da gerçekleştirilecek resmi görüşmelerde Türkiye-Hindistan ilişkilerinin bütün veçheleri ele alınacak, iki ülkeyi ilgilendiren güncel bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulacaktır.

Bu vesileyle çeşitli alanlarda işbirliğinin geliştirilmesine yönelik bazı anlaşmalar imzalanacaktır. Hindistan’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 15 yıl aradan sonra gerçekleştirilecek bu ziyaretin, iki ülke arasındaki işbirliğinin her alanda daha da pekiştirilmesine vesile olacağı değerlendirilmektedir."

ABD'nin istihbarat raporundaki öngörü ABD'nin, CIA dahil bütün istihbarat birimlerinin çatı örgütü niteliğindeki Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi’nin "Küresel Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar" raporunun özetinde, yer alan bazı hususlar şöyle:

"Tek başına Çin, 2030’dan birkaç yıl önce ABD’yi geçerek, muhtemelen en büyük ekonomiye sahip olacaktır. Avrupa, Japonya ve Rusya’nın ekonomileri ise yavaş, göreceli düşüşlerini sürdürecektir. Bunun kadar önemli bir başka husus da, Kolombiya, Mısır, Endonezya, İran, Güney Amerika, Meksika, Türkiye ve bugün orta sınıfta bulunan diğer Batılı olmayan ülkelerin 2030’a kadar

yükselişte olacaklarıdır.

Çin ve Hindistan’ın aşırı büyümelerinden ötürü, bu ülkelerin çoğu, bireysel olarak, ikinci derecede oyuncu olmaya devam edeceklerse de, bütün olarak, küresel güç anlamında Avrupa, Japonya ve Rusya’yı geçeceklerdir. Ayrıca, hızlı büyüyen bu orta düzeyli ülkelerin Çin ve Hindistan’la birleşimi, gücün Batı’dan Batılı olmayan dünyaya geçişini daha belirgin hale getirecektir.

Çin’in, en büyük ekonomik güç olarak, Hindistan’ın önünde olmaya devam etmesi, ancak aralarındaki farkın 2030 yılına kadar azalması beklenmektedir. Çin’in ekonomik büyüme oranının yavaşlamasına karşın, Hindistan’ınkinin yükselmesi muhtemeldir. 2030’da Hindistan, Çin’in bugünkü durumuna benzer şekilde, yükselen ekonomik güç merkezi olarak görülecektir. Çin’in

günümüzde yüzde 8 ila 10 arasında seyreden ekonomik büyüme oranı, 2030’da muhtemelen uzak bir hatıra olacaktır."