Feyzioğlu’nun eleştirilerine öfkelenen Erdoğan, yerinden kalkarak, “Edepsizlik yapıyorsun.” dedi. Feyzioğlu, “Edepsizlik yapan ben değilim.” diye karşılık verince Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül’ü de yanına alıp salonu terk etti. Erdoğan'ın, Danıştay'ın yıldönümü törenini terketmesine çeşitli kesimlerden tepkiler geldi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Erdoğan, devlet yönetme ehliyetini kaybetti. Danıştay töreninde ortaya çıkan tablo, devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutum ve davranışlarının topluma yansımasıdır.
“Danıştay’ın kuruluş yıldönümü törenlerinde Başbakan’ın yargının asli ve kurucu unsuru olan savunmanın sesine ve eleştirilere tahammülsüzlüğüne bir kez daha tanık olduk. TBB Başkanı’nın konuşmasına karşı verdiği nezaketsiz tepki kabul edilebilir değildir. Danıştay Başkanı’nın, töreni saygısızca terk eden Başbakan’ın arkasından giderek konuklarını yalnız bırakması yargının bağımsızlığı ilkesine uygun düşmemiştir. Koruma görevlilerinin Danıştay binasında vaziyet almaları, içlerinde yüksek yargıçların bulunduğu topluluğun salona hapis olunması, yargıya bakışın ve verilen değerin kötü bir tezahürü olmuştur.”
Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy: Feyzioğlu’nun sözlerinin altına biz de imza atıyoruz. Sayın Başbakan’ın konuşmasından sonra Sayın Barolar Birliği Başkanı’na göstermiş olduğu tepki de hatırlanacak olursa burada esas olan demokrasiye tahammülsüzlüktür. Cumhurbaşkanı’nın ve çok sayıda yargı mensubunun olduğu bir ortamda, Sayın Başbakan’ın bireysel çıkış niteliğindeki müdahalesini devlet geleneği içinde üzüntüyle karşılıyoruz. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu’nun tüm konuşma içeriği barolar ve avukatlar başta olmak üzere hâkim, savcı, yargı çalışanı ve vatandaşları, yani tüm toplumu ilgilendiren sorunlara ilişkindir. Söylenilen her sözün altına Ankara Barosu olarak biz de imzamızı atıyoruz.
İstanbul Barosu: Başbakan olmak kimseye saygısızlık hakkını vermez. TBB Başkanı, konuşmasını yaparken Başbakan'ın müdahalesine ve hakaretamiz sözlerine maruz kalmıştır. Birlik Başkanı'nın konumunun ve sıfatının gereği olarak yaptığı konuşmaya Başbakan'ın bu şekilde müdahale hakkı yoktur. Esasen yapılan bir müdahale olmaktan ziyade tahammülsüzlüğün de ötesinde bir saldırı, taciz ve saygısızlıktır. Bu saldırıyı tüm barolara ve avukatlara yapılmış kabul etmekte ve şiddetle kınamaktayız. Başbakan olmak kimseye, hele savunma makamını temsil eden Birlik Başkanı'na, üstelik konuk olduğu bir ortamda böyle bir saygısızlık yapma hakkını vermez.
Emekli yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel: Bu tavır, düşünce ve ifade özgürlüğüne darbe. Feyzioğlu’nun konuşmalarının önemli bir bölümünü ben de paylaşmıyorum; ama aykırı görüşlere karşı tahammül göstermek lazım. Herkes Başbakan gibi düşünmek zorunda değil. Başbakan’ın bu tavrını düşünce ve ifade özgürlüğüne darbe olarak görüyorum. Bu davranış Türkiye’yi hem içeride hem de dışarıda kötü yapıyor. Başbakan’ın bugünkü tavrı, tahammülsüzlüğünün geldiği fizikî durumu gösteriyor. Eğer Feyzioğlu orada ekonominin ne kadar iyi olduğunu, Kürt açılımının ne kadar iyi gittiğini söyleseydi 2 saat da konuşsa Başbakan bir şey demezdi. Ayrıca Başbakan bu davranışıyla Danıştay’a da saygısızlık yapmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik: Feyzioğlu, vesayet partisinde yer alma yarışına girdi. Barolar Birliği Başkanı, hukuk adına değil, yargı vesayeti adına bir konuşma yaptı. Yargısal aktivizmin vahim bir örneği. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken eski Türkiye zihniyeti yargı üzerinden sistematik bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu konuşmalar hukuk adına yapılmıyor. Sivil siyaseti kuşatmak için yapılıyor. Vesayet zihniyeti "silahsız kuvvetler göreve" talimatı veriyor, birileri cübbelerini giyerek "emredersiniz" diyor. Türkiye'de sivil siyasete karşı bir tür "vesayetin silahsız kuvvetleri partisi" kurulmaya çalışılıyor. Bu yapılan konuşmalar "vesayet hareketi partisi"nde yer kapma yarışının ürünleri
Zaman