Danıştay saldırısında toplumu yanıltanların özür borcu var
Dört yıl önce
Alparslan Arslan tarafından gerçekleştirilen saldırının, daha sonra
darbe planları ve
Ergenekon'la bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde vekâlet verdiği
Gülay da, saldırı yapıldığında ortaya atılan iddialarla bugün gelinen nokta arasındaki uçuruma dikkat çekerek "Şimdi birilerinin topluma karşı özür borcu olduğuna inanıyorum." dedi.
Olaydan hemen sonra başta
CHP olmak üzere bazı çevreler,
baskının
türban gerekçesiyle yapıldığını öne sürmüştü. Tansiyonu yükselten açıklamalar, işi
Kocatepe Camii'ndeki cenaze namazında AK Partili bakanların saldırıya uğramasına kadar vardırmıştı. Merhum Ecevit, sağlığı elvermemesine rağmen adeta sürüklenerek cenaze törenine katılmış, sonrasında
beyin kanaması geçirmişti. O cenazeye katılan isimlerden biri de Ecevit'in 'iki numara'sı Hasan Gülay'dı. Ancak Gülay, şimdi o günkü düşüncelerinden çok uzak. "
Alparslan Arslan'ın
işbirliği yaptığı kişiler ortaya çıkınca işin rengi değişti.
Veli Küçük'ler,
Muzaffer Tekin'ler, daha neler neler çıktı." diyor ve bir özeleştiri çağrısında bulunuyor: "O gün acul davranıp, saldırıyı siyasal amaçlar için kullananların topluma karşı özür borcu olduğuna inanıyorum. Bu insanlar tüm kamuoyundan ve emniyetten özür dilemeli."
DSP'de yaşanan iç kavganın ardından
istifa eden ve 8 yıldır siyasetten uzak duran Hasan Gülay, gündemi Zaman'a değerlendirdi. İki dönem (1995-1999) DSP
Manisa milletvekilliği yapan Hasan Gülay, Ecevitler'in yakın çevresinde yer alan bir siyasetçiydi. Ecevit,
koalisyon hükümetinin başbakanı olunca partinin genel sekreterlik koltuğuna onu oturttu. Gülay'ı kamuoyuna asıl tanıtan ise
Çankaya Köşkü'nde yapılan devlet zirvesiydi. Haziran 2002'de dönemin
cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer'in başkanlığında yapılan liderler zirvesine hastalığı nedeniyle katılamayan Ecevit'i, Hasan Gülay temsil etmişti. Ecevit,
Genelkurmay'ın Mİlli Savunma bakanlığı'na bağlanmasını istiyordu
Eski DSP Genel Sekreteri Gülay, DSP'den kopmasına karşın saygısının mezara kadar süreceğini söylediği
merhum Bülent Ecevit'le ilgili önemli bir anekdotu aktardı. Bir dönem
TBMM Milli Savunma Komisyonu başkanlığı da yapan Gülay, "Rahmetli Bülent Ecevit, tıpkı
Avrupa Birliği'nde olduğu gibi Genelkurmay Başkanı'nın Milli Savunma Bakanı'na bağlanmasını istiyordu. Kendisinden böyle bir ışık almıştım." dedi.
Gülay, son günlerde ortaya çıkan
darbe planlarını da Danıştay konusundaki görüşleri doğrultusunda değerlendiriyor. Demokrasi dışı arayışta bulunanlara, "Bu çağda halen darbe, cunta peşinde olanlar, askerin siyasete müdahalesini isteyenler varsa önce
demokrasiyi öğrensinler ve kendilerinden utansınlar." diye sesleniyor. 28
Şubat sürecinde Meclis'e ve topluma baskı yapıldığını hatırlatırken herkesin yanlışlardan
ders alması gerektiğini savunuyor.
Ayışığı,
Sarıkız gibi darbe planlarının ortaya çıkması ve Ergenekon davasını da bu çerçevede ele alan Gülay, bu sürecin,
demokratikleşme açısından önemli olduğunun altını çiziyor. Gülay, "Darbeci, cuntacı varsa bunlar temizlenmeli. Herkes elini, ayağını bu işlerden çeksin. Demokrasiye saygılı olsun. Yürümekte olan yargı sürecini de sabırla beklesin." diye konuşuyor.
Hasan Gülay, terörün sona ermesi için demokratik açılıma da
destek olunması gerektiği düşüncesinde. Muhalefet partilerini de sürece katkı yapmaya çağırıyor ve "Bugün rahmetli Ecevit hayatta olsaydı açılımın en önünde giderdi." diyor. Muhalefetin söylemine ise "Hiçbir başbakan ülkesini satmaz, böldürmez." itirazını getiriyor. Eski DSP Genel Sekreteri'nin anayasa değişikliğine de desteği tam. Ülkenin buna ihtiyacı olduğunu söylüyor. Demokratik bir hukuk devletinin yolunun darbe yaftalı anayasayı değiştirmekten geçtiğini savunuyor.
Yargı reformunun önemine vurgu yaparken de "Hukukun ne yazık ki bazı yargıçların elinde dans ettirildiğini görüyoruz." ifadesini kullanıyor. Bu noktada özellikle cumhurbaşkanlığı sürecinde verilen 367 kararını örnek gösteriyor.
ZAMAN