İddianameye göre
Ergenekon Terör Örgütü, 2005 yılında Fatih Camii'nde Hizb-ut
Tahrir tarafından gerçekleştirilen ve hilafet çağrısı yapılan
eylemle bağlantılı... Ergenekon, sonraki yıllarda da
Hizb-ut Tahrir'e
muvazzaf subaylar ile sızmaya çalışmış.
Darbe sürecini adım adım planlayan ETÖ'nün, 28
Şubat sürecinde uygulanan ve sonuç da alınan
psikolojik harp tekniklerini 2003 yılından sonra yeniden sahneye koyduğu anlaşılıyor. 28 Şubat sürecinde Aczimendilerle hayli yol alan cuntanın, son
darbe planlarında Hizb-ut Tahrir Terör Örgütü'nü kullandığı görülüyor.
Türkiye'de varlığı bilinen ancak 2
Eylül 2005 tarihine kadar en
küçük bir kitlesel eylemde bulunmayan, sessiz ve derinden faaliyet yürütmeyi
tercih eden Hizb-ut Tahrir Terör Örgütü, bu tarihte birden bire yüzeye çıkıyor ve Fatih Camii'nde açıktan "hilafet çağrısı" yapıyordu. Eylemin yapılış şekli ve zamanlaması, 28 Şubat sürecinde sokaklara dökülen grupları hatırlatıyordu.
TELEFONLARI ETÖ SANIKLARINDA ÇIKTI
Ergenekon İddianamesi'ne giren belgeler Hizb-ut Tahrir'in niçin böyle bir eylem yaptığına dair önemli ipuçları veriyor. 2005 yılında Hizb-ut Tahrir üyesi olarak eyleme katılan Mustafa Türker
Güven, Sedat Temiz, İsmail Görpüz,
Bayram Akın, Kirami Küçükada ve Uğur Kankur'un telefonları
Ergenekon sanıkları Kuddusi Okkır, Emekli
Binbaşı Fikret Emek ve SESAR Başkanı İsmail Yıldız'da kayıtlı çıktı.
Deliller Ergenekon'un Hizb-ut Tahrir'i
taşeron olarak kullanma çabasının ilerleyen süreçte de devam ettiğini gösteriyor. 2. İddianameye giren delillere göre, ETÖ bizzat muvazzaf teğmenleri kullanarak örgütü ele geçirmeye çalışıyor.
Deliller Ergenekon sanıkları muvazzaf teğmenler
Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu'nun Hizb-ut Tahrir üyesi Süleyman Solmaz ile tanışarak örgüte sızdığını gösteriyor.
KEMAL AYDIN: BENİM ÖZEL KUVVETLERİN HİZBUTTAHRİR'İN BELGELERİNİ FALAN FİLANI TOPLADILAR VALLA.
DURMUŞ ALİ ÖZOĞLU: MEHMET ALİ Mİ BECERDİ BU İŞİ O ÇOCUK VALLA GELECEĞİN GENELKURMAYI.
Süleyman Solmaz ile ilgili
iddianamede bulunan bölüm, iç içe geçmiş karanlık ilişkiler ağını deşifre ediyor. İddianamede, teğmenlerin Süleyman Solmaz'la birlikte her hafta Hizb-ut Tahrir sohbetlerine katıldığı anlatılıyor. Örgütle teğmenler arasında
köprü olarak neden Süleyman Solmaz'ın seçildiği ise ilerleyen sayfalarda anlaşılıyor.
Bu noktada bir başka isim, Süleyman Solmaz'ın eniştesi Mahmut
Oğuz Kazancı ortaya çıkıyor. Kazancı Hizb-ut Tahrir adına örgütsel toplantıları tertip eden kişi olarak dikkat çekiyor. Ancak onu iddianamede önemli yapan Kazancı'nın Emniyet kayıtlarına göre 2 Eylül 2005 yılında Fatih Camii'ndeki eylemi organize eden kişilerden biri olması.
Parçalar birleştirildiğinde Hilafet eylemlerinin arkasında da ETÖ'nün olduğu görülüyor. Nitekim 28 Şubat sürecinde ortaya çıkıp vazifesini yaptıktan sonra kaybolan diğer örgütler gibi, Hizb-ut Tahrir de bir kaç kere görünüp kayboldu.