Operasyonun, dava içeriği hakkında yayın yasağı bulunan Ümraniye soruşturmasıyla ilgili olduğu ortaya çıktı.
İstanbul Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarıyla ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında
emekli
Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 33 kişi
gözaltına alındı. '
Ergenekon' adı verilen
operasyonda, dün sabaha karşı 6 ayrı ilde 24 farklı adrese eş zamanlı
baskın yapıldı. Küçük'ün yanı sıra
avukat Kemal Kerinçsiz, Fuat Turgut, gazeteci Güler Kömürcü, Türk Ortodoks Patrikhanesi yöneticisi
Sevgi Erenerol, Mersin'de
silah üzerine "ölme-öldürme
yemini" ettiren
emekli Albay Fikri
Karadağ ile
Susurluk skandalının
kilit isimlerinden
Sami Hoştan, "Drej Ali" olarak bilinen Ali Yasak da gözaltına alındı.
Zanlıların ifadelerine başvurulurken
Başbakan Tayyip Erdoğan,
gözaltılarla ilgili bir soruya, "Devlet çalışıyor arkadaşlar" cevabını verdi. İçişleri Bakanı Beşir
Atalay ise "Gelişmeleri takip ediyoruz. Her şey savcılığın kontrolü altında" dedi. Ergenekon operasyonu ile ilgili ilk resmi açıklama
İstanbul Valisi Muammer Güler'den geldi. Güler, operasyonun İstanbul'un dışındaki illeri de kapsadığını belirtirken savcı, gözaltıların Ümraniye soruşturmasıyla ilgili olduğunu açıkladı. Ümraniye'de geçtiğimiz yıl bir gecekonduya düzenlenen operasyonda 27
el bombası ele geçirilmişti. Burada bulunan bombaların
Cumhuriyet Gazetesi'ne atılanlarla aynı olduğu ortaya çıkmıştı.
Soruşturma kapsamında emekli
Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve yazar
Ergün Poyraz'ın da aralarında bulunduğu 13 kişi tutuklanmıştı. İki ay süren takip sonunda elde edilen bilgi ve delillerin oluşturulmasının ardından önceki gece sabaha karşı operasyon için düğmeye basıldı. İstanbul
Emniyet Müdürlüğü İstihbarat, Terörle Mücadele ve
Organize Suçlarla Mücadele şubelerinin ortak düzenlediği operasyonda İstanbul başta olmak üzere
Adana,
İzmir,
Düzce ve Malatya'da yaklaşık 20'den fazla adrese sabah 05.00'ten itibaren baskın yapıldı, 33 kişi gözaltına alındı.
Gözaltıların artacağı bildirilirken
Sevgi Erenerol ifadesine başvurulduktan sonra serbest bırakıldı. Dink suikastının azmettiricisi olduğu iddia edilen Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut ise gözaltına alındığı İzmir'den
sorgulanmak üzere İstanbul'a getirildi. Gözaltına alınanlar, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgu için Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldü. Zanlıların sorgusu sürüyor.
Gözaltına alınanların adı, son yıllarda kamuoyunun gündemine gelen pek çok olaya karışmıştı. Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Fikri Karadağ, Hüseyin Görüm, daha önce tutuklanan
Muzaffer Tekin,
Oktay Yıldırım ve Kuddusi Okkır'ın birlikte çekilmiş fotoğrafları ortaya çıkmıştı. Fikri Karadağ, Mersin'de
dernek üyelerine silah üzerinde yemin ettirmesiyle gündeme gelmişti.
Derneğin '13 bin 500' kişilik '
hain' listesi oluşturduğu ortaya çıkmıştı. Emekli Tuğgeneral Velik Küçük'ün ise JİTEM'in kurucusu olduğu iddia ediliyor. Küçük ismi kamuoyunda ilk kez Susurluk kazasıyla duyulmuştu. Kazada ölen
Abdullah Çatlı'nın son
telefon görüşmelerinden birini Küçük'le yaptığı belirlenirken, Susurluk'un kilit isimlerinden
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı cep telefonunun da Küçük adına kayıtlı olduğu tespit edilmişti.
Küçük, çağrıldığı
TBMM Susurluk Komisyonu'na da ifade vermek için gitmemişti. Avukat Kemal Kerinçsiz ise Türklüğe hakareti düzenleyen 301. madde davalarıyla gündeme gelmişti. Kerinçsiz, Ümraniye'de ele geçirilen el bombaları ile ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve yazar
Ergün Poyraz'ın avukatlığını yapıyordu.
İçişleri Bakanı
Beşir Atalay, TBMM'de gazetecilerin operasyona ilişkin sorusun cuvaplandırırken, "Gelişmeleri takip ediyoruz. Her şey savcılığın kontrolü altında devam ediyor. Konuyla ilgili İstanbul'da bir açıklama yapılacak." karşılığını verdi.
Operasyona Ergenekon isminin verilmesi ilginç. Ergenekon,
soğuk savaş döneminde NATO üyesi ülkelerde kurulan gizli yapının Türkiye'deki ayağı olarak biliniyor. NATO'ya bağlı Ergenekon yapısının amacı, soğuk savaş döneminde muhtemel Rus istilasına karşı halkı örgütlemek olarak açıklanmıştı. İttifak üyesi ülkelerin birçoğu 'glodya' veya 'kontrgerilla' olarak da isimlendirilen bu örgütlerini Doğu Bloku'nun yıkılmasının ardından lağvetmişti.
Cumhuriyet Başsavcısı Engin: 33 kişi gözaltında
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin, Ümraniye'de ele geçirilen
patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturmada, İstanbul'da gözaltına alınan 27 kişi ile diğer illerde yakalanan 6 kişi hakkındaki gözaltı ve soruşturma işlemlerinin özel yetkili 2 cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğünü bildirdi.
Başsavcı Engin, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada,
12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye ilçesinde ele geçirilen el bombaları ile ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında ve 'silahlı
terör örgütü kurmak ve yönetmek', 'bu örgüte üye olmak', 'askeri itaatsizliğe
teşvik etmek', 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek', 'sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri bulundurmak' ve '
patlayıcı madde bulundurmak'' suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında halen 15 kişinin
tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Başsavcı Engin, soruşturma çerçevesinde daha önceden mahkemelerce '
gizlilik kararı' ve 'yayın yapma yasağı kararı' alındığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin 15 Haziran 2007 tarihli 'gizlilik kararı' ile İstanbul 9.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin 21 Haziran 2007 tarihli 'yayın yapma yasağı kararı' bulunmaktadır.
Bu soruşturmanın devamı olan gözaltılar ve müteakip soruşturma işlemleri de, bu gizlilik ve yayın yapma yasağı kapsamında bulunmaktadır. Bu itibarla soruşturmanın bu aşamasında ayrıntılar hususunda başkaca açıklama yapmaya yasal imkan bulunmamaktadır."
Ümraniye bombalarının soruşturma seyri
* 12 Haziran- Ümraniye Çakmak Mahallesi'nde bir gecekonduda ele geçirilen 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyelere ilişkin soruşturmada kamuoyunun tanıdığı pek çok kişi gözaltına alındı. Emekli
astsubay Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit, '
terör örgütü üyesi olmak' ve 'tehlikeli patlayıcı madde bulundurmak' suçlarından tutuklandı. Bombaların, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla aynı seriden olduğu iddia edildi.
* 18 Haziran-
Danıştay saldırısından sonra gözaltına alınan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'le emekli Astsubay Mahmut
Öztürk gözaltına alındı. Tekin 'devletin gizli belgelerini ele geçirmek' ve 'terör örgütü üyesi olmak'tan tutuklandı.
* 20 Haziran- Emekli binbaşı
Zekeriya Öztürk'ün finansörü olduğu iddia edilen Kuddusi Okkır tutuklandı.
Savcı, Öztürk'ün tutuksuz yargılanmasına
itiraz etti.
* 24 Haziran- Bursa'daki patlayıcıların sahibi olduğu iddia edilen Muzaffer Şenocak ile Aydın Yüksek tutuklandı.
* 26 Haziran- Emekli binbaşı Fikret Emek, Eskişehir'de annesinin evinde gözaltına alındı.
* 28 Haziran-
Genelkurmay Savcılığı, konunun askeri yargıyı ilgilendirdiğini belirterek soruşturmada adı geçen sekiz eski asker hakkında soruşturma başlattı.
* 15 Temmuz-
Gazeteci yazar Ergün Poyraz tutuklandı. Kara Kuvvetleri'nin istihbari yapılanmasına ait gizli ibareli veriyi ifşa etmekle suçlandı.
Veli Küçük'ün bağlantıları
Danıştay'a yapılan saldırıları azmettirdiği ve planladığı ileri sürülen Muzaffer Tekin'in, Susurluk skandalının kilit isimlerinden emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile
telefon görüşmesi yaptığı iddia edilmişti. Muzaffer Tekin'in
Ankara Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'nde tedavisi devam ederken, bağlantıları da Tekin'e ait telefon trafiği sorgulanarak ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Yapılan araştırma sonunda, Tekin'in, Cumhuriyet ve Danıştay'a yönelik saldırılardan önce Susurluk'un kilit ismi Tuğgeneral Veli Küçük ile telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı.
Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınanlar
Veli Küçük:
Hrant Dink'i tehdit ettiği ileri sürülmüştü
1996 yılında Abdullah Çatlı'nın öldüğü Susurluk'taki kazadan sonra adı gündeme geldi. Susurluk olayının kilit ismi Küçük, ölmeden önce Çatlı'yla telefonda konuşan son kişiydi. Susurluk olayından sonra tuğgeneralliğe yükselen Küçük, daha sonra emekli oldu. Eski İstanbul Valisi
Erol Çakır'la bir güvenlik şirketi kurdu. Küçük'ün ismi Susurluk'tan sonra ikinci kez Dink
cinayetinde gündeme geldi. Dink'in yargılandığı davaların
duruşmalarına gelen Küçük, Kemal Kerinçsiz ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile aynı karelerde yer aldı. Hrant Dink'in avukatı
Erdal Doğan, hain saldırı sonrası yaptığı açıklamada, JİTEM'in de kurucusu olduğu iddia edilen Veli Küçük'ün, Hrant Dink'i defalarca tehdit ettiğini aktarmıştı.
Kemal Kerinçsiz: Protesto gösterilerinde hep ön sıradaydı
Hukukçular Birliği üyesiyken ilk defa Hrant Dink ve Orhan Pamuk'un TCK'nın 301. maddesinden yargılandığı davalarda şikâyetçi olmasıyla tanındı.
Adliye binalarında ve duruşma salonlarında yaşanan arbedelerde gündeme oturdu. Hrant Dink, Elif
Şafak, Perihan Mağden, Orhan Pamuk'un yargılandığı davalarda
protestolarıyla dikkat çekti. Ümraniye soruşturması kapsamında tutuklanan Muzaffer Tekin ve gazeteci Ergün Poyraz'ın avukatlığını yapıyordu.
Sami Hoştan: Tarık Ümit, Hoştan'ın çiftliğinde sorgulandı
Veli Küçük gibi Susurluk skandalıyla gündeme geldi. Ancak,
sanık olarak. 'Arnavut Sami' olarak da bilinen Hoştan'la ilgili, MİT Raporu'nda,
DHKP-C ile ilişkili olduğu,
İspanya,
Hollanda ve
Kolombiya bağlantılı uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı, Abdullah Çatlı'nın Tarık Ümit'i kaçırdıktan sonra Hoştan'ın çiftliğinde sorguladığı ileri sürüldü. Hoştan,
Susurluk Davası, kumarhaneciler kralı Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesi ve uyuşturucu ticaretinden yargılandı.
Ali Yasak: Susurluk sanıklarını düğünde buluşturdu
Yeraltı dünyasının ünlü ismi. Lakabı Drej Ali. 1988'de
Milliyet gazetesini kardeşi ile ilgili bir haber yüzünden tarattı. Abdullah Çatlı ile 1979'dan itibaren tanışıyordu.
Korkut Eken, İstanbul DGM Savcılığı'nda 24
Şubat 1997'de verdiği ifadede MİT'te görevli olduğu 1987-1988 yıllarında Çatlı ve Ali Yasak ile tanıştığını ve bu kişilerle MİT'in yurtdışında PKK'ya yönelik bazı istihbari faaliyetlerinde birlikte çalıştıklarını söyledi. Drej Ali, Susurluk skandalının baş aktörlerini kız kardeşinin düğününde bir araya getirmesiyle dikkat çekti.
Sevgi Erenerol: Kendisini 'Hıristiyan Türk' olarak tanımlıyor
Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü. Kemal Kerinçsiz'le birlikte 301 davaları ve ulusalcı eylemlerin baş aktörü. Kendisini 'Hıristiyan Türk' olarak tanımlayan Erenerol, Noel Baba Derneği Başkanı Muammer Karabulut'la Kerinçsiz'in desteklediği Türk
Ayasofya Derneği'ni kurdu. Ümraniye'de ele geçirilen bombalarla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan
Ergun Poyraz'ın bilgisayarında 'Sevgi Erenerol Misyonerlik 2006' isimli klasörü içeren CD de bulunmuştu.
Fikri Karadağ: 13 bin kişilik 'hain'ler listesi hazırlamıştı
Emekli albay. 17
Mayıs 2006'da gerçekleştirilen Danıştay saldırısından sonra gündeme gelen Kuvayi Milliye Derneği'nin başkanı. Üyelerine silah üzerine yemin ettirmesiyle tanınan kuvvacı Karadağ'ın, Muzaffer Tekin'le yakınlığı biliniyor. Karadağ'ın, Ümraniye soruşturması kapsamında tutuklu emekli Yüzbaşı Tekin, emekli astsubay Oktay Yıldırım ile fotoğrafı ortaya çıktı. Karadağ '13 bin 500 'hain' kişi ve kurumu belirlediğini, bunların
hesap vereceğini' iddia etmişti.
Güler Kömürcü: Kelebek operasyonunda telefona takıldı
Akşam Gazetesi yazarı. Ulusalcı yazılarıyla tanınıyor.
Sedat Peker ve adamlarına yönelik 'Kelebek operasyonu' kapsamında yapılan telefon dinlemelerine Peker'le yaptığı konuşmalarının takılmasıyla gündeme gelmişti. Kömürcü, istihbarat,
psikolojik harp ve
komplo teorileri ile ilgili yazdığı yazılarla dikkat çekiyor.
Fuat Turgut: Hrant Dink'in katil zanlısı Hayal'in avukatı
İzmir Barosu avukatı. Hrant Dink cinayetinde azmettirici olduğu iddia edilen Yasin Hayal'in avukatı. Cinayet davasının ilk duruşmasında Dink ailesinin avukatlarına laf atarak olay çıkarmıştı. Turgut ayrıca, şehit ailelerinin Orhan Pamuk'a açtığı davayı da takip etti.
Büşra Erdal, İstanbul