'Birleştirilen
Ergenekon'
davasında
tutuklu sanık Kenan Temur, tutuklu kaldığı süre ve suç vasfının değişme ihtimali gözönünde bulundurularak
tahliye edildi. Temur, tutuklanmadan önce Ergenekon
soruşturma savcısı
Zekeriya Öz'ün eşi ve çocuklarının koruması olarak görev yapıyordu.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülen 'Birleştirilmiş Ergenekon' davasında tutuklu sanık Durmuş Ali
Özoğlu'nun
avukatı Yusuf
Erikel, esas hakkındaki
savunmasını yaptı. Darbe iddialarına ilişkin paşalar hariç herkesin tutuklandığını belirten avukat
Yusuf Erikel, "Darbe girişimi sadece bu ülkede yargılanıyor. Ama paşaların değil de sivillerin
yargılanması Shakspeare'e özgü trajedik bir durumdur" şeklinde konuştu.
Avukat Erikel, "TSK yetkilileri demokrasiye saygı duyduklarını ve
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı tehlikeye girmedikçe bu ülkede
darbe olmayacağını söylemediler mi? TSK mensupları, yıllardır bu şekilde beyanat vermiyor mu? Türk ordusu, özellikle bu saatten sonra, kimse istedi diye darbe yapmaz.
Amerika bile istese darbe yapmaz. Özoğlu istedi diye mi darbe yapacak?" dedi.
Hafız olduğu bilinen Erikel, savunmasının büyük bir bölümünde dini göndermelerde bulundu. Darbeyi yapacak tek kurumun TSK olduğunu belirten avukat Erikel, "O da 'Ben demokrasiye saygılıyım.' diyor. Soruyorum bir darbe olsa buna kim engel olacak. Türk ordusu bir darbe isterse buna kimse engel olamaz. Siyaset ya da başka bir kurum demokrasiden uzaklaşırsa, zulüm ederse ve bu arada
Allah da bir darbeye izin verirse, bu yoldan çıkmış olan siyasilerle ancak ordu baş ederse, buna kimse engel olamaz. Ama dediğim gibi Allah istemezse
yaprak kımıldamaz. Allah karar vermişse bu da bizi darbeden kurtaramaz. TSK darbe yapacaksa kimseye sormaz, kimseden icazet almaz." diye konuştu.
Askeri
mahkemenin
Zir Vadisi'nde bulunan
cephanelik sebebiyle dört yıl
hapis cezası verdiği ve ordudan
ihraç ettiği
Mustafa Dönmez, yargılandığı Ergenekon davasında söz aldı. Emniyetin kendisine 'kazık attığını' iddia eden Dönmez, "Hakkımdaki tüm iddiaların asılsız olduğunu bu mahkemede ispat edeceğim" dedi.
Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün, avukat Erikel'in savunmasını yarıda keserek sanıkların taleplerini almaya başladı. Tutuklu sanıklarından Mustafa Dönmez, savunmasında hakkındaki tüm iddiaları tek tek çürüteceğini söyledi. Dava
dosyasında yer alan
telefon dinlemelerinin kendisine ait olmadığını söyleyen Dönmez,
Gölbaşı, Zir Vadisi ve Poyrazköy'de elde edilen cephaneliklerle ilgili de çeşitli iddialarda bulundu. Gölbaşı'nda ele geçirilen bir sis
bombasının daha sonra kaybolduğunu iddia eden Dönmez, "Bu bomba, sonra Zir Vadisinde çıktı." dedi. Bu bombanın aynı
stok,
kafile numarası ve imal yılını taşıdığını iddia eden Dönmez, "Emniyetin
rapor ve gösterimlerinde 12 sis bombası var ancak, tutanaklara 11 tane geçirilmiş. Bu kaybolan 1 bomba da başka kazıdan çıkarıldı.
Polis sahte evrak düzenledi" dedi. Bununla birlikte Zir Vadisi'nde yapılan kazılarda olay yerinde olan 22 aracın kimlere ve hangi kurumlara ait olduğunun sorulmasını talep eden Dönmez, "O gün kazı alanında 108 kişi vardı. Ancak tutanakta 17 görevlinin imzası var." şeklinde konuştu.
Ankara Zir Vadisi'nde bulunan
mühimmat sebebiyle yargılanan Yarbay Mustafa Dönmez "Bir kısmı cephane niteliğinde olan askerî eşyayı gizlemek'' suçundan dört yıl
hapis cezasına çarptırılmıştı. Askeri Mahkemenin verdiği bu kararla da Dönmez, TSK'dan da ihraç edilmişti.
AVUKATLAR MAHKEME SALONUNU TERK ETTİ
Sanıkların taleplerini sunmalarının ardından avukat
Ali Rıza Dizdar,
duruşmada hazır bulunan 28 avukat tarafından imzalanan üç sayfalık bir dilekçeyi okudu. Sanık ve avukatların adil yargılanma ve savunma haklarının elinden alındığının iddia edildiği belirtilen dilekçenin okunmasının ardından avukatlar, aldıkları ortak karar gereği duruşma salonunu terk ettiler. Davanın görüldüğü bina dışında
basın açıklaması yapan avukatlar, daha sonra tekrar bina içerisindeki bekleme bölümüne geçtiler.
Bu sırada
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in mütalasını sunmasının ardından sanıkların taleplerinin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verildi. Yaklaşık 2 saatlik bir aranın ardından, tutuklanmadan önce Ergenekon soruşturma savcısı Zekeriya Öztürk'ün eşi ve çocuklarının koruma görevlisi olarak çalışan tutuklu sanık Kenan Temur'un tahliyesine karar verildi. Dosya kapsamı, tutuklu kaldığı süre ve suç vasfının değişme ihtimali, Temur'un tahliye gerekçesi olarak gösterildi.
Diğer tutuklu sanıkların tahliye talepleri ise oy birliği ile reddedildi. Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, Mustafa
Balbay,
Tuncay Özkan ve Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanığın tahliye olması gerektiği yönünde karşı oy kullandı. Diğer taleplerin celse arasında değerlendirilmesinin de karara bağlandığı duruşma, 3
Mart 2010 tarihine ertelendi. (CİHAN)