Şemdinli İddianamesi'ne göre
bombalama sonrası vatandaşlar tarafından yakalanıp,
emniyet birimlerine teslim edilen askeri
personel, EMASYA kapsamında görevlendirildi. İddianamede bu işlemin
kanunlara aykırı olduğu belirtildi.
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde
Umut Kitap Evi'nin bombalanmasının bir EMASYA faaliyeti olduğu ortaya çıktı. Sanık
astsubaylar olay günü ilçe merkezinde bulunmalarını ve kitabevi sahibi Seferi Yılmaz'a ilişkin takiplerini istihbarat çalışması olarak açıklamıştı. Şemdinli İddianamesi'ne göre
Savcı Ferhat Sarı
kaya, bu durumu EMASYA çalışmaları çerçevesinde değerlendirdi. Ancak emniyetin sorumluluk alanında faaliyette bulundukları için astsubayların
savunmasını kanunsuz buldu.
Sarıkaya, EMASYA'nın delili olarak da
sanık astsubaylarda bulunan dönemin İl Jandarma
Alay Komutanı Erhan Kubat'ın imzasını taşıyan görevlendirme emrini gösterdi. Bunun üzerine
savcılık, Erhan Kubat ile dönemin 2.
Ordu komutanı ve
Kara Kuvvetleri komutanı hakkında
dosya hazırlayarak soruşturulmaları için
Genelkurmay'a iletti.
9
Kasım 2005'te Hakka-ri'nin Şemdinli ilçesinde Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitap Evi'ne atılan bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Olay yerinde iki astsubay ve bir
PKK itirafçısı, vatandaşlar tarafından yakalanarak polise teslim edildi. Yürütülen
soruşturmanın ardından dönemin Van
Cumhuriyet Savcısı
Ferhat Sarıkaya tarafından hazırlanan iddianamede, sanık astsubaylar
Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in patlamanın meydana geldiği gün saat 08.00'den itibaren, kendilerine gereken yardımın ve kolaylığın sağlanmasını içeren
Hakkâri İl Jandarma Alay Komutanı Erhan KUBAT'ın 08.11.2005 tarihli görevlendirme yazısı ile görevlendirildikleri bilgisine yer verildi.
Savcı Sarıkaya, bu tespitlerinin ardından sanık astsubayların faaliyetlerinin kanunsuzluğunu detaylıca açıklıyor. Ülke seviyesinde istihbarat yapma yetkisinin 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanunu ile belirlendiğini anlatan savcılık, kanun koyucunun Jandarma teşkilâtına istihbarat üretme amacıyla değil suçları önleme noktasında önleyici dinleme olarak da nitelendirilebilecek idarî bir işlem tesis ettiğini vurguluyor. Savcı Sarıkaya, EMASYA'nın kaldırılan OHAL'in yerine geçen bir
uygulama olarak faaliyet gösterdiğinin altını çiziyor. EMASYA Protokolü'nün en son 6 Temmuz 2005 tarihinde
Genelkurmay Başkanlığı'nca yenilenerek Jandarma dahil Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin ilgili birlikleri ile Millî
Savunma Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı, valilikler, il emniyet müdürlükleri başta olmak üzere pek çok
sivil makama da gönderildiğini kaydediyor.
Savcı Sarıkaya, bu açıklamalarından sonra sanık astsubayların orada bulunmalarının EMASYA Protokolü çerçevesinde ast-üst ilişkisi kapsamında geliştiğini belirtiyor. EMASYA'nın görev tanımını yapan savcılık, söz konusu sanık astsubayların suç mahallinde bulunmalarının bu görev tanımı dışında kaldığını vurguluyor. Ardından da protokolün kağıt üzerinde bulunan dışında istihbarat ve operasyonel eylemlere alet edildiğine gönderme yapıyor.
Savcı Sarıkaya, sanık astsubaylarda ele geçirilen Hakkâri İl Jandarma Komutanı
Albay Erhan Kubat imzalı görevlendirme yazısını EMASYA Protokolü çerçevesinde sıralı bir emir olarak görüyor. İddianamede bu bölüm, "Hakkâri İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Kubat'ın sıralı amirleri Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı E.Ö. ve Van Asayiş
Kolordu Komutanı S.U.'dur.
Askerî hiyerarşinin yapısı gereği ve EMASYA direktifleri gereğince astın üstten habersizce, onun bilgisi, izni veya emri olmadıkça herhangi bir iş ve işlem yapamayacağı genel bir
kural olduğu düşünülürse E.Ö. ile S.U.'nun bu tür yasaya aykırı olarak yapılan istihbarat çalışmalarından bilgisinin olmadığı düşünülemez. Yasaya aykırı olarak yapılan istihbarat faaliyetleri ile ilgili bu isimler hakkında 'görevi kötüye kullanmak' suçundan
görevsizlik verileceğinden, soruşturma evrakı Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı'na gönderilmek üzere tefrik edilerek Cumhuriyet
Başsavcı Vekilliğimiz soruşturma defterinin 2006/152 sırasına kaydı yapılmıştır." şeklinde geçiyor.