İşte
Şemdinli Araştırma Komisyonu Raporu'ndaki çarpıcı uyarılar:<
"Kanuna aykırı bu protokol, sivil otoriteyi, kamu düzenini berheva edecek sonuçlar doğurur."
Balyoz darbe planında imzası bulunan
emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın, yapacakları eylemlere EMASYA'yı dayanak göstermesi, protokolü yeniden gündeme taşıdı. Aydınların '
sıkıyönetim uygulaması' olduğu gerekçesiyle kaldırılmasını istediği EMASYA (Emniyet-Asayiş-
Yardımlaşma) için,
Meclis Şemdinli Araştırma Komisyonu'nun da 'kanunlara ve Anayasa'ya aykırı' şeklinde
rapor yazdığı ortaya çıktı. Şemdinli'de yaşanan olayları araştırmak üzere 2006'da kurulan
komisyonun hukukî değerlendirmelerle uyarılarda bulunduğu raporda, EMASYA'nın toplumsal olaylarda askere 'gereksiz ve keyfî uygulama' imkânı verdiğine dikkat çekiliyor. Türkiye'yi
Avrupa Birliği karşısında güç durumda bıraktığının altı çiziliyor. Protokolün, dayandırıldığı 5442 sayılı İl Kanunu'na aykırı olduğu vurgulanırken, bunun bir an önce ya iptal edilmesi ya da yasal bir düzenlemeye kavuşturulması gerektiğine işaret ediliyor. Raporda, ayrıca protokole ilişkin "Devletin sivil otoritesini, kamu düzenini ve güvenliğini berheva eder nitelikte sonuçlar doğurur." tespitine yer veriliyor.
Genelkurmay Başkanlığı adına 7.7.1997 tarihinde
Koramiral Çetin Doğan ile
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı
Teoman Ünüsan arasında imzalanan EMASYA Protokolü'nün Şemdinli Araştırma Komisyonu'ndan bile gizlendiği haberlere konu olmuştu. Protokolün bir bürokrat tarafından not alabilmeleri kaydıyla komisyon üyelerine okunduğu ancak fotokopisinin bile vekillere dağıtılmadığı ortaya çıkmıştı.
Cihan Haber Ajansı, Şemdinli Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan söz konusu rapora ulaştı. Çoğunluğu
hukukçu kimliğe sahip milletvekillerinden oluşan, Şemdinli Araştırma Komisyonu üyeleri tarafından
Mart 2006'da kaleme alınan raporda, EMASYA Protokolü'ne dönük ağır eleştiriler yöneltiliyor. Raporda ayrıca manifesto niteliğinde hukuki değerlendirmelere yer veriliyor.
Bu protokolün dayanağı olarak 5442 sayılı kanunun 11/D maddesini gösteren rapor, ancak kanunda böyle bir teşkilatlanmaya imkan tanıyan bir hüküm bulunmadığını, böyle bir ihtiyaç varsa, bu hususta kanuna rağmen değil, yapılacak yasal düzenlemelerle çözüm bulunması gerektiğini ifade ediyor.
Raporda, EMASYA'nın "
emniyet ve
asayişten birinci derecede sorumlu kılınan valinin toplumsal olayları, bu kapsamda
terör olaylarını önleme ve bastırmada asıl görevli ve sorumlu olması üstüne kurgulanan yapıyı, dolayısıyla sivil otoritenin kamu düzeni ve güvenliğini sağlama şeklindeki temel fonksiyonunu berhava eder nitelikte vahim sonuçlar doğurabileceğine" dikkat çekiliyor.
Raporda ayrıca, Türkiye'nin dahil olmaya çalıştığı
Avrupa Birliği'nin sivil-asker ilişkisine dönük eleştirileri de hatırlatılarak, "Bu konuda Birlik'in benimsediği ilke ve değerlerle uyuşmayan yapısına ciddi
itirazların da yapıldığı göz önünde tutularak, anılan protokolün bir yönetmelik kapsamında yeniden düzenlenmesi gereği açık bulunmaktadır." deniliyor.
Protokolün 9. maddesi, toplumsal olayların genişlemesi halinde İl ve İlçe
Güvenlik Koordinasyon Komisyonlarının ivedilikle toplanması, EMASYA Komutanlıklarının olayları takip etmesi, olayların gelişmesini değerlendirmesi ve gecikmenin oluşturacağı mahzurları ortadan kaldırmak için olaylara doğrudan müdahale etmesini içeriyor. Meclis Komisyonu, bu maddeye tümüyle itiraz ederken, "Bu, kanuna açıkça aykırıdır. Valinin
yardım isteme talebi olmadan hiçbir makamın kendiliğinden harekete geçmesi mümkün değildir." ifadesi dikkat çekiyor.
ZAMAN