Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında yaşanan olayda
Genelkurmay Başkanlığı gece yarısı internet sitesinden bir
bildiri yayınlamıştı.
Türk
demokrasisi,
darbeler ve muhtıralar sebebiyle zor günler yaşadı. 60 ve 80 darbeleri ile 71 muhtırasında demokrasimiz adeta ölüp ölüp dirildi. Demokrasimize en son darbe ise bundan 4 yıl önce bugün 27
Nisan bildirisiyle indirildi.
Türkiye'nin 11'inci Cumhurbaşkanını seçmenin heyecanını yaşadığı günlerdi. Ancak
Sabih Kanadoğlu'nun başlattığı 367 tartışmalarında siyasi aktörler devreye girdi ve Meclis'teki seçimlere katılmadı.
Krizin bir sonraki aşaması ise 367 tartışmalarının
Anayasa Mahkemesi'ne taşınması oldu.
Sıkıntılı süreçte medya da aktif rol oynadı.
İrtica söylemlerine
peygamber efendimizin anıldığı kutlu
doğum programları bile alet edildi. İrtica haberlerine zirve yaptırıldı. Süreç sanki bir senarist tarafından karanlık odalarda tüm ayrıntıları ile tek tek yazıldı ve ustaca sahnelendi.
Saatler gece yarısına yaklaşırken 23.20'de Genelkurmay'ın internet sitesinden şok bir açıklama geldi. Demokrasi adına utanç bildirisi olarak yorumlanan bildiri e-muhtıra olarak tarihe geçti.
Açıklamada
laiklik vurgusu yapılıyordu. İsim verilmiyordu ancak Abdullah Gül'ün Cumhuriyetin değerlerine bağlı olmadığı öne sürülüyordu.
Geniş bir düşman profilinin çizildiği açıklama, "Ulu önder Atatürk'ün ne mutlu Türküm diyene' anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye cumhuriyetinin düşmanıdır" sözleri ile sert bir şekilde son buluyordu.
Açıklamanın ardından dönemin önde gelen siyasi aktörleri tekrar sahne aldı. Genelkurmay'ın açıklamasına kısık bir sesle tepki gösterilirken, yüksek sesle adeta
kriz çığırtkanlığı yapıldı.
Gözler ise hükümetin cevabındaydı. Demokrasimiz en dik duruşunu sergiledi.