Şahin, Doğu'da görev yaparken,
PKK'ya tuzak kurdukları için kendilerine
hakaret eden
komutanları olduğunu, 28
Şubat sürecinde ise BÇG, CÇG gibi kurumlar adına hareket eden alt rütbedeki bazı subayların üstlerine emir verdiğini ileri sürdü.
Şahin, daha önce parça parça olan ve şüphe düzeyindeki bilgilerin bugün
Ergenekon terör örgütü
davasıyla artık net olarak görüldüğünü kaydetti. Hukuk dışı uygulamalara karışan subayların suçunun TSK'ya mal edilemeyeceğinin altını çizen Şahin,
Ergenekon davasının hem TSK'da illegal hareket edenlerin ortaya çıkartılması hem de Türkiye'nin geçmişte yaşadığı karanlık günlerin aydınlatılması için çok iyi bir fırsat olduğunu ifade etti. Jandarma binbaşı, TSK'da bu tür suçlara karışanlar için genel bir af çıkarılması halind
e devlete çok sayıda bilgi ve
belgenin geleceğini de iddia etti.
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Doğu ve Güney
doğu da dâhil çeşitli birimlerde 20 yıla yakın görev yapan Emekli Kurmay
Binbaşı Kemal Şahin, Ergenekon davasıyla birlikte ortaya çıkan olay ve derin ilişkilerle ilgili CİHAN'a önemli açıklamalarda bulundu.
Binbaşı Kemal Şahin, TSK'da görev yaptığı süre zarfında, devletin imkanlarını kullanarak yanlış işler yapan insanların varlığını hep hissettiğini söyledi. Geçmişte, yeterli somut bilgi ve belge bulunmadığı için yapılanlara bir ad koyamadıklarını belirten Şahin, gelinen noktada kuvvet komutanlığı da dâhil ordunun en üst düzeylerinde görev yapan komutanlarla ilgili ortaya çıkan belgelerin bunu kanıtladığını söyledi.
Şahin, Türk milletinin parasıyla maaşı ödenen, rütbeler verilen ve çeşitli makamlara yükselmiş kişilerin hukuk dışı işlere ve
darbe girişimlerinde bulunmasının ibret verici olduğunu söyledi: "Ergenekon davası ile ilgili açıklanan bilgi, belge ve olayların her biri skandal. Bu ülkenin asayişi emanet edilen orgeneral Ergenekoncu çıktı. Bu çok talihsiz bir durum."
"BÜTÜN DARBELERİ ERGENEKON ZİHNİYETİ YAPTI"
Binbaşı Kemal Şahin, Ergenekon denilen illegal yapının varlığının 1990'lı yıllarda ortaya çıktığını, ancak köklerinin Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar gittiğini söyledi. Bunların, her dönemin şartlarına göre hareket ettiklerini kaydeden Şahin, "Türkiye'de siyasal yapının, gerçek bir Cumhuriyet'e, gerçek bir demokrasiye, insan hak ve hürriyetlerini güvence altına alan, milletin temel değerleri ile barışık ve herkesin devleti olma işlevinde bir hukuk devletine dönüştürülmesine şiddetle karşı çıkan bir güç olduğunu herkes hissediyor. Günümüzde bu güç Ergenekon yapılanması olarak su yüzüne çıkmıştır. İsmet
İnönü bunlara güvendiği için 'siz
iktidar olabilirsiniz ama muktedir olamazsınız' diyordu" şeklinde konuştu.
Şahin, bu yapının, farklı isimler alsa da bir zihniyetin devamı olduğunu belirtti.
Rusya ile NATO ülkeleri arasında yaşanan
soğuk savaş yıllarında Türkiye'deki Sovyet yanlısı iç oluşumlara karşı koymak üzere özel harp adı altında bir yapılanmaya gidildiğini hatırlatan Şahin, bu yapılanmanın aynı zamanda, rejimi tehdit eden unsurlara karşı koyan bir iç güvenlik kuruluşu işlevi gördüğünü söyledi.
Bu yapılanmanın, değişik dönemlerde, iç ve dış koşullara göre değişik isimler altında sahneye çıktığını ifade eden Emekli Binbaşı, "Aslında, 1960, 1971, 1980, 1997'de ortaya çıkan darbeler, aynı zihniyetin eseridir" dedi.
Şahin, 28 Şubat postmodern darbesinin ve 27 Nisan'daki e-muhtıranın bu zihniyetin devamı olduğunu söyledi. 28 Şubat sürecinin TSK'nın değil, BÇG'nin bir eseri olduğunu söyleyen Emekli Kurmay Binbaşı, şöyle devam etti:
"Çünkü, BÇG, resmi değil, bir
takım üst düzey generallerin şahsına bağlı yapılanmalardır. Zaman zaman hiyerarşi dışı açıklamalar yapıldığı, normal hiyerarşinin en üstünde bulunan komutanlarca, kerhen 'bizim bilgimiz dahilindedir' denilerek hiyerarşideki bozulmanın üstünün örtülmeye çalışıldığı dönemlerdir."
"DERİN DEVLET - PKK İLİŞKİSİNDEN ŞÜPHELENMİŞTİM"
Şahin, Ergenekon - PKK arasında ortaya çıkan derin bağlantıları ise çalıştığı bölgede hissettiğini söyledi. Bu durumu, aynı yerde görev yapan arkadaşlarıyla birlikte zaman zaman paylaştıklarını aktaran Şahin, şehit olan bir arkadaşının başından geçen bir olayı şöyle anlattı:
"Tunceli'de birlikte görev yaptığım ve çok samimi olduğum bir arkadaşımın başından geçenleri bizzat kulağımla dinledim kendisinden. Arkadaşım, başında bulunduğu
jandarma TİM'i ile birlikte PKK'lı teröristlerin olduğu yere
baskın yapmış. Ancak olay yerine gittiğinde teröristlerin bir süre önce yeri terk ettiğini fark etmiş. Çünkü daha yemekleri yerde, çayları ateşteymiş. Bunun üzerine 'nasıl olsa geri gelecekler' diye orayı tuzaklamış. Daha sonra gelip
tugay komutanına söylemiş durumu. Komutan önce teşekkür etmiş ama bir süre sonra odasına çağırarak ağza alınmayacak hakaretler yapmış. Şimdi düşünüyorum da demek ki birileri hem teröristlere haber uçurmuş, hem de bu tuzaklama işinden rahatsız olmuş."
Şahin, benzer bir duruma ise 28 Şubat sürecinde bizzat şahit olmuş: "Bu dönemde BÇG adına birliklere gelen alt rütbedeki kişiler, üst rütbede olan bizlere emirler yağdırıyordu. Bu da emir-komuta disiplinini alt üst eden ilişkilere yol açmıştı. Oysa, TSK'nın kendi hiyerarşisi içindeki üst düzey komutanların bu durumu kabullenmesi mümkün değildir."
PKK ile Ergenekon arasında derin bir ilişkinin bulunduğunu anlatan Şahin, bu ilişkinin ötesinde bu örgütü kullandığını ve yönettiğini söyledi. Şahin, firar eden bazı subayların halen PKK'nın üst düzey yönetiminde yer aldığını iddia etti.
"ERGENEKON EN FAZLA TSK'YA ZARAR VERİYOR"
Emekli binbaşı, Ergenekon'un, karıştığı suçlar ve olaylar nedeniyle topyekün devlet iradesi tarafından
tasfiyesine karar verildiğini ileri sürdü. Dava kapsamında bugüne kadar özellikle TSK'dan
emekli olanların ortaya çıktığını belirten Şahin, bu örgütle bağlantısı olan
muvazzafların da yakında tasfiye edileceğini iddia etti.
Ergenekon'a bulaşan emekli ya da muvazzaf subayların en fazla TSK'ya zarar verdiğini belirten Şahin, şöyle konuştu: "Biz bunun muvazzaf olarak sistematik bir şekilde sızdığını asla düşünmeyiz. Bir kurum iradesi olarak böyle şeyin içinde olduğunu söyleyemeyiz. Ama geçmişte BÇG, CÇG ve Ergenekon gibi yapılanmaların bazı kurumların içerisinde yapılanıyor. Genel
kurmay başkanının ikinci planda olduğu dönemleri biliyoruz. Şener
Eruygur tamamen hakim olmuştur. Bunlar her şeyden önce bağlı bulundukları kurumları yıpratıyor. TSK yıllar yılı en güvenilir kurumdur.
Ordu komutanı olmuş, jandarma genel komutanı olmuş biri darbe yapmayı planlıyor. Eskiden
iletişim araçları bu kadar yaygın olmadığı için
halk yönlendiriliyordu. Ama şimdi eğitim seviyesi yükseldi. Halk artık görüyor bunları. Vatandaş, bunlar PKK ile
işbirliği yapıyor, ihtilal planlıyor diye düşünüyor. Vatandaşımız bunları bilmesine rağmen yine de soğumuyor. Ama bu durum çok gitmez. Bugüne kadar yapılanlar, bu kötü imajdan kurtulmanın ipuçlarıdır. TSK er ya da geç bunları tasfiye edecektir."
CİHAN