- Ahmet Gündel; "Teşebbüs hürriyetini sınırlayacak bir düzenleme yapılamaz."
- "Anayasanın 42. maddesine göre devlet eğitimi tekel olmaktan çıkmıştır."
- "Teşebbüs özgürlüğüyle ilgili herhangi bir kısıtlama, Anayasa Mahkemesi'nden dönecektir."
Teşebbüs hürriyetinin; insanların demokratik hukuk devleti düzenlemesi içerisinde istediği alanda sermaye ve hizmet koymak suretiyle, bir çalışma alanı oluşturması, üretim veya hizmet ortaya koyması anlamına geldiğini söyleyen Gündel, Anayasanın 48. maddesine göre herkesin dilediği alanda çalışma özgürlüğü ve özel teşebbüs özgürlüğünün serbest olduğunu belirtti.
Gündel, Anayasanın bütününe bakıldığında teşebbüs hürriyetini engelleyecek bazı istisnalar dışında (örneğin yargı devlet tekelindedir, yargıyı temsil edecek bir özel teşebbüs kurulamaz) herhangi bir kısıtlamanın olmadığını söyleyerek: "Bu nedenle dershanelerin kapatılmasının Anayasaya Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve mahkemelerinden kaynaklanan önemli sorunlarla karşı karşıyayız. Konunun hukuki cephesi çok önemli sorunlar arz ediyor" dedi.
EĞİTİM HAKKI KANUNLA DEVLET TEKELİNDEN ÇIKMIŞTIR
Anayasanın 42. ve 48. maddesinde eğitim özgürlüğü, serbest teşebbüs ve çalışma özgürlüğü tanındığını dile getiren Gündel, kapatmaların bu maddelerle neden çakıştığını şu şekilde sıraladı;
"Anayasa'daki bu maddelerde eğitim - öğretim özgürlüğünü vatandaşa sınırsız olarak verilmiştir. 42. maddeyle devlet eğitimi tekel olmaktan çıkmıştır. Özellikle Anayasanın 48. maddesindeki serbest çalışma özgürlüğü ve teşebbüs özgürlüğü noktasında Anayasa herhangi bir kanunla kısıtlama yapılabileceğine yer vermemiş. Bu nedenle kişilerin çalışma özgürlüğünde herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir. Bu alanda yapılabilecek, yasayla da olsa, herhangi bir kısıtlamanın kuşkusuz Anayasa Mahkemesi'nden döneceği açıktır. Çok bariz bir şekilde Anayasa'ya aykırılık teşkil edecek bir düzenlemeyi de her ne pahasına olursa olsun Türkiye'nin gündemine taşımanın herhangi bir anlamlı yanı olmadığını düşünüyorum."
SAMANYOLUHABER.COM