Dünkü duruşmada yine adından söz ettirmeyi başardı
sanık Çiçek. Davayı takip eden gazetecilerden
Büşra Erdal'a sarı bir zarf verdi. Aslında bu ilk değildi.
Dursun Çiçek daha önce de avukatları aracılığı ile medyaya sık sık
mesaj gönderdi.
Yazdığı sayfalar dolusu mektupta "ben suçsuzum" diyor ama suçluyu açıklamıyordu. Hatta serbest olduğu dönemde
İstanbul Adliyesi önünde gazetecilere bile konuşmuştu.
Kızı ve aynı zamanda avukatı olan
İrem Çiçek de bir keresinde dönemin komutanları için "neden konuşmuyorlar" diye sormuştu. Dursun Çiçek de
Kasım 2009'da,
mesai ve devre arkadaşları ile yakınlarına "Gerçekler" başlıklı bir
elektronik posta gönderdi. O postada, yine üstlerini işaret ediyordu.
Sonraki dönemde de İrem Çiçek babası için "üstlerine karşı itaatkarlığı ile tanınır" mesajları verdi. Dursun Çiçek de
Millete Komplo Davasının ilk duruşmasında ağlayarak "bana ne görev verildiyse onu yaptım" demişti.
Dursun Çiçek'in Balyoz'un ikinci duruşmasında da yine basına kapalı zarflar vermesi, akıllara iki soru getirdi; Çiçek mahkemede konuşmaktan mı çekiniyor yoksa biryerlere konuşurum mesajı mı veriyor?