Kamuoyunda '
AK Parti ve Gülen'i bitirme planı' olarak bilinen
belgeyle ilgili açılan
davada
tutuklu yargılanan
Albay Dursun Çiçek,
İnternet andıcı belgesinin gerçek bir belge olduğunu söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 22. duruşmasında, tutuklu
sanıklardan Kurmay
Albay Dursun Çiçek, Avukat
Serdar Öztürk ve eski
Aydınlık Dergİsi Genel Yayın Müdürü Deniz
Yıldırım hazır bulundu. Kırmızı bültenle aranan ve hakkında
yakalama kararı bulunan firari sanık
Bedrettin Dalan ile diğer 3 tutuksuz sanık ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Hasan
Hüseyin Özese, sanıklar ile
avukatların taleplerinin alınacak olması nedeni ile
tanık dinlenmesi işlemine ara verdiklerini açıkladı. Talepte bulunmak için ilk sözü tutuklu sanık Çiçek aldı. Sanık Çiçek,
Ramazan ayının tüm insanlık alemi için hayırlara vesile olmasını dileyerek sözlerine başladı. Çiçek,
mahkeme heyetine hitaben, "Akıl ve vicdanınıza göre karar verdiğinize inanıyoruz. Aksi halde geçen hafta aksaçlı Genel
kurmay Başkanı örneğinde olduğu gibi verirsiniz
istifanızı ve çeker gidersiniz" ifadesini kullandı.
Asker sanıkların hukuksuzca tutuklandığını ve aileleri ile birlikte işkence çekmeye mahkum edildiğini ileri süren Çiçek'in, "Bu saate kadar
akıl ve vicdanınız ile kararlar verdiğinize inanarak sabrettik. Ancak her sabrın bir sonu vardır. 'Hukuki süreç işliyor' yalanına kimse inanmıyor artık" şeklindeki sözleri dikkat çekti.
Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanının
emekliliklerini istemesine de değinen Dursun Çiçek, "Sine-i Millete dönerek gösterdikleri fedakarlıklardan güç alan komutanlarımız, istifa ederek tarihe not düşmüşlerdir. Başta güven ve destekleri için teşekkür ederim. Bunu bir vicdan borcu olarak ifade etmek istedim. Ülkemizde huzur ve güveni sağlamak için canı ve kanı pahasına özveri ile görev yapmaş olan TSK mensupları, ettikleri yeminin orduya ve millete sadakatin,
demokrasi ve hukukun gereği olarak kendilerine reva görülen bütün haksızlıklara, hak ve
adalet beklentisi ile
sabır göstermektedir" dedi.
Bu davalarda hukuk ve yasanın uygulanmadığını iddia eden Çiçek, komutanların emeklilliklerini istemelerine ilişkin "Devlet adamı kimlikleri ile insan odaklı
yönetim anlayışını benimseyen bu tavır liderlik vasıflarını göstermektedir. Yıllardır omuz omuza görev yaptığımız komutanlarımızın istifa gerekçelerinde açıkladıkları güven ve desteklerine teşekkür ediyorum" değerlendirmesini yaptı.
Gizli tanık ifadelerini eleştiren Çiçek,
Erzincan Ergenekonu davası sanıklarının 14 ay önce
Yargıtay tarafından
tahliye edildiğini, kendisini ise gariban olarak tanımlayarak gerçek dışı
gizli tanık anlatımları ve sahte evraklarla 17 aydır tutuklu olduğunu ve bunun sorumlusunun da mahkeme olduğunu öne sürdü. İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
İnternet andıcı davasının kabul edildiğini belirten Çiçek, "Bu davanın benle ne ilgisi var?
Savcı, davaların birleştirileceğinden nasıl bu kadar emin olabilir? Bu dava için de birleştirme kararı var ama 16 aydır birleştirilmiyor. Mahkemenin yasal haklarına sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. 30
Ağustos'tan sonra emekli olacağım. Bu Ağustos,
muvazzaf subay olarak son duruşmam.
Şeref ve onurumla
hizmet verdiğim mesleğimden, makamımı selefime teslim ederek ayrılmak istiyorum. Hasta anneme, Ağustos ayında elini öpeceğime ilişkin verdiğim bir söz var, eğer müsa
deniz olursa" dedi.
İnternet andıcı belgesinin gerçek bir belge olduğunu ve bunu her yerde anlattığını belirten sanık Çiçek, "Bunu her yerde söyledim. Bu (
İrticayla Mücadele Eylem
Planı) sahte plan da gerçek olsa bunu da söylerdim. Oysa bizimkisi belge değil, evrek değil, sadece bir kağıt parçası ama bizim tutuklanmamıza yetiyor" dedi. İnternet andıcı belgesi ile ilgili olarak da Çiçek, "Bir internet sitesinde 5 ayrı haber yayınlanmış. O haberler de başka kaynaktan alınmış. Ayrıca 200 haber var deniliyor ama bu internet sitelerinin arşivleri yok edildiği için bu haberleri bulmak imkansız" ifadesini kullandı.