ÇİÇEK'E ASKERİ SORUŞTURMA:
İrticayla Mücadele
Eylem Planı'nı hazırladığı iddia edilen Kurmay
Albay Dursun Çiçek hakkında
sivil savcılığın
soruşturması sürerken askeri savcılığın da Çiçek'le ilgili "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla soruşturma açtığı ortaya çıktı.
EMNİYET RAPORU DA DİKKAT ÇEKİCİ: İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın ıslak
imzalı orijinalinin bulunduğu,
Adli Tıp Kurumu'nun da bu yönde
rapor verdiği kamuoyuna yansımışken bu kez Emniyet Kriminal Laboratuvarı'ndan da
belgedeki imza için "Çiçek'in eli ürünü" olabileceğini teyit eden ikinci raporun geldiği belirtildi.
GENELKURMAY SORUŞTURUYOR: Genel
kurmay'ın, "Islak imzalı orijinal belge askeri savcılığa ulaştırılır ve belgenin gerçekliğinden kuşku duyulmazsa, görevi kötüye kullanma suçlaması ile
dava açılacak" görüşünü bildirdiği ifade edildi.
GÜVEN SORUNU:
Genelkurmay'ın özellikle
emniyet ve istihbarat kurumları arasındaki işbirliğinin yetersizliğine ve karşılıklı güvenin eksikliğine dikkat çektiği belirtiliyor. Edinilen bilgilere göre Genelkurmay, "Emniyet birimlerinin,
şüpheli buldukları askeri
personeli uzun süre takip altında tuttuğu anlaşılıyor. Bu durum kurumlararası çekişmeye dönüşüyor. Gerekli bilgilendirme yapılsa ilgili
askeri personel hakkında zaten idari ve askeri
ceza kanunu çerçevesinde işlem tesis edilir" görüşünü hükümete iletti.
KAPIŞTIRAN DOKÜMAN
Ergenekon soruşturması kapsamında
7 Haziran 2009'da tutuklanan
avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda yapılan aramada 4 sayfalık yeni İrticayla Mücadele Eylem Planı başlıklı bir doküman ele geçirilmişti. Planın altında Genelkurmay
Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde görevli Deniz Piyade Kurmay Kıdemli
Albay Dursun Çiçek'in imzasının bulunduğu belirlenmişti. 2009'un temmuz ayında şüphe üzerine
Beşiktaş Adliyesi'ne getirilen ifadesi alındıktan sonra tutuklanmıştı. Albay Çiçek
itiraz üzerine serbest bırakılmıştı. Bu arada belgenin orijinal olmaması, fotokopi üzerinden yapılan imza analizinin güvenilir sonuç vermemesi nedeni ile
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, söz konusu planı, "hukuken kağıt parçası" olarak nitelendirmişti. Albay Çiçek'in tutuklanıp, serbest bırakıldığı bu süreçte önemli bir başka gelişme ise
Ekim 2009'da yaşanmıştı. Belgenin ıslak imzalı orijinalinin
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırıldığı açıklanmış ve
Adli Tıp Kurumu'nun, belgedeki imza için Albay Çiçek'in eli ürünü olabileceği yönünde rapor verdiği belirtilmişti.
İKİNCİ KEZ SERBEST KALDI
Kasım 2009'da da "imzasız bir
ihbar mektubu" yine savcılara gönderilmişti. 12 Kasım 2009'da Albay Dursun Çiçek'in tekrar ifadesine başvurulmuş, 43 saat
tutuklu kalan Çiçek daha sonra avukatın itirazı üzerine yine
tahliye edilmişti. İmzasız ihbar mektubunu gönderen subayın kimliğinin belirlenmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe veren Çiçek, geçen hafta içinde de eski
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun ifade verdiği saatlerde Beşiktaş Adliyesi yakınlarında görüntülenmişti.
ADLİYE ÖNÜNDE 'BELGE SAHTE' DEDİ
Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, geçen cuma günü Beşiktaş'taki
İstanbul Adliyesi önünden geçerken gazeteciler tarafından fark edilmişti. Çiçek, altında imzası olduğu öne sürülen belgeyi kabul etmediğini, sahte olduğunu söylemişti. Çiçek, gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine şunları söylemişti: "Benim için bu soruşturma bitmiştir. Soruşturma falan yoktur. Bir albay bir hükümeti yıkabilir mi? Hepsi palavra, hepsi yalan. Niye belgeyi incelemeye göndermiyorlar. Eğer korkmuyorlarsa, imzanın gerçek olduğuna inanıyorlarsa göndersinler. Çok güveniyorlarsa göndersinler. Tek raporla olmaz. Kurum da kabul etmiyor. Biz de kabul etmiyoruz. Genelkurmay kaç sefer istedi niye göndermiyorlar. Suç işliyorlar."
OKAN MÜDERRİSOĞLU-SABAH