Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül, NATO Zirvesi'nde güncellenen "Stratejik Konsept"in
Türkiye'nin arzu ettiği şekilde çıkmasının sevindirici olduğunu söyledi. Türkiye'nin
füze savunma sistemi ve AB ile ilişkiler konusundaki ilkesel duruşunun "çok konuşulduğunu" belirten Gül, "NATO'nun üyesi olmayan ama AB'nin üyesi olanlar da var. Bu konularda bizim bir duruşumuz söz konusuydu. Stratejik Konsept'te bu konu dikkate alındı. Metin yazımının buna göre yapılmasından memnuniyet duyuyoruz" dedi. Gül zirveyi "Türkiye'nin temel ilkelerini savunan, prensipli bir tavır takındık. İlkeli pozisyonumuz NATO'nun prestijini korudu" sözleriyle değerlendirdi. Türkiye'nin, seçilmesine başlangıçta mesafeli durduğu çıktığı NATO Genel Sekreteri Anders Fogh
Rasmussen, bu yıl şaşırttı. Ankara'nın, AB-NATO
işbirliği konusundaki tezlerine
destek veren Rasmussen'e Gül de teşekkür etti. Gül, füze savunma sisteminde Türkiye'nin nasıl bir rolü olacağının sorulması üzerine, "Teknik çalışmalar yapılınca, hangi ülkenin ne tür katkısı olacak, bunlar ileride görülecek konulardır" karşılığını verdi.
BEYAZ SARAY'DAN ACİL DUYURU
Konsey toplantısı sırasında Obama ve Gül alfabetik sıra gereğince yan yana oturdu. Bu düzen iki lider arasında sohbete de imkân sağladı. Gül, Obama ile görüşmesinde NATO-AB işbirliği ve füze savunma sisteminin yanı sıra
terörle mücadele konusunu da değerlendirdiklerini belirtti ve ABD'nin bu üç konuda Türkiye'ye destek verdiğini vurguladı. İki ülkenin karşılıklı desteği, Beyaz Saray'dan yapılan "acil duyuru" ile açıklandı. Açıklamada, "İki lider
ittifakın, 21'inci yüzyılın tehditlerine karşı yeni kapasitelerin geliştirilmesinde anlaştı. Başkan Obama, Gül'e, NATO'nun Yeni Stratejik Konsepti'ne verdiği destek nedeniyle teşekkür etti" ifadeleri yer aldı.
SONUÇ BİLDİRGESİ
İşte zirvenin 54 maddeden oluşan sonuç bildirgesindeki önemli satır başları:
AB İLE İŞBİRLİĞİ: Rasmussen'in AB Yüksek Temsilcisi Ashton ile birlikte çalışması benimsendi. Rasmussen,
Kıbrıs sorununu aşıp Türkiye'yi ikna etmek için neler yapılabileceğine ilişkin raporunu
Nisan 2011'de
Dışişleri Bakanları toplantısında sunacak.
BOSNA ÇABASI: Türkiye'nin etkin rol oynadığı bir diğer paragraf da
Bosna'nın istikrar çabalarına övüldü.
İRAN DESTEĞİ:
İran'ın nükleer programı ile ilgili ciddi endişelerin sürdüğü belirtildi. Ancak Türkiye "P5 artı 1 ile İran arasında görüşmelerin sürdürülmesini memnuniyetle karşılarız" ifadesinin konmasını sağladı.
SINIR HASSASİYETİ:
Ermenistan,
Azerbaycan,
Gürcistan ve Moldova'nın bağımsızlığı ve
toprak bütünlüğüne bağlılık vurgulandı.
KÜLFET PAYLAŞIMI: Güvenliğin bölünmezliği ilkesi çerçevesinde, "risklerin ve külfetin eşit paylaşımı" ilkesi benimsendi.
AB İLE KÖPRÜLERDEN ÖTEYE
İtalyan
La Repubblica gazetesine konuşan ABD Başkanı Obama,
Avrupa Birliği'ne uyum konusunda Türkiye'yi reformlara devam etmesi için
teşvik ettiklerini belirtti. AB kriterlerine ulaşmasının Türkiye'nin çıkarına olacağını söyleyen Obama, Türkiye'nin Avrupa'yla olan ilişkilerinin Boğaz'daki köprülerden öteye gittiğini vurguladı. Obama, "Ortak tarih, kültür alışverişi ve ticaret sizi birleşmeye itiyor. Türkiye'nin katılımı Avrupa'nın temellerini daha da genişletip, güçlendirir. Avrupa etnik çeşitlilik, gelenek ve
inanç kazanmış olur"dedi.
OBAMA İLE BAŞ BAŞA
Cumhurbaşkanı Gül, zirve sonrası ise ABD Başkanı Obama ile baş başa görüştü. Gül'ün "Artık elçinizi Ankara'ya göndermenizi bekliyoruz. Bunun için etkinizi kullanın" sözlerine, Obama, "Karar Kongre'nin ama elimden geleni yapacağım" diye
yanıt verdi. Gül görüşmede, NATO- AB işbirliği ve füze savunma sisteminin yanısıra terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını söyledi.
MÜZE GEZDİLER
Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi
Hayrünnisa Gül, lider eşleriyle tarihi sanat eserlerinin sergilendiği
Ricardo Espirito Santo Vakfını ve
Moda ve Tasarım
Müzesi'ni gezdi.
Hayrünnisa Gül, ayrıca
Lizbon Belediye Başkan Yardımcısı Alfonso'nun lider eşleri onuruna verdiği yemeğe katıldı.
Gül'den prensip dersi
Nato Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi'nin
akşam yemeğinin gündemini Kıbrıs belirledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy, AB'nin bir
aile olduğunu ve prensiplerine göre hareket ettiğini söyleyince, Gül yanıt verdi: "Prensiplerinizi siz yıktınız" NATO Liderleri'nin akşam yemeği, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Cumhurbaşkanı Gül arasında ilginç bir polemiğe sahne oldu. Sarkozy, NATO-AB işbirliğinin kaçınılmazlığını belirterek, AB'nin bir aile olduğunu ve belli prensipler çerçevesinde hareket ettiğini söyledi. Sarkozy, "Bizden prensiplerimizden vazgeçmemizi beklemeyin" diyerek AB'yi savundu. Cumhurbaşkanı Gül, Sarkzoy'den sonra söz alarak, "Haklısınız. Elbette her kurumun prensipleri vardır, size katılıyorum ama bildiğimiz kadarıyla AB'nin prensipleri arasında sınır sorunları olanı üye almamak da vardı. Neden 2004'te bu prensibinizi yıktınız. Türkiye, ABNATO işbirliği için
Kıbrıs sorunu çözülmeden tutumunu değiştirmeyecektir" dedi
Füze için dört adım var
Nato'nun yeni füze savunma sistemi, ABD'nin hazırladığı 2011-
2020 dönemini kapsayan dört aşamalı plana entegre edilecek. Konsey, Zirve'nin son gününde
teknikerlere gerekli hazırlıkların yapılması talimatı verirken bu çalışma önümüzdeki ay, NATO Daimi Temsilcileri tarafından başlatılacak. Böylece komuta-
kontrol konusunda
müzakereler başlayacak.
İLK AŞAMA- 2011: Türkiye'de muhtemelen biri Doğu
Karadeniz, diğeri Güney
doğu Anadolu'da olmak üzere iki
radar (AN/TPY-2 radarı) istasyonu kurulacak. Böylece Türkiye'nin tüm toprakları olası bir saldırıya karşı güvence altına alınacak. Radar istasyonlarında NATO personeli görev yapacak. Radar istasyonunda ABD'li askerlerin yanı sıra Türk irtibat subaylarının bulunması bekleniyor. Her bir radar yaklaşık 1000 kilometre çapında alanı tarama özelliğine sahip. Radar Anadolu'da konuşlanırsa, Türkiye'nin tüm hava sahasını en ince ayrıntısına kadar gözetleyebilecek. Düşman füzelerine karşı koyacak SM-3 füze rampaları ise Akdeniz'de konuşlanacak olan ABD gemilerinde bulunacak. ABD'nin bu yeteneğe (AEGIS) sahip 70 gemisi var.
İKİNCİ AŞAMA -2015: SM-3 füzelerinin "Block 1B" olarak kodlanan yeteneği ile geliştirilmiş versiyonu devreye girecek. Bu sistem gemilere ek olarak karaya da konuşlandırılabilecek. Kısa ve orta menzilli füzelere karşı etkili koruma sağlanacak.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA -
2018: SM-3 füzelerinin "Block II-A" versiyonu devreye girecek. Bu sistem kısa ve orta menzilli füzelere ek olarak orta-uzun (intermediate) füzelere karşı da koruma sağlayacak. nDÖRDÜNCÜ AŞAMA- 2020: SM-3 füzelerinin "Block II-B" versiyonu devreye girecek. Bu sistem İran'dan ABD'ye kadar ulaşabilecek kıtalararası
balistik füzelere karşı koyma yeteneğine sahip olacak.
Rusya füze kalkanında NATO ile çalışacak'
ABD ve NATO, Soğuk
Savaş yıllarından bu yana karşıt güvenlik gruplarında yer alan Rusya'yı resmen füze kalkanına davet etti. Ria Novosti'nin bildirdiğine göre ABD'nin NATO Büyükelçisi Ivo Daalder, Lizbon'da düzenlediği basın toplantısında, "Resmi olarak davetimizi Rusya'ya ilettik... Artık füze savunma sistemi çatışma konusu olmaktan çıktı, işbirliği alanı oldu" dedi. Öte yandan NATO-Rusya Konseyi, toplandı. NATO Genel Sekreteri Rasmussen, toplantıda balistik füze teknolojisinin yaygınlaşmasının NATO ve Rusya'ya ortak tehdit oluşturduğunu belirtti. Rusya Devlet Başkanı Dimitry
Medvedev ise zirve sonrası yaptığı açıklamada, "Füze savunma sistemi kurulmasında NATO ile birlikte çalışacağız" dedi.
Konsept'in yenilikleri
İttifakın temel prensiplerinden olan "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" ilkesi çerçevesinde toplu güvenlik kavramına bağlılık devam ederken
kriz yönetimi ve güvenlik işbirliği kavramları güç kazandı. Böylece NATO'nun Bosna
Hersek,
Kosova,
Afganistan ve Irak'ta oluşum halinde olan yeni misyonu tanımlandı.
Bugüne kadar konvansiyonel silahlara karşı mücadele veren NATO'nun öncelikli risk tanımlamasında balistik füzeler de yerini aldı.
Enerji güvenliği ve ittifakın bu konuda adım atması gerektiği ilk defa ana metinde yer aldı.
Siber tehditler tanımı güvenli çevre için eklenen yeni işbirliği alanı oldu.
Rusya ile ittifak arasındaki işbirliği yeni bir çerçeveye oturdu. İşbirliğinin geliştirilmesi benimsendi.
Taliban ile uzlaşma
Nato ve ortakları, Afgan hükümetinin Taliban'la uzlaşma çabalarına destek verdi. Zirvede kabul edilen bildiride, "Kalıcı istikrarı sağlamak için uzlaşma ve yeniden entegrasyon sürecine" vurgu yapılarak şöyle denildi: "Afgan önderliğinde, şiddetten vazgeçen,
terörist gruplarla bağlantılarını kesen ve Afgan Anayasası'nı kabul eden direnişle uzlaşma ve yeniden entegrasyon çabalarını desteklemeye devam edeceğiz." Zirvede, NATO ile Afganistan arasındaki
yetki devrinin 2011'de başlayarak 2014 sonunda tamamlanması konusunda anlaşmaya varıldı.
Anlaşmalar sonrası Cumhurbaşkanı Gül memnuniyetini bu sözlerle ifade etmişti: