"Dükkan Neden Kapalı?" ya da "Geldi O Şuh Meclis'e!"
Geçen haftadan önemli bir enstantaneyi gözümüzün önüne getirelim:
Genelkurmay Başkanı
Org. Yaşar Büyükanıt Çankaya'daki resepsiyonda "27
Nisan bildirisi ne olacak?" şeklindeki soruya şu esprili karşılığı vermişti: "Dükkanı kapattım. İşim çıktı!"
* * *
Görüyorsunuz, kırk
takla atıyorlar ama Org. Büyükanıt'a dükkanı açtıramıyorlar.
Genelkurmay Başkanı'na "
27 Nisan e-
muhtırası"nı destekler mahiyette bir cümle sarf ettirebilmek için sordukları "tuzak sorular" havada asılı kalıyor, boşa gidiyor...
Büyükanıt daha önce 27 Nisan'la ilgili bir soruya "12 Nisan'ın arkasındayım" demişti; "27 Nisan'ın arkasındayım" dememişti!
Apoletli takımı bu bariz gerçeği özenle hasıraltı etmiş; hiç sıkılmadan Büyükanıt'ın cevabını "27 Nisan'ı da içeriyormuş gibi" yazmışlardı...
Bu sütunda, Büyükanıt'ın şimdiye kadar 27 Nisan lehinde tek kelime dahi etmediğini ısrarla hatırlatıyorum!
Sadece bu gerçek dahi tek başına -27 Nisan'ın aslında bir muhtıra olmadığının, bir "emrivaki" anlamına geldiğinin ve TSK'yı bağlamadığının kanıtıdır...
Dikkat ediniz, Org. Büyükanıt'ın bugüne kadar neden asla 27 Nisan'ı destekleyen tek bir açıklaması bile olmadığını "necip basınımız" kasten sorgulamıyor: Çünkü işlerine gelmiyor. Ama elbette gerçek değişmiyor. Değil Egemen
Medya;
Rupert Murdoch amcaları Neo-Çılgın takımı ile hep beraber gelseler hakikatin ortaya çıkmasını yine engelleyemezler...
"Askerle arası çok iyidir" diye tanımlanan; "27 Nisan bildirisini haber alan ilk gazeteci" olduğunu ise bizzat vurgulayan "Apoletli
Yazar" dünkü Radikal'de yayınlanan röportajda "
27 Nisan muhtırası verilirken Büyükanıt Paşa'nın emriyle düğmeye basıldığını" iddia ediyor. Kendisine bu bilgiyi "bayağı kuvvetli bir
general"in haber verdiğini söylüyor. "Muhtıranın internet sitesine konması için kim emir verdi?" sorusuna "Kesinlikle Yaşar Paşa!" cevabını veriyor...
Bu satırların yazarı da açık seçik diyor ki: "Paşa emir verdi" tezi kesinlikle bir dezenformasyondur!
İnternette gece yarısı ansızın beliriveren "27 Nisan Sanal Açıklaması" Org. Büyükanıt'ın talimatı ile konulmamıştır!
Şöyle bir düşünün: Genelkurmay Başkanı "muhtıra" diye anılan metnin internet sitesine konulması için emir verecek ama ondan sonra asla 27 Nisan'ı ağzına almayacak. Üstelik mütemadiyen "12 Nisan'ın arkasındayım" dediği halde hiç 27 Nisan'dan söz etmeyecek: Olacak iş değil!
Bir başka "
psikolojik harekât" da "
Dolmabahçe Zirvesi" hakkındaydı. Ne diyorlardı? "Büyükanıt, Erdoğan'dan Gül'ü
aday göstermemesini istedi; Erdoğan da Gül'ü aday yapmayacağı konusunda Yaşar Paşa'ya söz verdi!"
Böyle bir
diyalog asla yaşanmadığı halde kamuoyunu taammüden yanıltmaya çalıştılar. Şu ana kadar yaşadıklarımız "Dolmabahçe Protokolü" tezinin tümüyle uydurma olduğunu fazlasıyla gösterdi...
Dahası, Dolmabahçe Zirvesi sivilleşme yolunda önemli bir adımdı: Büyükanıt'ın 27 Nisan'dan hiç bahsetmemiş olması ile sözünü ettiğim husus birbiriyle bağlantılıdır!
***
367'NİN YIKILIŞI: Meclis Genel Kurulu'nda dün yapılan Çankaya
oylamasında beklendiği gibi "367 Barikatı" berhava oldu. 27 Nisan'daki ilk tur oylamada Meclis'te arz-ı endam etmesi engellenen "Şuh Demokrasi" dün Genel Kurul'da kendisini gösterdi ve "367 Oyunu"nu siyasi tarihimizin çöplüğüne attı...
Abdullah Gül'ün ilk turda
cumhurbaşkanı seçilmesi beklenmiyordu. Nitekim ilk turu 341 oyla kapattı. Dünkü oylama Gül'ün Çankaya'ya üçüncü turda çıkacağını göstermiş oldu.