Dövmekten beter etme oyunu!-Yorum

Toplumun çok büyük bir kesimi artık oynanan oyunun farkında. Terörle mücadele, şehit cenazeleri, sınır ötesi operasyon konuları, seçim sürecinde AK Parti'yi hırpalamaya yönelik alanlar haline getirilmek isteniyor.

Dövmekten beter etme oyunu!-Yorum

Amaç; darbe sopası göstererek, bir toplum mühendisliği projesiyle AK Parti'yi dövmekten beter etmek, seçim sandığına sedye ile götürmek. Bu arada ülke karışırmış.. bir savaş macerasına sürüklenirmiş.. insanımız kutuplaşırmış.. hiç umurlarında değil. Şu şehit cenazelerindeki gözü dönmüşlüğe, saygısızlığa bakın mesela. Hükümet yuhalanıyor. En çok seveninin bulunduğu Manisa'da Bülent Arınç gibi bir insana, Meclis Başkanı'mıza hakaret ediliyor. Bu bir saldırı, bu bir provokasyon. Sayın Arınç sakin davranmasa halk birbirine girer. Zaten istenen de bu. Ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Demirel, "Bunlar milletimizin reaksiyonudur" diyor. Konumu itibarıyla milleti sağduyuya çağırması gereken bir insan, saygısızlığa ve hukuksuzluğa kılıf biçiyor. MHP lideri Sayın Bahçeli'ye seslenmek istiyorum. Terör konusunda, şiddete bulaşmama konusunda hep sağduyulu davrandı. Cami avlusunda partisinin işaretini yapan gelenekten, edep ve adaptan yoksun adamlar var. Aynı sorumluluğu bir daha gösterip, o adamların partisiyle bir ilişkisi bulunmadığını, MHP'nin şehit cenazelerini istismar edenlerle bir işinin olmadığını açıklaması lazım. Gerçekten bir akıl tutulması yaşıyoruz. Yargı, Silahlı Kuvvetler, üniversiteler ve muhalefet partileri savunulamayacak konumlara savruldular. Bir 367 rakamı, Anayasa Mahkemesi'ne olan güveni en alt sıralara indirdi. Darbe tehditli sanal muhtıralar, halkı kitlesel reflekse çağıran bildiriler, sanki askerin hükümetle bir hesaplaşması varmış gibi bir görüntü, öncelikle Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratıyor. Medya önünde tartışılan sınır ötesi operasyon konusu neredeyse 'askerden yana mısın, hükümetten yana mı? Yoksa savaşa karşı mısın?' diye abuk sabuk bir soruya dönüştürülüyor. Sanki terörün kesin çözümü bir sınır ötesi operasyona bağlıymış, Irak'a girilince Türkiye Güneydoğu meselesini kesin çözecekmiş gibi bir yaklaşım var. Irak'a girmek düpedüz savaşa girmektir. Bunun bir tuzak olduğunu aklı başında herkes görüyor iken, buna karşı çıkmak neredeyse vatan hainliği ile denk tutulacak. Önceki gün yapılan güvenlik zirvesinde 'hükümet ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki çalışmaların tam bir uyum ve eşgüdüm içerisinde yürütüldüğü' ifadesine herkesin saygılı kalması lazım. Mesela Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine gece yarıları bildiri koyma yanlışına neden son verilmiyor? Uyum ve eşgüdümle bu davranışın ne alâkası var? Asker sözünün eridir. Ben iddia ediyorum, Genelkurmay Başkanı'mız, güvenlik zirvesi sonuç bildirisinde yer alan yukarıdaki ifadeyi bizzat söylesin, şehit cenazelerinde kimse hükümet aleyhine gösteri yapma cesareti bulamaz. Çıksın Sayın Büyükanıt, 'hükümetimiz, terörle mücadelede ne istiyorsak veriyor, bize her türlü desteği sağlıyor. Terörle mücadelede asker, hükümet, yargı, polis, devletin bütün kurumları el eledir. Şehit cenazelerindeki gösteriler terörle mücadeleyi zaafa uğratır' desin, Türkiye o saat rahatlar. Ülke olarak, yönetim olarak elimizde çok basit, makul çözümler olduğu halde, bir akıl tutulması ile kendimize yazık ediyoruz. Makul çoğunluk bir istikrar abidesi gibi vakarla dik ve sakin dururken, siyaseten gözü dönmüş bir azınlık, sonu nereye varırsa varsın diyerek kızgınlık ve öfke ile sağa sola saldırıyor. Gelin bir cümlede buluşalım: Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığında samimi olalım. Hüseyin Gülerce/Zaman
<< Önceki Haber Dövmekten beter etme oyunu!-Yorum Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER