Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama’nın ‘ABD’nin Irak’ta tek başına askeri bir operasyon içine sokmak istemediği’ yönündeki açıklamalarını değerlendirdi.
Musul’da şartların olağanüstü bir nitelik taşımaya başladığı ilk andan itibaren teyakkuza geçen ilk ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Davutoğlu, “6-7 Haziran’dan itibaren tüm taraflarla görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile o günlerde ve dün de görüşmelerimiz sürdü ve istişarelerimiz sürdü. İran Dışişleri Bakanı ile dün akşam görüşme yaptık. Merkezi hükümetle ilişkiler bağlamında Irak Dışişleri Bakanı ile neredeyse her gün temas halindeyiz. Türkiye, bugün Irak ve Suriye sathında en uzun sınıra sahip ülkedir. Buradaki her bir güvenlik riski Türkiye’yi doğrudan ilgilendirmektedir. Bu güvenlik riskinde bir anlamda geçmişteki tecrübeleri ve katkıları itibariyle bütün ülkelerle özellikle de ABD’nin bu güvenlik riskinin giderilmesi konusunda yapabileceği katkılar herkesçe malumdur. Şimdiye kadar gündeme getirilen hususlardır. Detaylı istişaremizi bütün taraflarla yürütüyoruz.” diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı'nda Musul'daki krizle ilgili koordinasyon toplantısı yapıldı. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri katıldı. Toplantının ardından, Davutoğlu basın toplantısı düzenledi, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, “80 kişinin gruplar halinde tahliye edileceği söyleniyor, bu doğru mu?” sorusuna Bakan Davutoğlu, “Bu konuda bir açıklama yaptık. Bu kadar kritik bir süreç ki bu süreçlerde birçok haber yapılır, birçok kanallar devreye girer, belki çoğu iyi niyetle kamuoyunda bir haber enflasyonu olur. Bizim bir ilkemiz var, şimdiye kadar yüzlerce vatandaşımızı bu şekilde zor şartlardan çıkardık. O vatandaşımızla bizim bir yetkilimiz temasa geçip, onu almadan biz bizzat telefon edip onun sesini duymadan hiçbir şekilde bu konuda net ve teyit edilmiş bir tutum takınmayız. Bu şekilde bahsedilen şekilde haberler yayıldı. Bütün oradaki vatandaşlarımızın sağ salim Türkiye’ye gelebilmesi için her türlü çalışmalar yürütülüyor. Şu anda da yürütülen çalışmalar var ama takdir edersiniz ki kamuoyunun her şeyi bilmek hakkı ama sürecin kendi doğası gereği selameti açısından bu bilgiler mahrem kalmalı. Gece gündüz bu konuda çalışmalar sürüyor.” cevabını verdi.
BİR ŞİRKET 160 ELEMANI İÇİN İLAVE SEFER İSTEDİ
“Bağdat’a ek seferler konması gündemde mi?” sorusuna karşılık Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “Bakanlığımız ve THY Bağdat Büyükelçiliğimizle temas halindedir. Şu ana kadar 2 kez dar gövdeli THY uçağı yerine geniş gövdeli bir uçak gönderilmiştir talep üzerine. Bunun dışında bir şirketimiz 160 elemanı için ilave sefer istedi. Bu da sağlanacak, bunun dışında THY ve bakanlığımızdan herhangi bir talep şu an için söz konusu değil. Bağdat büyükelçiliğimiz ile sürekli bakanlık ve THY temas halindedir.” cevabını verdi.
'ABD Başkanı Barack Obama’nın, yaptığı açıklamada ABD’nin Irak’ta tek başına askeri bir operasyon içine sokmak istemediğini dile getirdi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?' sorusuna ise Davutoğlu, şu cevabı verdi: “Musul’da şartlar olağanüstü bir nitelik taşımaya başladığı ilk andan itibaren belki de teyakkuza geçen ilk ülke Türkiye oldu. 6-7 Haziran’dan itibaren tüm taraflarla görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile o günlerde ve dün de olmak üzere farklı telefon görüşmeleri krizin ilk aşamasında da telefon görüşmelerimiz sürdü ve istişarelerimiz sürdü. İran Dışişleri Bakanı ile Sayın Ruhani’nin ziyareti dışında dün akşam görüşme yaptık. Merkezi hükümetle ilişkiler bağlamında Irak Dışişleri Bakanı ile neredeyse her gün temas halindeyiz. Bütün bu temaslarda esas itibariyle ABD ile yürüttüğümüz temaslarda tam kriz esnasında sayın müsteşarımız da ABD’de temas halindeydi. Yoğun gündem içinde o temasları yürütme zorunluluğu vardı. Yakın bir işbirliği ve istişare halindeyiz. Türkiye, bugün Irak ve Suriye sathında en uzun sınıra sahip ülkedir. Buradaki her bir güvenlik riski Türkiye’yi doğrudan ilgilendirmektedir. Bu güvenlik riskinde bir anlamda geçmişteki tecrübeleri ve katkıları itibariyle bütün ülkelerle özellikle de ABD’nin bu güvenlik riskinin giderilmesi konusunda yapabileceği katkılar herkesçe malumdur. Şimdiye kadar gündeme getirilen hususlardır. Detaylı istişaremizi bütün taraflarla yürütüyoruz.”
CİHAN