Dördüncü'nün bu yazısına ilişkin,
Hükümeti aşağılamak,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'a yazdığı bir dilekçeyle ilgili de
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'a
hakaret suçlarından, toplam 9 bin YTL adli para cezasına çarptırıldı.
İstanbul 1. Sulh
Ceza Mahkemesinde ilk olarak, Dördüncü hakkında Belediye Başkanı Topbaş'a yazdığı dilekçede Topbaş ve Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle açılan
davanın duruşması yapıldı.
Müşteki Topbaş'ın
avukatı Abdullah Pehlivan, müvekkilinin yoğun işleri nedeniyle duruşmada hazır bulunamadığını ifade etti.
Mahkeme hakimi, müşteki
Kadir Topbaş ile
mağdur Recep Tayyip Erdoğan ve
tanık Selami Öztürk'ün dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verdi.
Duruşmada söz alan Mehmet Fethi Dördüncü, ''Eleştiri amacıyla kaleme alınmış, muhataplara gönderilmiş yazılar söz konusudur. Beraatime karar verilmesini talep ederim'' dedi.
Dördüncü'nün avukatı
Coşkun Kurt da müvekkilinin Kadir Topbaş'a yönelik
eleştiriden öteye gitmeyecek beyanları olduğunu savundu.
Kurt, mağdur Erdoğan yönünden de iddianamedeki suç vasıflandırılmasının yerinde olmadığını, gıyapta hakaretin ihtilat unsurunun oluşmadığını savunarak
beraat talep etti.
-KARAR-
Davayı karara bağlayan hakim, Dördüncü'nün müşteki Kadir Topbaş'a karşı eylemini eleştiri ve ağır eleştiri sınırları içerisinde değerlendirerek beraatine hükmetti.
Mahkeme, Dördüncü'nün mağdur Recep Tayyip Erdoğan'a karşı sözlerinin ve eyleminin ise eleştiri ve ağır eleştiri sınırlarını aşarak, seçilen sözcükler itibari ile onur kırıcı nitelikte ve hakaret anlamı taşıyan sözlerden oluştuğu kanaatine vararak, TCK'nın 125/3. ve 61 maddeleri gereğince suçun işleniş biçimi, failin güttüğü amaç nazara alınarak 1 yıl
hapis cezasına hükmetti.
Dördüncü'nün duruşmadaki tavrı ve
mahkemeye karşı tutumu nedeniyle cezası 10 ay hapse indirildi.
Kısa süreli bu
hapis cezası, Dördüncü'nün yaşı ve yargılama sürecinin sonunda gözlenen pişmanlığı dikkate alınarak 6 bin YTL adli para cezasına dönüştürüldü.
Mahkeme, bu cezayı, yeni
ceza kanunu ertelemeyi yalnızca hapis cezalarına hasretmiş olduğundan ve ayrıca sanığın ileride suç işlemeyeceği yolunda kanaat oluşmadığından ertelemedi.
Ekonomik gücü göz önüne alınarak Dördüncü'nün cezayı 24 ay süreyle taksitler halinde ödemesine, taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde kalan miktarın bir defada tahsil edilmesine ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrilmesine karar verildi.
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Mehmet Fethi Dördüncü'nün,
Göztepe Parkına cami yapılması konusunun gündeme getirilmesine kızarak, gazetelerden kestiği kupürleri de ekleyip 2005 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'a hitaben bir dilekçe gönderdiği belirtiliyordu.
Sanığın dilekçedeki ifadelerine yer verilen iddianamede, bunun eleştiri sınırlarını aştığı ve Başbakan Erdoğan ile Belediye Başkanı Topbaş'a hakaret edildiği kaydediliyordu.
-301. MADDEDEN CEZA...-
Mahkemede daha sonra, Fethi Dördüncü hakkında 17
Ekim 2005'te Selanik'teki
Atatürk Evi'nde bulunan
Şeref Defterine yapıştırdığı ''Atam'' başlıklı yazıdaki ifadeleri ile eleştiri sınırlarını aşarak ''
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağıladığı ve Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği'' gerekçesiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı.
Bu duruşmada da ifade veren Dördüncü, Selanik'teki Atatürk'ün doğduğu eve 5 kez gittiğini anlattı. Şeref Defterine ''Atam'' başlıklı yazıyı yazdığını söyleyen Dördüncü, suç kastı bulunmadığını anlattı.
İktidarın pek çok uygulamasını beğenmediği için önce bütün
Bakanlar Kurulu üyelerine ve
TBMM Başkanı'na yazılar yazdığını, ancak kendisine
cevap veren olmadığını söyleyen Dördüncü, ''Ben de daha önce defalarca gittiğim ve kutsal bir mekan olarak bildiğim Selanik'teki Atatürk evine gittiğimde yazdığım yazıda özellikle Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki ve sonraki söylemleri arasındaki çelişkilere atıfta bulunarak şikayet amacıyla söz konusu yazıyı kaleme aldım. Bu yazılar tek tek ve bütün olarak incelendiğinde suç kastımın olmadığı anlaşılacaktır'' dedi.
Dördüncü'nün avukatı Coşkun Kurt ise müvekkili hakkında tek bir yazılı metne dayandırılarak iki ayrı
suçlama ile dava açıldığını, davalardan birinin Başbakan Erdoğan'a görevi nedeniyle hakaret, diğerinin de hükümeti aşağılama suçlamasını içerdiğini vurguladı.
Başbakan'a hakaret suçlamasının olsa olsa gıyapta hakaret olarak değerlendirilebileceğini ifade eden Kurt, bunun da 3 kişi ile ihtilat edilerek yapılması gerektiğini, bu ihtilatın da
sanık iradesiyle oluşturulması, sonradan oluşmaması gerektiğini dile getirdi. Kurt, ''Esasen yazıda hakaret kastı da bulunmamaktadır. Eleştiri sınırları içerisinde kalmıştır'' dedi.
Kurt, hükümeti aşağılama suçlamasına ilişkin ise aleniyet unsurunun oluşmadığını, çünkü fiilin işlendiği sırada bulunulan ortamda müvekkilinden başka kimse olmadığını, yazılan yazılara ulaşacak kişinin o an için olmadığını, daha sonraki öğrenmelerin ise
Yargıtay içtihatlarına göre aleniyetten sayılmadığını ifade etti.
Ayrıca aşağılama suçunun da oluşmadığını iade eden avukat Kurt, bu nedenle müvekkilinin her iki suçlamadan da beraatini istedi.
Mahkeme hakimi, müşteki Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret konusuyla ilgili olarak, bir önceki duruşmada aynı sanık tarafından aynı müştekiye karşı eylemden hüküm kurulduğu için bu davayı reddetti.
Mahkeme,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılama konusunda ise yazıdaki hükümet hakkında kullanılan ibarelerin eleştiri, ağır eleştiri sınırlarını aşan ve anlamları itibarı ile sözcüklerin hakaret ve aşağılama kastı ile sarf edilen sözcükler olduğundan tereddüt edilmediğinden, Dördüncü'yü, TCK'nın 301/2. ve 61. maddeleri gereği, suçun işlenmesindeki özellikler göz önüne alınarak takdiren 6 ay hapis cezasına çarptırdı.
Dördüncü'nün mahkemeye karşı tavrı göz önüne alınarak 5 ay hapse indirilen bu ceza, ileride suç işlemekten kaçınacağı yolunda mahkemede kanaat oluşmadığından ertelenmedi.
Hapis cezası, Dördüncü'nün yaşı, suçun işlenişindeki özellikler göz önüne alınarak 3 bin YTL adli para cezasına dönüştürüldü. Bu cezanın da 24 aylık taksitler halinde ödenmesine hükmedildi.
-DÖRDÜNCÜ İLE AVUKATININ AÇIKLAMALARI-
Fethi Dördüncü, duruşmaların ardından
adliye çıkışında gazetecilere temyize gideceklerini söyledi.
Hükümeti aşağılama suçundan da kendisine ceza verildiğini hatırlatan Dördüncü, ''Halbuki böyle bir şey yoktur. Ben hükümeti aşağılamamışımdır. Oradan da hapis cezası verdiler, paraya çevirdiler. Oradan da 3 milyar ceza gördüm. Fakat hükümetin manevi şahsiyetine ben hayatım boyunca hiçbir zaman hakaret etmemişim'' dedi.
Türk adaletine sonsuz saygısı olduğunu dile getiren Dördüncü, ''Memleketimi, vatanımı, milletimi de seviyorum. Bu memleket için maddi manevi canım dahi her şeyimi veririm ve ben 83 yaşındayım'' şeklinde konuştu. Açılan davaları anlatan Dördüncü, ''Türk adaletine güveniyorum, hürmet duyuyorum. Başka bir diyeceğim yok'' dedi.
Dördüncü'nün avukatı Coşkun Kurt ise ''Bugün iki dava daha bitirdik. Bizim davalarımız ya birinci ya da ikinci celsede bitiyor'' dedi.
Kararları temyiz edeceklerini söyleyen Kurt, ''Her iki kararın da bu haliyle Yargıtaydan döneceğine yürekten inanıyorum'' şeklinde konuştu.
Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin, Dördüncü'yü Başbakan Erdoğan'a 10 bin YTL
manevi tazminat ödemeye mahkum eden kararını da temyiz edeceklerini ifade eden Kurt, ''Dolayısıyla aleyhimize sonuçlanan 3 davayı da temyize gideceğiz'' dedi.
Avukat Kurt, şu ana kadar sonuçlanan davalar arasında,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın Dördüncü aleyhine açtığı ve reddedilen tazminat davasının da yer aldığını hatırlattı.