Sağlık Bakanlığı
Teftiş Kurulu,
Ergenekon tutuklusu Emekli General
Levent Ersöz’ün
Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne sevkiyle ilgili tamamladığı
soruşturmada, Ergenekon’un doktorları
baskı altında tuttuğu ve tehdit ettiği saptandı.
Ergenekon Terör Örgütü’nün bununla yetinmeyerek
hastane kayıtlarını da değiştirdiği belirlendi.
Firardayken
prostat tedavisi için geldiği
Ankara’da yakalanan ve tutuklandıktan sonra
kalp krizi geçiren Eski Jandarma
İstihbarat Başkanı General Levent Ersöz’ün
GATA’ya sevkiyle ilgili soruşturma kapsamında
Silivri Devlet Hastanesi ve Haseki Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’nde görev yapan 5 doktora ceza verildi. Ancak cezalar
kınama ve uyarı düzeyinde kaldı.
Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda Ergenekon örgütünün, doktorlara sevk konusunda maddi ve manevi baskılar yaptığı ortaya çıktı. Sevki imzalamayan doktorların Ersöz tarafından tehdit edildiği de bu soruşturma sonunda ortaya çıktı. Ersöz’ün doktorlara can güvenliğim tehlikede. Hastanenizde kalırsam sorumluluğu alırsınız” dediği de saptandı.
Cezalarının daha ağır olmaması doktorların baskı görmesine bağlandı.
Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, yapılan teftiş sonucu hazırlanan
rapor doğrultusunda doktorlara verilecek cezaları içeren yazıyı uygulanmak üzeri
İstanbul Sağlık Müdürlüğü’ne gönderdi. Doktorların
savunmalarının alınmasının ardından kendilerine verilen
disiplin cezalarının uygulanacağı belirtildi. Raporda, Ersöz’ün, ‘can güvenliğinin tehlikede olduğunu belirterek, GATA’ya sevk edilmesini istediği görüşüne de yer verildi.
Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Seydioğlu’nun imzasını taşıyan yazıda, Levent Ersöz’ün
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisi mümkünken, yaptığı muayene sonucu prostat operasyonu önerildiği, bu operasyonun mevcut ürolojik ve kalple ilgili sorunları stabil olduğunda, yoğun
bakım şartlarında yapılabileceği belirtilmesine karşın, askeri kimliği ve kişisel tercihi doğrultusunda GATA’ya sevkinin yapıldığı ifade edildi.
Silivri Prof. Dr. Necmi Ayanoğlu Devlet Hastanesi, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırması Hastanesi görevlileri hakkında düzenlenen Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 11.3.2009 tarih ve 2411 sayılı yazısı üzerine,
İstanbul Valiliği’ne gönderilen yazıda,
hastane ve doktorlarla ilgili şu tespitlere yer verildi:
Kartal sorumluluğu almak istememiş
“Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hasta Levent Ersüz adına düzenlenen 9.2.2009 tarihli durum bildirir sağlık kurulu raporunda, hasta Levent Ersöz’e
kardiyolojik açıdan medikal kararı verilmiştir. Üroloji konsültasyonu sonucu prostat ameliyatı önerilen hastaya, koroner arter (kalp
damar) hastalığı nedeniyle hem üroloji, hem de kardiyoloji kliniği bulunan tam teşekküllü bir hastanede yapılmasının uygun olduğu belirtilmiştir. Yine koroner arter hastalığı (LAD-stentli)+hiper
tansiyon+ bening prostat hiperplazisi tanılarının konulduğu, bağlı bulunduğu tam teşekküllü bir hastanede takibi ve cerrahisinin uygun olduğu kararına varılmıştır.”
TİA tanısını kim nasıl koydu?
Bilirkişi raporu, alınan ifadeler, mevcut belgelere göre hastanın Kartal Koşuyolu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatarak tedavi gördüğü süreçteki kayıtlara ve ilgililerin beyanlarına göre bu hastaya TİA tanısı konulması için eldeki verilerin yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Kartal Koşuyolu’nda hazırlanan rapor kayıtlarında bu tanının konulması için yeterli veri olmadığı, hastanın bilinç kaybı ve
bayılma ataklarının araştırılması için ayaktan izlenebileceği düşünülmektedir. Tansiyon yüksekliği ve göğüs ağrısı da dikkate alınarak gerekli tetkiklerinin yapılmasından sonra acil bir girişimin gerekip gerekmediğine karar verilmesi yerinde olacaktır.
Raporda Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bu durumu dikkate alarak, “Prostat nedeniyle
idrar yapamadığı için sondalı olduğu, ancak anestezi ve kalple ilgili hazırlıklarının yapılmasında sonra prostat ameliyatı olması yerinde olacaktır. Mevcut hastalıklarının tedavisinin İstanbul ili dahilindeki
yoğun bakım şartları da olan herhangi bir eğitim araştırma hastanesinde yapılmasının mümkün olduğu anlaşılmıştır” raporu verdiği de kayıtlara geçirildi.
Sağlık Bakanlığı’nın raporunda 6 saat ambülansla gezdirilen Levent Ersöz’e refakat eden doktor M.A’nın TİA tanısını hiçbir inceleme yapmadan koyduğu belirtilerek kınama cezası verilmesi gerektiği belirtildi.
“Necmi Ayanoğlu Silivri Devlet Hastanesi
Acil Servis doktoru C.T.’nin almış olduğu tutuklu hasta Levent Ersöz’ün anemnezinde TİA tanısına yönelik bir yakınmasının olmamasına, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Hastanesi’nde düzenlemiş olduğu sağlık kurulu raporunda TİA tanısı olmamasına, ayrıca Silivri Devlet Hastanesi’nde nörolojik yönden tetkik, tahlil ve bulgu olmamasına karşın, ambulansta tutuklu hasta Levent Ersöz’e refakat eden asistan doktor M.A.’un şifahi söylemi üzerine, akut kardiyak patolojisi düşünülmeyen hastayı TİA tanıları dolayısıyla Haseki Hastanesi’nde sevk ettiğinden kusurlu olduğu belirtilerek doktor C.T.’ın kınama cezasıyla tecziyesi
teklif edilmektedir.”
Hastane kayıtlarını kim değiştirdi?
Raporda, yapılan hiçbir incelemede Ersöz’le ilgili TİA tanısı konulmasına yönelik hiçbir bulgu bulunmamasına rağmen başta Silivri Hastanesi
nöbetçi uzman doktoru N.G. tarafından bu teşhisin konulması da anlamlı bulunarak, “Yine Silivri Hastanesi’nde nöbetçi uzman doktor N.G.’in hasta Ersöz’ün anemnezinde TİA tanısı yönelik yakınması olmamasına Kartal Koşuyolu’nun düzenlemiş olduğu sağlık kurulu raporunda TİA tanısının olmamasına, Silivri Devlet Hastanesi’de tetkik tahlil ve bulgu olmamasına karşın, deftere bu şekilde not düşmesi üzerine, uyarma cezasıyla tecziyesi teklif edilmektedir” denildi. Bu durumda, Ergenekon yapılamasının Silivri Hastanesi’ndeki kayıtlara TİA tanısını yazdırdığı anlaşıldı.
Levent Ersöz’ün Haseki Hastanesi’ne getirilmesinden sonra da burada doktorlardan S.G.’nin buradaki imkanların yeterli olmasına rağmen,
teknik yetersizlikleri gerekçe göstererek hastayı GATA’ya sevk ettiği belirtilerek, “Haseki Hastanesi doktoru S.G.’in Ersöz’ün burada tedavisi mümkünken, çeşitli teknik yetersizlikleri ve hastanın istememesini gerekçe göstererek GATA’ya sevkini sağlaması üzerine kınama cezasıyla tecziyesi teklif edilmektedir” denildi.
Raporun bu bölümünde, “Haseki Hastanesi üroloji doktoru A.T.’nin Ersöz’ün Haseki’de tedavisi mümkünken, muayene sonucu prostat ameliyatı önerdiği, ameliyatın da yoğun bakım şartlarında ve hastanın kimliği göz önünde bulunarak GATA’ya sevkinin uygun olacağına ilişkin rapor yazması nedeniyle kınama cezasıyla tecziyesi teklif edilmektedir. Haseki Hastanesi’nden doktor M.U.’un Ersöz’ün bu hastanede tedavisi mümkünken, hastanın can güvenliğinin tehlikede olduğunu belirtmesi üzerine GATA’ya sevki üzerine görüş bildirmesi üzerine uyarma cezası verilmesi teklif edilmektedir.” İfadelerine yer verildi.
Ersöz’e yardım eden edene
Sağlık Bakanlığı’nın hastane ve doktorlarla ilgili teftiş raporuna ilaveden
Adalet Bakanlığı da konuyla ilgili yürüttüğü soruşturma sonunda Ersöz'ün GATA'ya sevkinde İstanbul
Barosu'ndan da yardım gördüğü ve savcılığa gönderilen bir yazıyla sürecin hızlandırıldığını ortaya çıkardı.
04.02.2009 tarihinde
İstanbul Barosu Başkanlığı'ndan İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen ve İstanbul
Baro Başkanı Avukat Muammer Aydın'ın imzasını taşıyan yazıda, Levent Ersöz'ün görevi gereği birçok örgütün hedefinde bulunduğu belirtilerek güvenlik gerekçesiyle GATA’ya edilmesinin istendiği belirlendi.
Türkiye’de yasalara göre, hükümlüler, yasal olarak öncelikle cezaevi revirlerinde, mümkün değils
e devlet ya da üniversite hastanelerinin tutuklu koğuşlarında tedavi görüyor. Mahkûmların bir başka hastaneye sevki ise Sağlık Kurulu raporu ile gerçekleştirilebiliyor. Eğer hayati risk varsa bu süreç hızlandırılabiliyor. Prosedüre göre, mahkûmlar
emekli asker de olsa Millî Savunma Bakanlığı'na bağlı askerî hastane Gülhane Askeri Tıp Akademilerine sevk edilemiyor.
ERCAN YAVUZ - TODAY'S ZAMAN