Genelkurmay'ın
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ne
Danıştay'ı karşıdan gören Sıhhiye Orduevi'nin
kamera kayıtlarıyla ilgili gönderdiği yazı, gözleri
Ankara'daki ilk yargılamayı yapan özel yetkili 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevirdi.
Saldırının Danıştay 2. Dairesi'nin '
türban' kararı nedeniyle yapıldığı yönünde karar veren
mahkemenin başkanı Orhan
Karadeniz, görüntülerin silinmesiyle ilgili şu açıklamayı yaptı: "Genelkurmay'dan savcı talep etmemişse, avukatlar talep etmemişse... Böyle bir iddia varsa, araştırılır muhakkak. Böyle bir iddia ileri sürülmemişse Genelkurmay'da kaybolduğunu nereden bilelim? "
Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'ndan
emekliye ayrılmasının üzerinden 3 yıl geçtiğini belirten
Orhan Karadeniz, "Dosyadaki zabıtları incelersiniz, talep edildi mi edilmedi mi öğrenirsiniz. Ben şu anda hiçbir şey hatırlayamıyorum." ifadelerini kullandı. "Böyle önemli bir olayda kamera kayıtlarının silinmesi önemli mi?" sorusuna Karadeniz, bütün bilgilerin dosyada mevcut olduğunu, saldırıyı yapan sanıkların nerede yakalandıklarını bizzat kendilerinden dinlediklerini söyleyerek
cevap verdi. Karadeniz, "Beraat ettirmedik ki! Adamlar ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası aldılar. (Kayıtlar) Sanıklar için faydası olursa olur." şeklinde konuştu. Kayıtların incelenmemesini eksiklik olarak görüp görmedikleri yönündeki soruya, mahkemenin savcının hazırladığı
iddianame ve avukatların taleplerine göre hareket ettiğini belirterek karşılık verdi.
DOĞRUYU SÖYLEDİĞİNİ NEREDEN BİLEYİM!
Orhan Karadeniz, olayda
Ergenekon bağlantısını görmemişti. Saldırının Danıştay'ın türban kararı nedeniyle gerçekleştirildiğini savunmuş ve bu hükme göre ceza vermişti. Sanıklardan Osman Yıldırım'ın, saldırının Ergenekon tarafından azmettirildiği yönündeki itiraflarının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Osman, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasını alınca kendini kurtarmak için bu işlere girdi. Kararı verince bana bile
hakaret etti. Asliye ceza mahkemesi ona ceza verdi. Osman Yıldırım'ın ben doğru söyleyip söylemediğini nereden bileceğim? Eğer dürüst olsaydı, karar verilmeden önce anlatırdı. O konuşmadıysa ben nereden bileyim kafasındakini?" Karadeniz, savcıları suçluyor ancak burada hatırlatmakta fayda var. Ergenekon
davası sürecinde söz konusu talepleri savcılar değil, mahkeme heyeti yapıyor. Emekli hakim Orhan Karadeniz, Danıştay saldırısını yapanların Ergenekon gibi başka
örgütlerle bağlantısını kuramadıkları için 'müstakil örgüt' kabul ettiklerini savunuyor. Karadeniz, şu ifadeleri kullanı: "Araştırdık, bir hücre faaliyeti olarak yürütüldüğü kanaatine vardık. Biz
beraat kararı versek kamera kayıtları, bir önem arz ederdi. Biz mahkûmiyet kararı verdik. Beraat ettirsek, delilleri görmedik beraat ettirdiler diyeceklerdi. Mahkeme dava sırasında yapılan talepler konusunda karar verdi. Dosyada mevcut. Kimse yangından mal kaçırmadı. Ben orada tek başıma karar vermiyorum. Üç hâkim birleşip karar veriyoruz.
Araştırma yapmışızdır veya yapmamışızdır. Bunun hepsi dosyada mevcuttur. Herkesin gözü önünde avukatların, savcının, sanıkların ve halkın gözü önünde yapılan açık bir duruşmada gizli saklı bir olay yoktur."