14 Aralık tarihinde Türk medyasına hukuksuz çekilde başlatılan operasyona tepkiler gelmeye devam ediyor. Medyaya yönelik bir darbe olan söz konusu girişime sanat camiasındanda eleştiri yağmaya devam ediyor.
İşte o tepkilerden öne çıkanlar:
ADI ÜZERİNDE: FİLM...
Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Bozkurt Kuruç: Kurtlar Vadisi’nde oynamıştım. Sokakta yürürken insanlar ‘Bu yaşananlar doğru mu' diye sorardı. Gündemdeki konular yazılıyor. Hayal gücü ile yazılan şeylerdir. Adı senaryodur. Hayal gücü kullanılarak oluşturulan bir dizi veya tiyatrodur. Tuhaf bir durum. Tutuklamayı yapan, sokaktaki insanlar gibi senaryoları ciddiye alıyor. Yanlış bir durum. Amerikan filmi seyrediyoruz. İdam olacak adama beraat kararı geliyor. Bu film yani adı üstünde. Hayal gücünü bu kadar ciddiye alsaydı devlet yöneticileri Amerika yerle bir olurdu. Bir diziye bakarak hüküm vermek her şeyi çok fazla ciddiye almak anlamına gelir.
12 EYLÜL'DE OLMUŞTU
Yazar Orhan Tekelioğlu: Dizilerde çekilen bölümler tutuklanmayı gerektirmiyor. Savcı nasıl bir bağlantı kurdu anlamıyorum. Kimse Kanal D’de yayınlanan Kurtlar Vadisi’ne bir müdahale etmiyor. Siyasal olarak değerlendirmiyorum, sosyolojik olarak değerlendiriyorum. Savcılık hangi mantıkla böyle bir mütaala yürüttüğünü bilmiyorum. Dizi çekmek suç değildir. Bir roman yüzünden yayınevi sahibini tutuklamak gibi bir şey olmuş. 12 Eylül dönemlerinde falan olmuştu böyle şeyler.
DİZİDEN TUTUKLAMA ÇIKMAZ
Tiyatro sanatçısı Haldun Dormen: Sansüre karşıyım. Hele sanatta. Bir diziden yola çıkarak yaşananları onaylamama imkan yok. 21. yüzyılda, bir televizyon dizisi sebebiyle tutuklama yapılması olacak şey değil.
BU MANZARA TÜRKİYE'YE YAKIŞMIYOR
Sanatçı Gökhan Güney: Bence bu manzaralar Türkiye’ye yakışmıyor. Saçma geliyor. Konuşulan diyalogları bilmiyorum. Ama ne olursa olsun dizi bu ya. Kalkıp da bariz şekilde devleti yıkma amacı olmadıktan sonra böyle ufak bir diziden yola çıkarak insanları tutuklamak doğru değil.
ORTAM KAOSA GİDER
Ressam Bedri Baykam: Düşüncesi her ne olursa olsun, gazetecilere ve dizi çalışanlarına saldırmaya başlarsak ülkede yakın zamanda kin ve intikam duygularıyla dokunulmadık basın organı kalmaz. Özgür düşünce tartışması kalmaz. Ortalık ya tam bir rejim diktasına ya da tam kaosa gider.
Cem Özer (OYUNCU): Dizi çekerek terörist olunmaz
Cem Özer ise Twitter’dan yaptığı paylaşımda “Nasıl ki şiir okuyunca terörist olunmuyorsa, dizi çekerek de terörist olunmaz. Muhteşem Yüzyıl’ın yapımcı ve yayıncıları idamla yargılansın. Milleti harem ve halvete teşvik etti. Kurtlar Vadisi’ne dokunmayın. O masum. Sevgi, saygı, fikri tartışma, sanat ve edebiyata teşvik ediyor. Gülen Cemaati terör örgütüyse sorun yok. Yakında ‘Çözüm Süreci’ başlar.” yorumunu yaptı.
Ömer Faruk Sorak (YÖNETMEN): Bu geçmişten beri hep var
Yaşananlara şaşırmadık. Bu geçmişten günümüze Türkiye’de hep var. ‘İnce Memed’ filminin yakıldığı gerçeğinden bakarsanız bugün yaşananlar bu döneme özel bir durum değil. Biz yıllardır birisi bir şey söyleyince bütün düzeni değiştirecek korkusu yaşadık. Bu da onun bir parçasıdır diye düşünüyorum. Geçmişte yapın bir dizi, bitirin onları gibi örnekler de gördük. Sanatın gücü çok yüksek. Mesela Kurtlar Vadisi’nde İsrail ile ilgili bir sahne vardı ve iki ülke arası bayağı gerilmişti. Bu yaşananlar sanata darbe vurmaz ama zaten yıllardır benzer sıkıntılar yaşanıyor.
Sanatın, kültürün bu tür şeylerden uzak tutulması gerekir. Bu dizileri hiç izlemedim ama sonuç olarak bir dizinin içeriği ne olursa olsun Türkiye’de RTÜK var. Eğer bu dizide gerçekten hukuka ve ülke bütünlüğüne aykırı bir durumu olsaydı RTÜK bunu görmezden gelmezdi. Yıllarca yayınlanmış dizi, RTÜK’ten bir uyarı bile almamış. Ayrıca dizi yapanlar yasaklara dikkat ederek işlerini yaparlar. Senaristten yönetmene kadar uzanan böylesi bir operasyon herkeste tedirginlik oluşturacaktır.
Uğur Vardan (Sinema yazarı): Senaryo üzerinden tutuklama absürt
Söz konusu dizi, bakış açısı ve fikri zemin açısından ideolojik açıdan pek de destekleyeceğim bir noktada değil. Lakin bir dizi senaryosu üzerinden gözaltına alınma ve dahi tutuklanma elbette absürt geliyor. Samanyolu TV ‘Gezi zamanı’ bilhassa ‘Camide içki içtiler’ haberinin propagandası aşamasında önemli bir rol üstlenmişti. Ben duruma göre değil, her daim vicdan ve sağduyuya göre hareket beklerim. Dizileri de sanatsal ve ideolojik konumlarına göre elbette eleştiririm ama yazanı çizeni, yayınlayanı hapse atmak âkıl, vicdan ve hukuk içeren bir hamle değildir...
Alin Taşçıyan (Sinema eleştirmeni): İfade özgürlüğü zedelenecek
Tutuklanmaya yol açan içeriğin yayınlandığı bölümleri izlemedim. Bu konuda fikir ileri süremem. Söz konusu dizide zaman zaman nefret söylemi kullanılmasından, militarist bir yaklaşımda bulunulmasından ve Kürtlere karşı ayrımcı bir tavır alınmasından rahatsızlık duyuyordum. Bu etik bir sorun olduğu için kurmaca bir eserin içeriğinden dolayı yargılanmasını doğru bulmuyorum, ifade özgürlüğünü zedelediğini düşünüyorum.
Cem Güler (Yedirenk Sanat Vakfı Sinema Platformu Direktörü): Özgür sanat için dik durma vakti
Yaşanan olaylar, sanata vurulan bir darbe. Gelecek nesillerin bu imajı temizlemesi çok zor olacak. Vakit özgür fikirlerin savunulması ve sanat için de dik durma zamanı. Bu süreçte birçok sanatçı ile temasa geçtik. Herkes korkunç bir durum diyor ama yüksek sesle konuşamıyor çünkü korkuyor. Korku içinde sanatçılar sindirilmeye çalışılıyor. Gezi olaylarında sanatçılar ön plandaydı ve sonra hepsi ciddi baskı gördü. Sanat özgürce yapılmalı. İran’da devrimden sonra bütün sanatçılar yurtdışına kaçtı. Özgürce sanatlarını yapacakları ülkelere yerleştiler. Yarın öbür gün bu duruma engel olunmazsa biz de aynı onlar gibi lanse edileceğiz.
Bugün/ Zaman