Dink cinayetinde 5 gözaltı daha

Dink cinayetinde yeni gelişme; iki ayrı şehirde 5 gözaltı daha..

Dink cinayetinde 5 gözaltı daha

Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin İstanbul ve Trabzon'da gözaltına alınan 5 kişinin sorgusu sürüyor. Alınan bilgiye göre, Dink'in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Trabzon ve İstanbul'da gözaltına alınan 5 kişi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde tutuluyor. Bu kişilerin, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin daha önce yakalanarak tutuklanan kişilerle bağlantı içinde oldukları öne sürülüyor. Öte yandan, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden 5 kişilik bir ekibin Trabzon'a gönderildiği ve burada Trabzon polisiyle birlikte çalışma yürüttükleri öğrenildi. EMNİYET'TE "POLİS MUHBİRİ" TARTIŞMASI Hrant Dink cinayeti sonrasında ortaya çıkan "Polis Muhbiri" tartışması sürüyor. Cinayete ilişkin 11 ay önce bilgi verdiği belirtilen tutuklu Erhan Tuncel'in, iddialarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından ciddi bulunmadığı için sonuçsuz kaldığı ifade edilirken, istihbaratçılar Trabzon'da yaşanan olayların tek nedeninin İstihbarat Şubesi'ndeki değişiklikten kaynaklandığını iddia ettiler. Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in ekibini Tuncel'in suikast ihbarını dikkate alarak İstihbarat Daire Başkanlığı'na bildirdi. Genel değerlendirmenin ardından Yasin Hayal'in suikast için geleceği adresin bile verildiği bilgi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bildirildi. Hayal'in gazeteci Hrant Dink'e yönelik saldırıyı gerçekleştirmek için geleceği adrese giden İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri akrabasının evini bir süre izledi. Yapılan teknik takip ve dinlemede "belirtilen konuya ilişkin bir hazırlık görülmemiştir" denilerek işin peşi bırakıldı. "GEREĞİ YAPILDI" Konuyla ilgili haberlere çevresindeki arkadaşlarına "Benim dönemim olabilir. Ben hatırlamıyorum, kaldı ki bu bilgiler bana gelmez. Aşağıda şube müdürleri seviyesinde gereği yapılır. Benim öğrendiğim gereği de yapılmış" diyen İstihbarat eski Daire Başkanı Sabri Uzun, sorulara ise "konuyla ilgili müfettişler gereken araştırmayı yapıyor. Lüzum görülürse ve hatası olan görülürse gereken yapılır" dedi. İstihbaratın temelinde bilginin yattığının altını çizen Uzun, "Bu kurum asla böyle bir şeyi atlamaz. Kimden yada nerden geldiğinin önemi yok. Daire icra kurumu değil, bilgi değerlendirilir ve ilgili kurum yada kuruluşa iletilir" dedi. İSTİHBARAT ÇEKİŞMESİ Mİ? Bu arada konuyla ilgili değerlendirme yapan bir üst düzey emniyet yetkilisi, "Spontane yapılmış bir ihbardır. İncelenmiş bir şey bulunmamışsa inisiyatif ilin görevlilerinindir. Ama daha sonrasında aynı grubun takip ve tarassuttan çıkarılması yapılan yanlış atamalardan kaynaklanmıştır" diyerek ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. Ramazan Akyürek'in, 8 Mayıs 2006'da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanmasının ardından ilde ciddi bir boşluk doğduğuna dikkat çeken emniyet yetkilisi, "İstihbarat şubesinin atamaları daireden yapılır. Ancak Trabzon'a atanan Reşat Altay gelirken yanında bu ilin istihbarat müdürünü de getirdi. Böylece teamüle aykırı bir hareketle şubede ciddi sorunlar oluştu. İşin kötüsü hatanın telafisi için açıkta kalan şube müdürü de daireye transfer edilmedi. Hem müdür, hem de şube personeli işe küstürüldü" dedi. Bu gelişmeyle eski istihbarat şube müdürüne bağlı çalışan Erhan Tuncel ve irtibatlı grubun polisle bağlantısı kesildiğine dikkat çeken yetkili, "Boş kalan gruba ilişkin yeni istihbarat müdürüne de bilgi verilmedi. İçerdeki huzursuzluk böyle ciddi bir hatalar zincirini doğurdu" değerlendirmesini yaptı. 10 YILIN BİRİKİMİ Öte yandan konuya farklı açıdan bakılması gerektiğini vurgulayan bir başka terör uzmanı ise, "10 yıldır ekilen şimdi biçiliyor" diyerek şunları söyledi: "Trabzon ve yakın illere ilişkin yapılan çalışmalar bizzat devletin psikolojik harekatıdır. Özellikle bölücü ve sol örgütlerin bölgeye açılımını engellemek amacıyla, başta bu il olmak üzere düzenli olarak bölgede milliyetçi akımlar desteklenmiş ve beslenmiştir. Bu da devletin temel politikası arasında en üst kurumların kararı olarak yapılmıştır. Şimdi kale olarak planlanan illerde bu tip kişilerin kendilerini vatanın sahibi gibi görüp hareket etmelerinden kimsenin rahatsız olmaması gerekiyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının güvenliğinin sağlanması için bölgedeki milliyetçi unsurları yıllardır kamçılayanlar, Çatlı benzeri kişilerinde çıkacağını hesap etmeliydi. Milli güvenliği sağlayalım derken, iç güvenlik unsurlarıyla oynanmış ve maalesef bu sonuç ortaya çıkmıştır"
<< Önceki Haber Dink cinayetinde 5 gözaltı daha Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER