Dünyanın dört bir yanından tanınmış din alimlerinin katılımıyla
İngiltere Merkezli
Küresel Yenilik ve Rehberlik Merkezi (GCRG) ile Canopus Consulting düşünce kuruluşlarının
Mardin'de düzenlediği "Barış Diyarı Mardin" konferansında,
terörist grupların eylemlerinin cihat değil, keyfi
cinayetler olduğu öne sürüldü.
Global Centre for Renewal and Guidance (GCRG) ile Canopus Danışmanlık'ın 27, 28
Mart tarihlerinde Mardin'deki Artuklu Üniversitesi'nde düzenlediği, terör eylemlerinin dini gerekçelere dayandırılmasını reddetmek ve kınamak için
İslam dünyasından dünya çapında tanınmış bir grup alimin, ilahiyatçının ve akademisyenin bir araya geldiği tarihi zirvesi sona erdi.
Moğol istilası altındaki Mardinlilerin isteği üzerine, İslam dünyasının önde gelen alimlerinden İbn-i Teymiyye tarafından 1300'lü yılların başında verilen ve Müslümanları, işgalcilere karşı savaşmaya çağıran 'cihat fetvası' 700 yıl sonra ortaya çıktığı Mardin´de, barışçıl bir dile çevrildi.
Sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi: "Suudi Arabistan, Türkiye, Yemen, Hindistan, Senegal, Kuveyt, Bosna, İran, Fas, Moritanya ve Endonezya'nın da dahil olduğu ülkelerden ve geniş bir yelpazedeki İslami düşünce okullarından gelen alim ve ilahiyatçının tecrübe ve uzlaşısına dayanmaktadır.
Terörist grupların eylemlerinin cihat değil, keyfi
cinayetler olduğunu öne sürmektedir.
Mardin fetvasının yanlış yorumlandığını ve terörizm veya şiddeti haklı çıkarmak için hiçbir şekilde kullanılamayacağını öne sürmektedir.
Bütün Müslümanlara,
İslamiyet'in getirdiği en yüksek hukuki ve etik standartlara uygun yaşamaları çağrısında bulunmaktadır.
İslamiyet'in ayrım gözetmeksizin adam öldürme ve cinayeti kati biçimde yasakladığı açıktır.
Teröristlerin, yanlış eylemleriyle İslamiyet adına kendi inançlarını yok ettikleri ve İslamiyet'in ve Müslümanların itibarını dünyanın nezrinde sarstıkları açıktır."
GCRG Editorü Şeyh Abdullah Bin Beyyeh, yaptığı açıklamada, "Bu tarihi ve önemli zirve bize şunu göstermiştir: 'İbn-i Teymiyye ve özellikle de Mardin fetvası terörizme gerekçe olarak kullanılamaz. Bu zirve, İbn-i Teymiyye'nin böyle bir tutum sergilemeyeceğini ve de ana akım İslami yaklaşımlarının buna izin veremeyeceğini ortaya koymuştur. Bu zirve, İslamiyet içinde farklı kanaatlerden gelen ilahiyatçı ve alimleri bir araya getirerek şu görüşte birleşmesini sağlamıştır: İslamiyet terörizmi ve ayrım gözetmeksizin cinayet işlenmesini kınamaktadır." dedi.
(CİHAN)